Adamın biri işsiz kalır, araya araya bir yerde iş bulur.
Kendisinden arazideki çamuru temizlemesi istenir. Adam kısa zamanda çok
miktardaki çamuru atar. Patron bu duruma çok sevinir. Çünkü işçinin ilk günkü
temposundan memnun kalmıştır.
Patron, ikinci gün işçinin önüne
soyması için bir çuval patates koyar. İşçi, akşama kadar çuvalın yarısını bile
soyamaz. Patron bu duruma şaşırır ve sorar: "Be kardeşim! Dün akşama kadar
birkaç kişinin ancak atabileceği çamuru tek başına atarak bir zoru başardın.
Bugün sana daha kolay bir iş verdim. Oturduğun yerden bir çuval patatesi
soyamadın, bu ne iş" der. İşçi: "Efendim! Ben daha önce
siyasetçiydim. Çamur atmayı çok iyi bilirim. Ne de olsa mesleğim. Ama patatesi
soymak bana zor geldi" der.
Malumunuz yine bir seçim
arifesindeyiz. Parti liderleri ve adaylar seçim çalışması için sahadalar.
İsterdim ki adaylar veya parti liderleri sahada kendilerini ve yapacaklarını
anlatsın. Maalesef varsa yoksa rakip gördüklerini kötülüyorlar. Rakiplerini
neredeyse yerin dibine geçirecekler. Fıkrada olduğu gibi durmadan birbirlerine
çamur atıyorlar. Doğru mu bu yaptıkları? Bence doğru değil. Sahada veya ekranda
rakibi kötüleyerek seçim propagandası yapmak hiç etik ve doğru değildir.
Propaganda sürecinde olması gereken,
şehrin eksikliklerini tespit etmek, bunları hangi kaynakla, nasıl çözeceğini
açıklamak olmalıdır. Tüm bunları yaparken rakiplerine karşı centilmenliği elden
bırakmamalıdır, saygıda kusur etmemelidir. Tüm mücadele, şehrin sorunlarını
diğer rakiplerimden daha iyi nasıl yapabilirim üzerine olmalıdır. Yapamayacağı
vaadi dillendirmemelidir. Üç-beş oy için birbirlerinin yüzüne bakamayacak
sözleri söylememelidir.
Açıkçası siyasilerimizden temiz
siyaset yapmalarını istiyorum. Eski siyaset tarzı bırakılsın artık. Siyasetin
bir fazilet ve erdem yarışı olmasını canı gönülden arzu ediyorum. Kazanan,
siyasi partilerden ziyade ülke olsun, şehirlerimiz olsun. Çünkü bugüne kadar
şehirlerimizi hep bir belediye başkanı yönetti. Hiçbir şehir başkansız kalmadı.
Hep kazanan bir başkan oldu. Başkanlar kazanırken şehirler kaybetti. Çünkü
beton yığını binalar, kaçak yapılar, trafik keşmekeşliği, alt yapı sorunları
aynen devam ediyor ve borçlu olmayan belediye yok gibidir. Maalesef
belediyelerimizde şeffaflık eksik. Doğru dürüst denetim yok. Başkanların
öncelikleri ile şehrin öncelikleri aynı değil. Her gelenin yaptığı, yeni gelene
yüklü bir borç bırakmaktır.
Hasılı şehirlerin sorunu çok. Hepsi
sorunlarını çözecek şehru'l eminini bekliyor. Başkan adaylarından ve parti
liderlerinden beklediğim şehre katacakları kalitelerini konuşturmalarıdır.
Rakipler kötülenerek şehir yönetilmez.
*** 23/03/2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
*** 23/03/2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.