“Reaya, sözlükte “sığır, koyun sürüsü” anlamına gelen raiyye/raiyyet kelimesinin çoğuludur.
İslâm dünyasında yönetici konumundaki askerî tabaka ile ulemânın dışındaki vergi mükellefi halkı ifade eden bir terim olmuş, XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’ne haraç ödeyen gayri müslim tebaa için de kullanılmıştır.
“Raâ” fiilinin Kur’ân-ı Kerîm’deki türevlerinin iki anlamı vardır: “Sürüleri otlatmak, hayvanları yaymak” (Tâhâ 20/54; el-Kasas 28/23); “birinin çıkarlarını gözetmek, bakmak, mukayyet olmak, gütmek” (el-Mü’minûn 23/8; el-Meâric 70/32).
Yakındoğu dinleri ve kültürlerinin hem teokratik hem dünyevî anlamda sürüsüne nezaret eden bir çoban şeklinde geliştirdiği hükümdar sembolü için İslâm toplumlarında benzer mecaz ve kavramlar kullanılmıştır.
Zamanla reâyâ, toplumun yönetici ve üst sınıflarını oluşturan kalem ve kılıç ehlinin dışında vergiye tâbi esnaf ve çiftçileri ifade eden bir kavram haline gelmiştir.” (İslam Ansiklopedisi)
Tebaa, “2.Mahmud devri, modernleşme çabaları doğrultusunda gerçekleştirilen reformlarla anılır. Söz konusu reformların başında devletin yönetimi altındaki insanlar için reaya (sürü) yerine, tebaa (tabi olanlar) şeklinde bir kavramı tercih etmesi gelmektedir”. (dergipark)
Halk, “Aynı ülkede yaşayan ve o ülkenin yurttaşı olan insan topluluğu”.
Vatandaş, “Aynı yurt üzerinde yaşayan, bir yurda yurttaşlık bağıyla bağlı bulunan kimselerden her biri”.
Günümüzde bir devletin çatısı altında yaşayan insanlara halk, ulus, vatandaş, yurttaş dense de eskiden reâyâ, sonraları tebaa denmiş.
Yukarıda alıntı yaptığım reâyâ ve tebaanın anlamlarına bakınca vatandaş güdülmesi gereken hayvan sürüsüne benzetilmiş. Bu benzetme ve kelime kökeninin, halkı aşağılama durumu söz konusu. Özellikle reâyâ. Tebaa, reâyâ anlamında kullanılsa da en azından tabi olanlar anlamına gelir ve çok horlayıcı değil denebilir.
İşin en üzücü yanı da asker ve bürokrasi dışındaki vergiye tâbi kişilere reâyâ denmesi. Bu demektir ki reâyâ kabul edilmeyen elit bir kesim var demektir.
Batı o zamanlarda halkına ne derdi bilmiyorum ama İslam dünyası için vergiye tâbi halk için reâyâ kullanımı, onur kırıcı ve küçük düşürücü. Güya İslam dünyasında sınıf ayrımı ve kast sistemi yok. Bu isimlendirme bile İslam dünyasında bal gibi sınıf ayrımının olduğunu gösterir. Dün de böyleymiş, bugün de böyle, yarın da böyle olacak.
Gerçi günümüzde vatandaş, yurttaş, halk dense de reâyâ ile ortak noktası, vergiye tâbi olması.
Bir ülkede yaşayan dar, orta gelirli ve orta direğin görevi vergi vermektir. Bunun karşılığında da yönetilmektir. İster halk ister yurttaş ister reâyâ densin, halkın yönetime katılması, söz sahibi olması, yöneticilerinin eleştirmesi, onlara hesap sorması söz konusu değil. Çünkü sürüler çobanlarına hesap soramaz.
Bahtımıza yanalım.
Yorumlar
Yorum Gönder