Ana içeriğe atla

Bu Seçim, Farklı Sonuçlara Gebe Olacak Gibi ***


Her seçimi bu seçim farklı, çok önemli deriz. Aslında her seçim önemlidir. 31 Mart seçimleri de bir mahalli seçim olmasına rağmen partilerin İttifaklar kurmak suretiyle seçimlere hazırlandığı dikkate alınırsa bu seçim de önemli. Ben de bu seçimleri önemli görenlerdenim. Çünkü sonuçları farklı olacak.

Sonuçları farklı olacak derken şu parti kazanacak, bu parti kaybedecek demek istemiyorum. Her seçimin olduğu gibi bu seçimin de kazananı ve kaybedeni olacak. Ben ilk defa bu seçimde seçmenin seçimleri çok önemsemediğini görüyorum. Hatta bu seçimde seçimlere katılımın belli bir oranda düşeceğini, yüzde 80'lerin altına gerileyeceğini, bu oranın son yıllarda seçimlere katılımın en düşük olduğu bir seçim olacağını düşünüyorum. Sandığa gidenler arasında iptal oylarında da bir artış olacağını seziyorum. Seçmenin sandığa gitmemesinde aşağıdaki nedenleri sayabilirim.
*Seçmen siyasete kızgın ve kırgındır.
*Seçmen siyasilere güvenmemektedir.
*Seçmen siyasetten ümidini yitirmiştir.
*Seçmen siyasette kısır bir çekişme olduğuna inanmaktadır.
*Seçmen siyasilerin kavgasının bir horoz dövüşü ve yapılanın bir kayıkçı kavgası olduğunu düşünmektedir.
* Seçmenin istediği veya sevdiği adaylar aday yapılmamıştır.
*Ağırlığını her geçen gün hissettiren ekonomik kriz, vatandaşın ağzının tadını kaçırmıştır. Hükümete kızgın ama muhalefete de güvenmiyor. Geleceğe karamsar bakıyor, yani ümitvar değil.
*Seçmen siyasilerin birbirine davranışını ve üslubunu onaylamamaktadır.
*Siyasette bir daralma vardır.
*Siyaset kendisini yenileyemiyor, sürekli kendisini tekrarlıyor.
*Seçmen partilerin içinin kaynadığını düşünüyor.
*Seçmen kutuplaştırıcı siyaseti benimsememektedir.
*Siyasi partiler seçmeni ikna edebilmiş değil. Seçime ramak kala hala kararsız seçmenin fazlalığı da bunun göstergesidir.

Seçmenin sandığa gitmemesinde başka nedenler de vardır. Seçimler sona erdikten sonra yorumcuların ve siyasi analiz yapanların üzerinde duracağı en önemli hususlardan biri de seçime katılım olacaktır. Seçmen niçin sandığa gitmemiştir üzerine bol bol analizler dinleyeceğiz. Siyasiler de seçmenin sandığa niçin gitmediğini sorgulayacaklar, mesajı aldık diyecekler. Ama seçmenin sandığa gitmemesinde kendilerinin payının büyük olduğunu sorgulamayacaklar. Çünkü bizde seçim sonu analizler yapılırken kendimizi bunun dışında tutarız. Çünkü kendimize suç bulmayız. Bu güne kadar her seçim sonrasında “Seçmenin mesajını aldık” derler ama gereğini yapmazlar. Zaten gereğini yapsalar, iyi bir öz eleştiri yapsalardı bugüne kadar siyaset kendini düzeltebilirdi. Bunun da kendilerine olduğu kadar ülkeye de çok büyük katkısı olacaktı.

***07/03/2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.


Yorumlar

  1. Ben de o kararsızlardan biriyim. Şimdiye kadar o kadar seçim yaşadık hiç bu kadar kararsız kalmamıştım. Dediğin gibi muhalefete hiç güvenmiyorum. İktidar partisinde de sadece genel başkan var. Diğerlerine güvenmiyorum . Zaman da gittikçe yaklaşıyor. Bu seçimde oy vermeye gitsem de içime hiç sinmeyecek. Allah hakkımızda hayırlısını versin.

    YanıtlaSil
  2. Amin Hocam. Hem kararsız hem de oy vermeyecek çok gibi. Bu güven problemi aşılmazsa sandığa girmeye nin sayısı daha da artar. Siyasiler ben yaptım oldu, seçmen bunu oylayacak aymazlığını bırakmalı artık. Seçmen eski seçmen değil. Siyasiler seçmeni okuyamıyor. Bugün oy vermeye gidecek olan da partisini savunamıyor. İlginç bir durum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde