"Hademe-i hayrat olarak camilerimizde görev yapan
hocalarımız ise yüce dinimiz İslam’ın hakikatlerini bizlere öğreten nebiler
yolunun varisleridir. Kur’an’ın eşsiz ilkelerini ve Allah Resûlü
(s.a.s)’in güzel ahlakını aktaran hatiplerimizdir". Bu alıntı camiler ve din görevlileri haftası
münasebetiyle 6 Ekim tarihli hutbeden bir bölümdür.
Her gün ve çoğu hafta, belirli gün ve haftalar olarak
belirlenmiş. 1-7 Ekim haftası da camiler ve din görevlileri olarak tahsis
edilmiş. Bu yazımı da bu haftaya ve haftanın hutbesinde ayırdım.
Camiler haftasını anlarım. Zira camiler tüm halka ait
yerlerdir. Haftasında da anılsın. Bunu da o camilerde görevli olanlar yapsın.
Din görevlileri ne alaka? Haydi bu hizmeti yapanları da katalım dendi. Din
görevlileri de anılsın. İyi de bir kişinin biz şuyuz, buyuz şeklinde kendini
anlattığı hafta olur mu? Madem din görevlileri de anılacak. Bunu başkasının
yapması, başkasının gözüyle din görevlilerini anlatması daha uygun olmaz mıydı?
Din görevlilerinin camilerle birlikte kendilerini de anlatması, öğretmenler
gününde öğretmenlerin kendilerini anlatmasına benzer. Bereket, öğretmenler
kendilerinin anlatılacağı programı hazırlayıp biz buyuz, haydi bizi anlatın
diye sahneye öğrencilerini sürüyor. Hasılı imamlar da öğretmenler de kendileri
çalıp kendileri oynuyor.
Aslında bu tür haftalar anılıp kutlanacaksa, her aşaması
üçüncü eller vasıtasıyla yapılması daha iyi olur kanaatindeyim.
Yine bu tür haftalar veya günler öğretmen, din görevlisi
veya başka meslek grupları için mesleklerini masaya yatırmak için bir araya
gelme şeklinde olmalıdır. Her meslek grubu neyiz, nereye gidiyoruz, dışarıda
görüntümüz nedir, bu mesleğe görevlendirme yetkisi bizde olsa kendimizi bu
mesleğe layık görür müyüz, sorunlarımız nelerdir, bunları nasıl çözmeliyiz,
güven ve itibarı sarsan davranış ve görüntülerimiz üzerine bir değerlendirme
yapmak şeklinde olmalıdır. Bu değerlendirmeyi yapmak için de toplantı günü
gelmeden başkasının gözüyle o meslek grubu nasıl görünüyor üzerine bir
çalışmanın yapılıp bu çalışmanın masaya yatırılması yerinde olur. Çünkü ne
olduğundan ziyade nasıl göründüğün daha önemlidir.
Gelelim hutbenin içeriğine. Tümünü değerlendirmeyeceğim. Bugün
pek kullanılmayan hademe-i hayrat ifadesi hayra hizmet edenler anlamına gelir. Günümüz
din görevlilerinin cami görevlerini imamlık, müezzinlik, hutbe okuma, vaaz
verme, camiyi açıp kapama, caminin temiz olmasını temin; cenaze yıkama, kefenleme
ve telkin; nişan, nikah vb. etkinliklerde dua etme şeklinde sayarsak, çok geniş
anlamda kullanılan, her türlü iyilik ve yardımın genel adı olan hayır
kelimesini sınırlandırmış oluruz. Özellikle çoğu camilerin temiz olmaması, tuvaletlerine
girilememesi, namaz vakitleri dışında çoğunun kapalı olması, çoğunda mahfilin olmaması,
en önemlisi de camilere cemaatin gelmemesi başlı başına bir sorun. Cemaat çekilemiyorsa,
temizlik dini olan İslam’ın cami ve müştemilatı yeterince temiz değilse, namaz vakti
dışında kapalı ise müftülüklerin ve cami görevlilerinin bu konularda oturup kafa
yorması ve çözüm üretmesi gerekir.
Bir diğer husus, alıntıda geçen din görevlilerini “Nebilerin varisleri” şeklinde tanımlayan kısımdır. “Alimler peygamberlerin varisleridir” hadisini biliyorum ama din görevlilerini peygamberlerin varisi şeklinde ifade, boyundan büyük laf etme, cami görevine olduğundan fazla önem atfetme olur. Benzese benzese cemaatin önüne geçip imamlık yapması, hutbe irat etmesi ve vaaz vermesi olabilir diyeceğim ama burada bir mantık hatası var. Çünkü peygamberler tüm bu hademe-i hayratın karşılığını sadece Allah’tan bekleyecek şekilde karşılıksız yapıyordu. Mevcut din görevlileri ise deruhte ettikleri bu görevi maaş karşılığında yapıyorlar. Maaş olmadan kimsenin kendisini camiye hasredip meccanen görev yapması mümkün olmadığına göre cami görevlisi olmayı peygamber mesleğine benzetmek olacak şey değildir. Bugünkü din görevlileri, yaptıkları görevin karşılığını devletten alan diğer kamu görevlileri gibi birer memurdan ibarettir. Hamasete ve haddinden fazla sorumluluk yüklemeye ve bu mesleği olduğundan fazla yüceltmenin kimseye bir faydası olmaz. Böyle yapılırsa da gülünç bir durum ortaya çıkar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder