16 Temmuz 2023 Pazar

Gecenin Sürprizi

Resmi Gazetede yayımlanan karara göre akaryakıtta ÖTV tutarları arttı. ÖTV artışıyla ilgili yapılan açıklama şu şekilde:

"Uluslararası petrol fiyatları ve döviz kurundaki değişimden kaynaklı akaryakıt ürünlerinde meydana gelen maliyet artışının, tüketicinin kullandığı akaryakıt ürünlerine yansımaması ve enflasyonla mücadeleye destek vermek amacıyla ÖTV Kanununa ekli (I) sayılı listedeki malların (akaryakıtlar ve akaryakıt harici petrol ürünleri vb.) maktu ÖTV tutarlarında 2016 yılından itibaren bugüne kadar neredeyse hiç vergi artırımı yapılmamıştır.

Bunun sonucunda benzinde, motorinde ve diğer ürünlerde vergi yükleri %50'leri aşan oranlarda düşmüştür.

Ancak günümüzde, deprem afetleri nedeniyle ortaya çıkan ilave finansman ihtiyacının karşılanması ve Hazine nakit rezervinin güçlü seviyede tutulabilmesi için akaryakıt ve akaryakıt harici petrol ürünlerinin ÖTV tutarlarının Cumhurbaşkanına verilen yetki sınırları içerisinde güncellenmesi ihtiyacı doğmuştur.

Bugün yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile akaryakıt ürünlerinden alınan ve yaklaşık 7 yıldır artırılmamış olan maktu ÖTV tutarları; benzinde ve motorinde 5 TL, LPG de 4 TL, diğer ürünlerde de bu ürünlerin ÖTV tutarlarında yapılan artış oranları esas alınarak artış yapılmıştır."

ÖTV artışındaki bu zamma;

Birileri,"oh olsun" diyecek.

Ötekisi, "yandım Allah" diyecek.

Başkası, "gelen zam 5 lira. Çay parası bile değil" diyecek.

Öbürü, artışı görmezden gelecek.

Kiminin çenesi açılacak, "bu daha iyi günlerimiz" diyecek.

Kimisi, Avrupa akaryakıt fiyatlarıyla kıyaslayarak “Biz hala ucuz kullanıyoruz” diyecek.

Diğeri, "beklenen bir şeydi, büyütülecek bir şey değil" diyecek.

Bir başkası, "pahalı ama olsun. Eskiden paranla alamıyordun. Paranı peşin verip yakıtın gelmesi için sıraya giriyorduk. Biz ne günler atlattık" diyecek.

Bir öteki, "ülke asrın depremini atlattı. Elbette olacak bunlar" diyecek.

Bir diğeri, "kontağı kapatma zamanı geldi geçiyor" diyecek.

Bir başkası, "15 Temmuz gecesi öpüldük" diyecek.

Bir felaket tellalı da çıkıp "bununla kalsa iyi. Bu ÖTV güncellemesinden dolayı iğneden ipliğe tüm ürünlere zam gelecek" diyecek.

Bir başkası, "akaryakıttan dolayı zaten KDV alınıyor. ÖTV de neyin nesi? Bir üründen aynı anda iki ayrı vergi kesilir mi" diyecek.

Bir diğeri, "arabası olanlar düşünsün. Benim arabam yok" diyecek.

Yazımı okuma gafletinde bulunan birileri, sen ne yazdığının farkında mısın diyecek. (Derim ki ben ne dediğimin farkında mıyım?) 

Diyecek oğlu diyecek. Kimsenin ağzını büzemezsin ki. Varsın konuşsunlar. Yalnız bu konuşanların içinde en iyisi belki de en mutlusu, gelen zamma gerekçe üretip makul göstermeye çalışanlar, bir de zammı görmezden gelenler. Ötekilerin bol bol çenesi yorulacak. Aslında çok konuşan ve her şeyi eleştirip çenesini yoranlardan da çene vergisi alınsa fena olmaz. Bu vesileyle deprem kaynaklı ilave finansman ihtiyacını karşılaşmasına ve hazinenin nakit ihtiyacını güçlü seviyede tutabilmesine katkı sunmuş olurlar.

Kim ne derse desin ama bilin ki bardağın boş tarafından bakanlardan olmayacağım. Dolu tarafından bakacağım:

Akaryakıttan alınan ÖTV şu miktara çıkarılmıştır denip pompaya yansıtmak varken yazımın başında verdiğim gibi bu güncellemeye niçin ihtiyaç duyulduğunun ayrıntılı bir şekilde izah edilmesi takdire şayan. Bu açıklamayla kendimin adam yerine konduğunu düşündüm ve hiç olmadığım kadar kendimi değerli hissettim. Değerli hissetmeye ise paha biçilmez.

Açıklamanın satır aralarına devam edelim. Uluslararası petrol fiyatlarının yükselmesine ve döviz kurundaki değişikliğe rağmen enflasyonla mücadele adına 2016 yılından beri yani 7 yıldır neredeyse ÖTV artırımı yapılmamış. Zam yapılmayınca, haliyle akaryakıtta yüzde elliyi aşan oranda bir indirimden faydalanma durumu söz konusu. Eleştirelim ama bunu da görelim. Çünkü burada özveri var, tüketiciyi korumak var. Sorarım size, yedi yıldır hangi ürün yerinde saydı? Burada neredeyse zam yapılmayan ÖTV’ye zam geldiğine göre birileri enflasyonla mücadeleye destek vermekten vaz mı geçiliyor sorusunu sorabilir. Boş verin bu tip boş tenekeleri. Aslında bu tür soruyu soranlardan da gereksiz soru vergisi almak lazım.

Devlet vergiyle yaşadığına göre vergilerle hazinesi güçlü bir devletimiz olmayı kim istemez.

Sonra deprem afetlerinin ortaya çıkardığı ilave finansman ihtiyacı karşılanmasın mı? Açıklandığına göre toplanan bu vergi hayırlı bir işte kullanılacak. Burada yine birileri madem bu vergi konacak. Niçin deprem olur olmaz konmadığı da beş ay sonra kondu diyebilir. Bunlara da keyfimin kahyası mısın demenin tam zamanı.

Tüm bu yazdıklarımdan ben ikna oldum. Sizin de ikna olmanızı isterim. Bütçeme dokunacak derseniz, kapatın kontağı. Düşün peşime: Gideceğimiz her yere yürüyerek gidelim. Böylece maliyeti sıfırlamış olursunuz. Sağlık yönünü söylemeye gerek var mı?

Bu arada 00.13'te okunan selalar cenaze selası değildir. Ölmüşüz de haberimiz yokmuş demeyin. Bu selalar 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Gününün yılda bir okunan rutin selasıdır. Hem bu gününüz hem de gecesinde gelen bu ÖTV sürprizi hayırlı olsun. Bir de yeni sürprizlere hazırlıklı olun. 

Utansın!

Umutları tüketenler,

Umut veremeyenler,

Güveni yok edenler,

Güven veremeyenler,

Sureti haktan görünenler, 

Üzümü çifter çifter yiyenler, 

Alternatif bırakmayanlar, 

Alternatif olamayanlar, 

Omurgası olmayanlar, 

U dönüşünü tek kriter edinenler, 

En son söyleyeceğini ilk başta söyleyenler, 

Kırıp dökenler, bundan dolayı bedel ödemeyenler,

Ba'dü harabil Basra'dan nice sonra dönenler, 

Dönerken pardon bile demeyenler,

Hiçbir şey olmamış gibi davrananlar,

Burnundan kıl aldırmayanlar,

Kendisini mükemmel görenler,

Her şeyi ben bilirim ben diyenler,

Her şeye burnunu sokanlar,

Devlet malını har vurup harman savuranlar, 

Eleştirinin yapıcı olanına dahi gelmeyenler, 

Eleştirenleri düşman belleyenler, 

Birbirine zıt iki ayrı davranışın ikisini de alkışlayanlar,

Başına buyruk olanlar,

İstişareye yanaşmayanlar,

Şeffaf olmayanlar,

Üslubu bozuk olanlar, 

Ayıpladığı her şey başına gelenler, 

Eleştirip tiye aldığı her şeyi yapanlar,

Her şeyi midesi götürenler... 

Utanma duyguları kaldıysa tabi. 

