Bir akşam düğününe gitmek için hazırlandım.
Vereceğim hediyeyi koymak için komodinimi açtım. Bir zarf çıkardım. Hediyeyi içine koymak için zarfı açmaya davrandım. Zarfın ağzı yapıştırılmıştı. Sıcaktan yapışmış olmalı deyip uğraş didin zarfın ağzını yarı yırtarak açtım. İçinden bu beş lira çıktı.
Bu beş lirayı kim koymuş diye düşünürken jeton düştü.
2017 yılının Aralık ayında üç numarayı evlendirmiştik. Gelin almaya giderken ya da dönüşte yolumuzu kesen olursa verelim diye bol miktarda zarfın içine bu şekil para konmuştu. Yeterince gelin arabasını kesen olmayınca zarfların bir kısmı bu şekil kalmıştı. İşte bu para 2017 düğününden kalma idi.
Para küçük de olsa, bugün bir işimize yaramasa da damladı bu şekil.
Keşke o gün zarfların içine paranın daha büyüğünü koysak iyi olacakmış dedim kendi kendime.
Hanıma, diğer zarflarda da bu şekil para çıkabilir. Hepsine bir ara bakayım dedim. “Başka yoktur. Çünkü o zaman kalan zarfları bana vermişlerdi. Ben içinden çıkarıp almıştım. Bu bulduğun arada kaynamış” deyince moralim bozuldu ama yapılacak bir şey yok.
Artık bulduğum bu beş lira ile yetinmeliyim. Mübarek, yağmasa da 8 yıl sonra damladı. Kısa günün kârı diyelim biz buna.
Bir ara komodinimde 1000 lira bulmuştum da adeta uçmuştum. Bu para kimin, benim komodinde ne işi var dedim. Meğer ben koymuşum. Koyduktan sonra da unutmuşum. Sonradan ortaya çıkınca, haybeden gelmiş gibi oldu.
Belli ki komodin deyip de geçmemek lazım. Daha neler vardır, kim bilir.
Düşünüyorum da az veya çok bir yerden para çıkması güzel. Acaba diyorum, komodinimdeki zarflara bol bol para koyup yok kabul etsem, yıllar sonra o değilden özellikle paraya kıvrandığım zaman farenin yiyecek aradığı gibi sağı, solu ve komodini yoklasam, zarfların içine baktıkça her birinden para çıksa, deme keyfim gitsin. Herhalde daha fazla sevinirim. Bu devirde fazla sevinmek için buna değer sanki.
Bu arada aradan sekiz yıl geçmiş olmasına rağmen bir karşılığı kalmasa da paranın hâlâ tedavülde olması da güzel. Bakmayın, paramız pul oldu diyenlere. Gördüğünüz gibi bildiğimiz beş lira yine beş lira. Alım gücü kalmamış. Çok da önemli değil.
Not: Bu yazıyı yazdıktan 10 gün sonra bir konuyu teyit amaçlı eski defterleri karıştırmak için elim zarflara gitti. Dört tane daha kapalı zarf elime geçti. Özene bezene yapıştırılmış zarfları yırtmadan açmaya çalıştım. Ama nafile. Hepsi yırtıldı. Her birinden yine aynı düğünden kalma beşer lira daha çıktı. Açarken ha birine bari on koysaydınız be evlat. Hiç olmazsa babanızı sevindirirdiniz dedim ama haksızlık olmasın diye hepsine beş lira koymuşlar belli ki. Hasılı 2017'den kalma toplam 25 lira çıkmış oldu zarflardan. Ne eder buna derken bir lira daha koyarsam iki ekmek alırım dedim. Tabi, hanım ekmek almaya fırsat vermedi. Hayır kutusuna koymak üzere elimden aldı. Hanıma kalsa, zarflara bakma. O zaman ben hepsini aldım demişti. Boşuna dememiş o biri: Hanım ne derse ben tersini yaparım(!) diye. Demek ki adamın bir bildiği varmış. Hanımı dinleseymişim, bu paralar tedavülden kalkardı. Şu var ki bu konuyu beş lira üzerine kaleme almıştım. Ne bilirdim komodinimdeki zarflarda toplam 25 lira olduğunu. Ne fark eder demeyin. Bu kadar para bulmanın sevinciyle ortaya nasıl bir yazı çıkacağını şu an ben bile tahmin edemiyorum.
