Bu ülkenin ekonomisi yalancı baharlar dışında her daim sorunlu olmuştur.
Döviz karşısında paramızın değerini koruyamıyoruz.
Paramız değerli olunca problem, değeri düşünce problem. Çünkü değerli olunca ihracatçı ihracat yapamıyor. Paramızın değeri düşünce alım gücü zayıflıyor, maliyetler artıyor, bu da hayat pahalılığı olarak bize geri dönüyor.
Enflasyonla başımız dertte.
Hayat pahalılığı belimizi bükmeye devam ediyor.
Ülkemizde uygulanmakta olan faiz oranları başlı başına bir sorun. Bunda yanlış ve zamansız faiz oranlarının etkisi büyük.
Covid 19 salgınının ardından, dünya faiz oranlarını yükseltirken, sebebi hikmeti bilinmez, biz indirdik. Şimdi dünya faiz oranlarını düşürürken biz yükseltmeye devam ediyoruz.
Faiz oranı en yüksek ülke olan Venezuela'nın (59) ardından, nisan ayı itibariyle dünyada % 46 ile faizi yüksek ikinci ülkeyiz.
Güya faizi sıfırlamak için epey uğraşmıştık. Bu politika yanlış diyenlere büyük çoğunluk, faizle mücadele ediliyor, faiz belasından kurtulacağız savunması yapmıştı. Bunların sesleri de yüksek çıkınca her ay faizi indirdik.
Geldiğimiz nokta itibariyle her ay indirdiğimiz faizi kendi elimizle yükselttik. Bir ara yüzde elliyi bulmuştu.
Sonuçta faizi yok edemedik. Üstelik içimizde faizden beslenen büyük bir kitle oluştu. Çünkü yüksek faizi gören parasını mevduata yatırdı. Risk yok nasılsa. Ana parasına dokunmadan faiziyle geçinmek çok cazip olsa gerek. Köşede kenarda parası olanın çalışmasına hiç gerek yok.
Bugüne kadar mevduata para yatırmamış biri olarak bu yüksek faiz oranı bana da cazip gelmiyor değil. Ne kadar cazip gelse de bugüne kadar işim olmadı, inşallah bundan sonra da olmaz.
Uygulanan faiz politikasına ne umduk ne bulduk denir. Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olduk denir. Bir beladan kurtulacağız derken bu belanın daha fazla kucağına düştük denir. Yağmurdan kaçarken doluya tutulduk denir. Çünkü ceremesini bir avuç paradan para kazanan dışında toplum olarak bizler çekiyoruz, çekmeye de devam edeceğiz.
Merhabalar Sayın Hocam.
YanıtlaSilSayfanızda eskiden tek paylaşım yer alırdı. Şimdi baktım sayfanızda yayıma giren paylaşım sayısı yediye çıkmış. Sayın hocam, paylaşımlarda konuyla ilgili, konuyu temsilen neden bir görsel kullanmıyorsunuz? Eğer siz de bizim gibi her paylaşıma bir görsel ilave ederseniz, paylaşımınız daha bir canlı ve güzel olur kanaatindeyim. Biz alıştığımız için tüm paylaşımlarımıza bir görsel ilave ederiz. Görselsiz bir paylaşımımız, çıplak gibi duruyor bize. Televizyon ve gazeteler bile paylaşımlarda hep görsele yer verir. Ama siz blog sayfanızı, gazeteciye ayrılmış bir köşe ve siz de bir köşe yazarı gibi davrandığınız için olsa gerek, görsel kullanmıyorsunuz. Ama bu tarzınızı değiştirmenizi öneriyorum. Bence artık yavaş yavaş paylaşımlarınızı konuyla ilgili güzel görsellerle taçlandırın derim.
Faiz olayına gelince. Başımızın püsküllü belası. Sayın hocam, dünyanın ekonomisi faiz üzerine kurulmuşken senin cürümün ne de faize karşı gelip böyle yerli yersiz faizi kaldıracağım diye ülkenin anasını ağlattın ya!..
Faiz, gerçekten de içinde alın teri olmadığı için haksız bir kazanç sistemi veya yolu, ama ne yapalım ki dünyanın ekonomi sistemi faiz çarkıyla dönüyor, biz de bu çarkın içinde döndüğümüze göre faizi kabullenmek zorundayız. Öyle değil mi?
Kalemine, emeğine ve gönlüne sağlıklar dilerim.
Selam ve saygılarımla.
Sayfada yedi yazı görünsün diye işaretlemişim. Beşe indirdim. Yazıya uygun resim ve görsele yer versem iyi olur. Bu konuda maharetim olmayınca böyle çıplak oluyor. En büyük eksikliğim bu maalesef. Hangi resmi koymam uygun olur konusunda da yabancıyım. Bir de görseller teklife tabi olabilir mi diye düşünüyorum.
YanıtlaSilKendimiz bir ekonomik sistem kurmadıkça mecburen faizle muamele yapılacak. Bunun için gelir gider dengemiz olmalı, kendi kendimize yetmeliyiz. Bugün biri bir iş kurmak istese nasıl sermaye bulacak. Bunun bile çözümünü bulamadık. Hoş, biz hiçbir şeyi bulamayız.
Bugünkü faiz oranımız çok anormal. Geçmiş yanlış politikanın bir sonucu bu.