1 Eylül 2023 Cuma

Neresi Kolaylıkmış Bunun?

Şu bulaşık makineleri ne büyük kolaylık değil mi? Bulaşık yıkama derdinden kurtulduk. 

Tam kurtulduğumuz söylenemez hatta iş yükümüzü artırdı diyebilirim.

Ne münasebet! Makine kendi kendine yıkarken başka işini yapabiliyorsun. Üstelik sudan da tasarruf ediyorsun. Elle yıkayınca dünyanın suyunu akıtıyorsun.

Öyle denir de kazın ayağı öyle değil.

Nasıl?

Mübarek, tüm mesele kirli kapları makineye doldurmaktan ibaret değil ki...

Mesela?

Kirli kapları makineye koymadan önce mutfak lavabosunda hepsini tek tek elden geçirerek kaba pisliğini aldıracaksın. Aslında kaba pislik deniyor ama bildiğin yıkama bunun adı. Tasarruf dediğin suyla yapıyorsun bunları. 

Kaba pisliğini aldırdıktan sonra ne anladım makinenin yıkamasından? 

O zaman makine temiz yıkamazmış. 

Devam edelim. 

Sonra hepsini tek tek makineye yerleştiriyorsun. Bunu basite alma. Zira yerleştirmek ince iş ister. Hangi kabı nereye koyacağını iyi bileceksin. Makinede yıkanmayacak kapları ayırıyorsun. Bunları elle yıkıyorsun. Makine  dolmadı ise kapatıp bekliyorsun. Sair öğünlerde çıkan bulaşıkları koyuyorsun. Şayet doldu ise deterjanını koyup çalıştırıyorsun.

Sonra?

O kendi başına suyunu alır, uzun süre yıkama yapar. Bittikten sonra yıkanan kapların kurumasını bekleyeceksin. 

İşte bitti ne güzel. Taş attın da elin mi yoruldu?

Dur hele. Tüm mesele bundan ibaret değil. Esas mesele bundan sonra. 

Nasıl?

Yerleştirdiğin gibi o kapları tek tek çıkarıyorsun. Makine güzel yıkamış mı, leke bırakmış mı, tabakların sarılığı gitmiş mi tek tek bakacaksın. Şayet kirli yıkadı ise onları musluğun önüne koyuyorsun. Onları elinle yıkıyorsun.

O zaman ne anladım ben bu işten. 

Ben de onu diyorum ya. Neyse devam edelim. Makinenin yıkadığı kapları tek tek çıkarıyorsun. 

Çıkardın diyelim. 

Hangi kap hangi rafa konacak arayışına giriyorsun. Şurada mı, burada mı, tüm kapaklı rafları açıp açıp kapatıyorsun. Kabın yerini bulunca, ya Rabbi şükür diyorsun. Bulamayınca daha önce baktığın raflara bir daha bir daha bakıyorsun. Makine ve raf... Gidip gidip geliyorsun. Her gidiş gelişte ya sabır çekiyorsun. Bir daha makinede yıkar mıyım, ne zormuş. Şimdiye kadar elle kaç defa yıkardım diyeceksin. Bunu yani son pişmanlığı her yıkama ve kaldırmadan sonra yapıyorsun ama bu son pişmanlık yaşadığın müddetçe hep devam edecek. Çünkü bulaşık makinesi demek pişmanlık demektir. Bakma adına kolaylık dediklerine. Makinen iyi yıkamamaya başlamışsa ya makineyi ya da deterjanı değiştireceksin. Bir de zaman zaman makineyi öne çekip makinenin arkasını temizleyeceksin. Bunları biliyorsun. Söylemeye gerek yok...

Niye İyilik Yapayım?

Babacığım,  eskiden iyilik yapardın,  şimdilerde ise nicedir zararın dokunuyor. Bu değişikliğe niçin ihtiyaç duydun?

Oğlum,  ben ne yaptığımı biliyorum. Ben iyilik yaparken de kazanıyorum, zararım dokunurken de.

Nasıl yani? Hep iyilik yapsaydın da bu iyiliğini görenler seni takdir etseydi,  olmaz mıydı? Şimdi ne işe yaradı?  Bak,  böyle gidersen takdir tekdire dönecek.

Hiç endişe etme. Ben her halükarda kazanırım. Bu konuda örnek aldığım biri var.

Kimmiş o?

Kemal Sunal.

O ne yapmıştı ki?

Hani bir filmi vardı, yağmurun yapacağını bilen,  kötürümleri iyileştiren... Halkın yanında yer alarak halk onu belediye başkanı seçmişti. Yaptığı bu hizmetler fırsatçıların işine gelmedi tabi. 

Eee!

