Gözümüz ve gönlümüz
Filistin'de.
Bu, eşit şartlarda
olmayan, İsrail'in lehine olan bu orantısız savaşı, elimizden bir şey gelmeden
endişeyle izliyoruz. Hiçbir milletin başına hele pişmiş tavuğun başına gelmeyen
her türlü esaret, tutsak hayatı, ölüm, işkence, açlık, bu milletin kaderiymiş
gibi Filistinlinin üzerinde dolaşmaya devam ediyor.
Biliyorum bazıları
kızacak ama varsın kızsınlar. Çünkü zaman hamaset zamanı değil. Ki iş hamasetle
bitse, alasını yaparım.
Gelinen nokta itibariyle
her türlü haklılığına rağmen Hamas, son yaptığıyla kendi topuğuna sıktı. Bu
yaptığıyla İsrail'in ekmeğine yağ sürdü. İsrail'e kendini koruma ve savunma
imkanını altın tepsi içerisinde sundu.
Herkesin İsrail'in büyük
istihbarat zaafı var. Saldırıyı göremedi, karizmayı çizdirdi dediğine
katılmıyorum. Çünkü İsrail böyle bir zaaf görüntüsü vererek Hamas'a gollük bir
pas attı. Hamas da golü attı. Gol atıldı atılmaya. Ya sonrası? İşte burayı
düşünmek lazım. Çünkü İsrail Hamas'ın bu saldırısıyla, dünya kamuoyunu da
arkasına aldı. Yarım kalan işini de bitirecek. Bundan sonra kim tutar İsrail’i.
İstediği şekilde at oynatacak, istediği golleri atacak. Bölüp parçalayıp yutacak.
Zaten zamana yayarak en iyi yaptığı da budur.
İsrail’in bu istihbarat zaafı,
bana şunu hatırlattı. Bir öğretmen vardır. Sınav yapıyor. Sınavın daha başında bir
öğrencisinin kopya çekmeye yeltendiğini görür görmez, öğrencisini uyarır, gerekirse
yerini değiştirir, elindeki kopyasını alır. Kopya muamelesi yapıp öğrenciyi dışarı
çıkarmaz. Öğrencisinin sınav yapmasına imkan verir. Bir başka öğretmen tipi vardır
ki sınavın başında öğrencisinin kopya çektiğini görür. Biraz daha kopya çeksin de
sonra yakalayayım, kopya muamelesi yapayım ve sıfırı basayım diye düşünür. İlk öğretmen
iyi niyetli ama ikinci öğretmen kötü niyetlidir. İsrail’in istihbarat zaafı görüntüsü
vererek Hamas’ı üzerine çekmesi de istihbarat zaafından değil, tıpkı ikinci tip
öğretmen gibi hinoğlu hinliğindendir. Gel de kafanı ezeyim demektir bu.
Burada, dünya kamuoyunun
Filistin'in arkasında olması ne işe yaradı? İsrail hiç söz dinlemedi. Hep
saldırdı. BM kararlarını hiç uygulamadı diyebiliriz. Elhak doğrudur. Yalnız
dünya kamuoyunun ekseriyetinin Filistin yanında olmasından da rahatsızdı
İsrail. Bu son saldırıyla dünya kamuoyunu da arkasına alarak rahatsızlığını
bertaraf etti.
Hasılı, yılan hikayesine
dönen haklı mücadelesine, Hamas bu son yaptığıyla halel getirdi. Burada
Gazzelinin elinde başka seçenek yoktu. İsrail baskısıyla yaşadıkları bu hayata
hayat demezdi. Zaten her gün ölüyordu diyebiliriz. Bu da doğru. Hayatta esaret
hayatı kadar zor bir şey yoktur. Halihazırda yaşayan hiçbir Filistinli,
İsrail'den dolayı gün yüzü görmedi. Doğum, çocukluk, gençlik ve yaşlılık
halleri esaretle geçti. Bu da bir gerçek. Kaç neslin ömrü, var olma mücadelesi
ile geçince, bu ortamda büyüyenlerden sağlıklı hareket beklenemez. Bu yönüyle, son
saldırısından dolayı Hamas'a kızamıyorum. Çünkü İsrail kedinin fareyle oynadığı
gibi oynadı hep Filistinliyle. İsrail belki de kendisine saldırmaktan başka yol
bırakmadı. Kediyi sıkıştırınca kedi son çare üzerine atlar, cırmalarsa
Filistinlinin yaptığı da bundan başka bir şey değil. Bu hakkı teslim etmekle
beraber Hamas kazanamayacağı bir savaşa girişmemeliydi diye düşünüyorum. En azından
saldıran taraf olmamalıydı. İsrail’in kendisine hep yaptığını, onun silahıyla silahlanarak
İsrail’e benzememeliydi. Çünkü düşmanına benzeyen kaybeder.
Sonuç itibariyle Büyük İsrail için yürürlüğe konmuş olan Büyük Ortadoğu Projesi işlemeye devam ediyor. Hamas’ı da bitirirse bunun için önünde bir engel kalmayacak. İnşallah İsrail ağzının sulandığıyla kalır. Çölde serap görmüş olur, amacına ulaşamaz.