Cumhurbaşkanı mı Erdoğan'ın dediğine göre savunma
sanayimizin yüzde yetmişi yerli. Geçmişe oranla büyük bir mesafe kat edilmiş.
İnşallah kısa zamanda yüzde yüzünü de yapar hale geliriz.
Aslında yerli savunma sanayide yüzde yetmişini yapar hale
gelmemiz sevindirici olmakla beraber çok gecikmiş bir yatırımdır. Biz ki
Selçuklu ve Osmanlı'ya dayanan köklü bir devletiz. Atalarımızın ömrü cephede
geçmiş asker bir milletiz. Ama bunca yıldır kendi savunma sanayimizi
oluşturamamış. Bu asırda hala savunma sanayinde maalesef dışa bağımlıyız.
Savunma ihtiyacımızı gidermek için paramızı vererek Patriot almak istiyoruz.
ABD olmaz diyor. Rusya'dan S-400 almaya yöneliyoruz. Bize Patriot satmayı kabul
etmeyen stratejik ortağımız cıs, alamazsın, alırsan yaptırımlar uygularım,
sonucuna katlanırsın diyor. Alırsın, alamazsın derken S-400'leri Rusya'dan
alıyoruz. S-400'ler gelmeye başlayınca ABD, ilk iş olarak ortağı olduğumuz
F-35'lerin yapımından bizi çıkarıyor ve F-35'leri vermeyeceğini söylüyor. Nasıl
ortaklıksa? Şimdi ABD, Türkiye'ye başka ne yaptırımlar yapabilirim diye
düşünüyor. Bu nasıl iş, anlayabilen var mı? Bu yapılanların mantıklı bir izahı
var mı? Anlamakta zorlanıyorum. Sanki bize ulufe dağıtıyorlar.
Paramızı bastırıp istediğimiz savunma aracını alsak bile
bize şartlı veriyorlar: Efendim! Bunu bana karşı doğrultamazsın, benim müttefikime
kullanamazsın. Yeri geliyor parçasını vermiyor. Ne zaman zor durumda kalsak
verdikleri işe yaramıyor. Ambargo ile tehdit ediyorlar. Kıbrıs Harekatında bunu
yaptılar. Almanya ile gerilim ortaya çıkınca Almanya tank modernizasyon işini durdurdu. Ama bu
işlerde suç, ne ABD'de ne Rusya'da ne de başka bir ülkede. Suç tamamen bizde…
Büyük devletler durmadan bizimle oynuyor ama biz tüm bunlara rağmen savunma
sanayinde dışa bağımlı olmaya devam ettik. Kıbrıs Harekatından bugüne 45 yıl
geçmiş. Etrafımız düşmanla çevrili olduğunu bildiğimiz halde, ülke güvenliğini
sağlamak baş görevimiz olmasına rağmen dışa bağımlılıktan kurtulamamışız. Merak
ediyorum, bu ülkeyi geçmişten günümüze yönetenler bu iş için ne yaptı? Elleri
armut mu topladı?
Ne iş yaptıklarını ben söyleyeyim. 1993 yılında askerim.
Ankara'dan gelen üst rütbeli bir subay (sanırım albaydı) bize çok hoş bir konferans
verdi. Komutanın konuşması gururumuzu okşadı. Soru-cevap kısmında bir asker
"Komutanım! Güçlü bir ordumuz var. Niçin kendi milli savunma sanayimizi
kurmuyoruz" dedi. Komutan ne dese beğenirsiniz? "Arkadaşlar!
Kendimizin yapmasına gerek yok. İleri devletler savunma ve saldırı amaçlı her
türlü savaş malzemesini yapıyorlar. Bastırır parayı alırsın, yeter ki sen
paradan haber ver" dedi. Sanırım bugüne kadar (bu hükümete kadar) savunma
sanayimizin niçin dışa bağımlı olduğu verilen bu cevapta gizli. O komutan hala
yaşıyor mu bilmiyorum ama o komutana ve onun gibi düşünen asker ve siyasi
sorumlulara "Bakın! Paramız, istediğimiz silahı almaya yetmiyor, günaydın"
diye seslenmek istiyorum.
Savunma sanayimizi kurmada ve yüzde yüze ulaştırmada
gecikmiş olsak da zararın neresinden dönersek kardır. S-400, Patriot, F-35'ler
bizim kulağımıza küpe olsun. Kötü ülke/ortak bizi mal sahibi yapsın. Bu konuda
bu hükümetin yaptıkları yadsınamaz, takdir ediyorum. İster savunma, ister
saldırı amaçlı olsun her türlü savunma ihtiyacımızın yerli olması birinci
vazifemiz olsun. Marş marş! Unutmayalım ki başkasının yaptığı ile ne ülke
savunulur ne de savaş yapılır. Savunma sanayimiz her şeyiyle yerli ve milli
olmalıdır.
***25/07/2019 tarihinde Barbaros ULU adıyla Pusula haber gazetesinde yayımlanmıştır.
***25/07/2019 tarihinde Barbaros ULU adıyla Pusula haber gazetesinde yayımlanmıştır.