Kişilik ve karakter
bozukluğunun sebeplerini ve özelliklerini bir önceki yazımda alıntılarla ifade
etmeye çalıştım. Bu yazımda da bazı kişilerin kişilik özelliğine yer vereceğim.
Bir insanın bir
günde dört mevsim yaşaması,
Ne zaman, hangi
harekete ne tepki vereceğinin belli olmaması,
Çalışanlarına güven
duymaması,
Üslubunun herkesi
kırıp geçirmesi ve incitmesi,
Korku ve tehditler
salması,
Etkili, yetkili ve
de sorumlu bir makamda olmasına rağmen altındaki personeli hakkında dedikodu
yapması, personelinin kötü olduğu hakkında başkalarını yanına çekmeye
çalışması,
İnsanların ikili
konuşmalarına varıncaya kadar haberdar olmak istemesi,
Gerekli, gereksiz
her şeye inceleme ve soruşturma başlatması,
Yapılan her planı benim niye haberim yok diye bozması, pişmiş aşa su
katması,
Ben yaptım oldu
psikolojisinde olması,
Kendisini bulunmaz
Hint kumaşı sanması,
Aşırı kin ve
intikamla dolu olması,
İnatçılığı,
Kafasına taktığının
birden olmasını istemesi,
Sabırsızlığı,
Her işe, her şeye burnunu
sokması ve maydanoz olması,
Gittiği her yer ve
ortamda huzur bozması,
Kin ve intikam
listesine aldığı kişileri öveni de kara listeye alması,
Ölümlerin mesai saatleri dışında olması, mesai içinde ölecekse de defin işlemlerinin mesaide sonra yapılması. (Çünkü mesaiden ödün
verilemez. Çünkü cenaze nasılsa bir şekil kalkar.)
Kendisinden başka herkesin
yattığına kendisini inandırması,
Kendisini mükemmel, akıllı
ve çok zeki gördüğü için asla eleştiriye gelmemesi. Çünkü böyle özellikli birini
eleştirmek kimsenin haddi değil.
“Bir şey yapmayacağım”
demesine rağmen tükürdüğünü yalayıp bir ve çok şeyler yapması.
Kafasını taktığı konuda
sonuca varıncaya kadar o işin peşini bırakmaması, gerekirse o işi Filistin ve İsrail
meselesine dönüştürmesi,
İnsanların rahat ve huzurunu
bozmaktan aşırı zevk ve haz alması ama mutluluğu için tüm bunları yeterli gelmemesi,
Bir başına kalmaktan
korkması, sözünün geçtiği yerlere giderek her şeye çomak sokması,
Aşırı şüpheci olması,
Kimsenin işini düzgün
yapmadığına dair kendini inandırması...
Var mıdır bu özelliklerde olanlar? Sanmıyorum. İyi ki yoklar. Değilse hayat çekilmez olurdu.