15 Temmuz 2023 Cumartesi

Emeklilik Yaşı

Avrupa emeklilik yaşını halletmiş. Seçim öncesi ve seçim sonrası hiçbir siyasi parti emekli yaşıyla oynama yoluna gitmiyor. Olmayacağını bildiği için hiçbir seçmen de böyle bir talepte bulunmuyor. Ülkeden ülkeye fark etse de 65 yaşından önce kimse emekli olamıyor. Sistem böyle işlediği için bütçeleri de emekli yüzünden açık vermiyor.

Bizde ise emeklilik yaşı bir zamanlar yaşı kaç olursa olsun, memur emekliliği kadınlarda 20, erkeklerde 25 yıl idi. Bağ-kur'lu ve SSK'linin emekliliği için ise belli bir süre çalışma ve prim gerekiyordu. 

Erken yaşta emeklilikten dolayı bir çalışan üç emekliyi sırtlama noktasına gelince, Özal emeklilik yaşını kadınlarda 58, erkeklerde 60'a çıkarmıştı. 

Özal'ın çıkardığı bu kanun fazla devam etmedi. İki muhalefet partisi, seçim öncesi erken emeklilik sözü verdi. İkisi koalisyon kurunca da erken emekliliğin önünü açtı. 32 yaşında emekli olanlar oldu. 

Bunun sonucunda Bağ-kur ve SSK yürümez oldu. Bundan dolayı Bağ-kur'lu ve SSK'li mağdur oldu. 

Sonrasında tüm çalışanlar SGK adı altında birleştirildi. Emeklilik yaşı kadınlarda 60, erkeklerde 65 oldu. 

Bu kanun hala yürürlükte.

Ama kanunu bypass etmede üstümüze yok. Yine bir seçim öncesi emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) adı verilenlere emeklilik imkanı verildi. Milyonlarca kişi emekli oldu. Emekli olanlar hiç ara vermeden aynı işlerinde çalışmaya devam ediyorlar ve şimdilerde onlara çift maaşlı deniyor.

Daha önce asgari ücretle kıt kanaat geçinen EYT'liler çift maaş almak suretiyle nispeten rahatladılar ise de bu erken emeklilikle devlet sırtına büyük yük aldı. Çünkü emekli olanların sayısı, bu beklenmeyen yeni emeklilerle 15 milyonu geçti.

Emeklilerin bir kısmı çalışmaya devam ederek daha rahat yaşarken önemli bir kısmı sadece emekli maaşına talim ediyor. Önemli bir kısmı da 7500 TL almaya devam ediyor. İşçiye, memura verilen zam ve seyyanen ödeme emeklilerden esirgendi. Gerekçe de bütçeye getireceği yük gösteriliyor. Bugünün şartlarında alınan bu 7500 TL kira parası bile değil. Bu para ile emekliler nasıl geçinir, varın siz düşünün. Emekliler düşüne dursun, devlet bu ağır yükün altından nasıl kalkacak? Ya ek vergilerle vatandaştan toplayacak ya da şimdiki yaptığı gibi emekliye insanca yaşayabileceği bir maaş vermeyerek.

Ümit ediyorum ki devlet 60-65 emeklilik yaşından ödün vermez, bu kanunu bir daha delmez. 

Buraya kadar olup biteni ve herkesin bildiğini yazdım. Emeklilik yaşı kaç olmalıdır? Yaşına bakmaksızın işinde verimli olanın emekli olması taraftarı değilim. Ne zaman ki sağlığı el vermez, verim düşüklüğü başlarsa, kişiler o zaman emekli olmalıdır. Bunun nesnel ölçüsü olmaz denirse, 60-65 yaş taban olmak üzere gençlere taş çıkartacak şekilde dinç olanlar çalışmaya devam etmelidir.

Ne kadar geç emekli olunursa, SGK  sosyal güvenliği daha kolay döndürür. Emekliler de insanca yaşayabileceği bir maaşla geri kalan ömrünü geçirir.

Emeklilik yaşıyla ilgili bir öğretmenimin bir kriterine yer vererek yazımı sonlandırmak istiyorum. “Lavaboda abdest alırken elini sağa sola tutmadan abdest alabiliyorsan, çorabını tek ayak çıkarıp giyebiliyorsan, çalışmaya devam et. Sağa sola sendeliyorsan hiç oyalanmadan emeklilik gelmiş demektir”.