Kurban
Bayramı yaklaştı. 31 Temmuz Cuma günü bayram. Biz daha kurbanı nasıl, nerede,
kiminle keselim, fiyatlar nerelerde diye düşüne duralım. Kimi vakıf, dernek ve
yardım kuruluşları haziranın ortasından itibaren kurban bağışı için mesajlar
göndermeye başladı bile. Yurt içi ve yurt dışı olmak üzere kurban bedelleri de
belli. Sizlere de değişik yardım kuruluşlarından bu şekil mesajlar
gelmiştir.
Fiyatlar
kesilen bölgeye, yardım kuruluşuna, yurt içi ve yurt dışına göre değişiklik arz
ediyor. Gelen mesajlara baktığımız zaman yurtdışında kesilecek kurban bedelleri,
yurt içine göre genel itibariyle daha ucuz. Yurt dışında ortalama 750 olan bir
kurban bedeli, yurt içinde 1200 lira civarında. Türkiye'deki bir kurbanlık yurt
dışına göre neredeyse iki katı. Normali, bu ülkede kesilen kurban daha hesaplı
olacağı yerde maalesef daha pahalı. Bu da bu ülke insanı olarak eti daha
pahalıya yediğimiz ve kurbanlıkları daha fazlaya aldığımız anlamına geliyor.
Ülkede hayvancılığı desteklemek, kalkındırmak ve geliştirmek için gelmiş geçmiş
tüm hükümetler bu alanda onca teşvik vermesine rağmen maalesef fiyatlar bir
türlü makul seviyeye indirilemedi. Ya verilen teşvikler yeterli değil ya da
yeterli idiyse de hayvancılık| sektörünü elinde bulunduranlar girdi fiyatlarını
gerekçe göstererek fiyatları aşağıya çekmiyor. Bu konuda bir yerde bir hata var
ama nerede veya kimde bilmiyorum. Neyse bu konu ayrı bir konu.
Gelelim
kurban bağışlarına. Yurt içi ve yurt dışı çalışan yardım kuruluşları öyle
mesajlar gönderiyorlar, öyle ilanlar veriyorlar, öyle reklamlar yapıyorlar ki
tüm bunlardan benim anladığım, yurt dışına kurban bağışı özendiriliyor. 18
ülkede kesiyoruz, 20 ülkede kesiyoruz. Fiyatlar bu kadar gibi. Bağışta
bulunacak kişilerin çoğu da ister istemez yurt dışına bağışı tercih ediyor.
Çünkü yurt dışı fiyatlar Türkiye'ye göre çok cazip. Bağışçı, yurt içinde
yapacağım bir bağışa, aynı fiyata yurt dışında iki bağış yaparım diye
düşünebiliyor.
Burada
yanlış anlaşılmasın. Yurt dışına kurban bağışı gönderilmesin, tüm bağışlar bu
ülkeye yapılsın demek istemiyorum. Yurt dışını görenler, oralarda daha fazla
ihtiyaç sahibi olduğunu gözleriyle görmüş olabilirler. Bundan dolayı ağırlıklı
olarak yurt dışına çalışmayı öncelik olarak görebilirler. Bağışçılar da yurt
içi veya yurt dışı tercihinde bulunabilirler. Benim tüm bunlara bir diyeceğim
olamaz. Yardım kuruluşlarının veya bağışçıların tercihi, genellikle yurt dışı
olsa da bu konuda bir hassasiyetimi dile getirmek ve şu soruyu sormak
istiyorum. Kurban bağışında niçin ülke insanı öncelikli değil? Bildiğim
kadarıyla bu ülkede fakir ve ihtiyaç sahibi az değil. Kurban kesemeyecek
insanımızın sayısı da epey bir yekun tutar. Zaten ülke olarak birkaç yıldır adı
konmamış bir ekonomik dar boğazı yaşıyoruz. Koronavirüs dolayısıyla birçok
sektör durma noktasına geldi. Çoğu kepenk kapattı. İşten çıkarılan işçi ya da
işini kaybeden kişi sayısı hakeza. Hayat pahalılığı kendisini her geçen gün
daha derinden hissettiriyor. Neredeyse zam almayan ürün kalmadı. İşini
kaybedenlere destek olmak amacıyla devlet, ülke genelinde yardım kampanyası
başlattı. Sektörler ayakta kalsın diye vergi öteleme başta olmak üzere ekonomik
paketler açıkladı. Tüm bunlar göz önünde bulundurularak kurban bağışlarına bu
ülke insanı, öncelikli olarak ihtiyaç sahibi değil mi? Ki zekat, fitre, sadaka,
fidye, kurban bağışı gibi yardımları yaparken yakın akrabadan uzak akrabaya,
yakın komşudan uzak komşuya doğru bir yol izlemek İslam dininin de emridir. Bu
konuda hem milli hem de dini düşünmek gerekir diye düşünüyorum. Teşbihte hata
olmasın, camiye lazım olan kiliseye haramdır denir. Hasılı diğer yardımlarda
olduğu gibi kurban bağışında da yakından uzağa olacak şekilde önceliğimiz bu
ülke insanı olmalıdır. Artanı yurt dışına gönderelim. Yine de tercih hayırsever
insanlarımızın.
Söz
kurbandan açılmışken yardım kuruluşlarıyla ilgili beni düşündüren bir konuda da
birkaç kelam etmek isterim. İstisnaları kaideyi bozmaz ama yardım kuruluşları,
yurt dışı kurban bağışlarında sen şu ülkede, ben bu ülkede keseyim diye
aralarında niçin bir anlaşma yapmazlar? Niçin hepsi her ülkede kurban kesiyor?
Her yardım kuruluşunun her ülkede çalışma yapması bence bir maliyettir, para ve
insan gücünü verimli kullanmamaktır. Parçalanmış görüntüsü vermektedir. Halbuki
maksat fakirlere et ulaştırmak değil mi? Ha ben vermişim o fakire eti, ha sen.
Ne fark eder? Bu konuda birliğin sağlanması, organizasyonların daha düzenli
olması için yardım kuruluşlarını sevk ve idare edecek bir çatı yardım kuruluşuna
ihtiyaç var. Bu işe pekala Diyanet öncülük yapabilir ve bu konuda inisiyatif
alabilir.
*10/07/2020 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
*10/07/2020 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.