Sonunda bir gün bir rüya gördü. Rüyasında şu gün şu saat öleceksin dendi kendisine. O ise daha gencim. İşlerimi bitiremedim deyince,  gaipten,  Allah iyi ve sevgili kullarını böyle erken alır dendi. O da bundan sonra iyilik yapmayacağım,  kötülük yapacağım dedi ve güç bela yürüyen,  topallayan birine arkadan bir tekme vurdu. Kötürüm adam yere yuvarlandı ama ayağa kalkınca sakatlığının geçtiğini gördü. Bu duruma çok sevinen bu aksak adam Kemal Sunal'a bir çuval dua etti. Allah senden razı olsun dedi. Kemal Sunal,  ne kadar dua etme dediyse de adam duaya devam etti. 

Bu filmde de gördüğün gibi Kemal Sunal iyilik yaparken de kazandı,  kötülük yaparken de. İşte ben de bu hayat felsefesini düstur edindim. Sonra her kötülüğümde  bir hikmet aranıyorsa,  niye iyilik yapayım ki. Sonuçta kazanıyorum zaten. 01.09.2022

31 Ağustos 2023 Perşembe

Fakirlikle İlgili Hadisler

Fakirliği Yeren Hadisler:

Fakirlik, iki cihanda da, yüz karasıdır. [R. Nasıhin]

Fakirlik, dünya ve ahiret yoksulluğudur. [Deylemi]

Fakirlik küfre sebep olur. [Beyheki]

Ya Rabbi, fakirlikten sana sığınırım. [Nesai]

Fakirliği öven hadis-i şerifler:

Fakirlik, dünyada mümine hediyedir. [Taberani]

Fakir, Allah’a Teâlâ’nın dostudur. [Deylemi]

Cennet sultanları fakirlerdir. [İbni Mace]

Cennettekilerin çoğu fakirlerdir. Hor görülen fakirler Cennetliktir. [Buhari]

Ya Rabbi, Müslüman fakirlerinin hürmetine zafere kavuşmayı nasip et. [Taberani]

Fakirlerin dua ve namazları ile bu ümmete yardım edilir. [Nesai]
Fakirlerinizin gönlünü alarak bana yaklaşın. [Tirmizi]

Fakirleri hor görmeyin. Onların hürmetine yardım görüyor ve rızıklanıyorsunuz. [Buhari]
Ya Ayşe, bana kavuşmak için fakir yaşa! [Tirmizi]

Fakirleri sevin, onları seveni, Allah’ü Teala sever. [Deylemi]

Allah’ü Teâlâ’nın takdirine razı olan fakirden üstünü yoktur. [İ.Gazali]

Ya Rabbi, fakir yaşayıp, fakir olarak ölmeyi ve fakirlerle haşrolmayı nasip eyle! [Buhari]

Yoksulları doyurun! Çünkü kıyamette onların üstünlüğü olacak, "Dünyada iken, bir hatadan dolayı nasıl birbirinize özür dilediyseniz, şimdi de fakirlerden özür dileyin!" denilecektir. [Ebu Nuaym]

Alıntı yaptığım bu hadisleri “dinimizislam.com” sitesinden aldım. Dikkat ettiyseniz hem fakirliği yeren hem de öven hadislerle karşı karşıyayız. Bu hadisleri görüp okuyan, dinimize göre fakirlik iyi midir, kötü müdür ikilemi yaşaması kaçınılmazdır.

Fakirlik tasvip edilmeyen bir şey ise fakirliği öven hadisleri ne yapacağız? İyi bir şey ise fakirliği yeren hadisleri nereye koyacağız? Dindar ve mütedeyyin insanlar peygamber şunu kastetmiştir, bunu kastetmiştir şeklinde bir izah getirmeye çalışsa da dine mesafeli kişiler, peygamber birbirine zıt sözler söylemiş diyecektir.

Peygamberin bir konuda birbiriyle çelişen şey söylemeyeceğine göre rivayet edilen bu hadislerin ya fakirliği övenlerinde ya da fakirliği yerenlerinde bir sorun var. Sorun derken bu sözlerden bir kısmının peygambere atfen sonradan uydurulmuş olabileceğidir. Bu rivayetlerin bir kısmının sahih hadis kitaplarında geçmesi, bu hadisleri sahih yapmaz. Kişinin kendi kendine yetmemesi diyebileceğimiz fakirlik tasvip edilecek bir durum olmadığına göre fakirliği öven hadislerde bir sorun olduğunu düşünebiliriz.

Ki fakirlik ayıplanacak bir şey değildir. Kişi çalışır ama kazancı kendine yeterli gelmeyebilir. Ayıp olan çalışma imkanı olduğu halde çalışmayıp başkasına muhtaç yaşamaktır. Her fakirde de zengin olma isteği ve hayali vardır. Zengin olma isteği olsa da herkesin zengin olması mümkün değil. Çünkü bu dünya düzeni zengin ve fakir üzerine kurulmuştur. Zengin fakire, fakir de zengine muhtaçtır. Her ikisi de elindeki olanla veya olmayanla imtihan halindedir. Çünkü burası bir imtihan dünyasıdır. (Bir sonraki yazımda da zenginlikle ilgili hadisleri ele alacağım.)