Çiçeği burnunda polisi şehit eden katilin suç dosyasını
okudum. Uyuşturucu
ticareti, uyuşturucu kullanma (8), kasten yaralama (2), cinsel taciz, yağma
(2), gasp, çocuğa cinsel istismar (2), hırsızlık, mala zarar verme (2) gibi 26
suçtan kaydı varmış.
19 yaşındaki biri daha bu yaşta suç
makinesi olup çıkmış. Yok yok.
Bu kadar çok suç
kaydına rağmen bu kişi hiç cezaevinde yatmamış. Öyle görünüyor ki her bir suç
sonrası adli kontrol şartı ile salıverilmiş olmalı.
Polisin şehit olmasının ardından,
katil zanlısının annesinin yaptığı açıklamaya göre anne, “madde bağımlısı,
madde satıyor” diye çocuğunu kaç defa şikayet ettiğini söylüyor.
Polisin şehit olmasında öyle
anlaşılıyor ki karakolda görev yapan polislerin ihmali söz konusu. 26 suçtan
sabıkalı olan biri elini kolunu sallayarak bahçeye çıkarılmamalıydı. Çıkarıldı
diyelim. Elinde kelepçe olmalıydı. Bahçeden kaçırılmamalıydı.
Kovalamaca esnasında katil zanlısı polisin belinden
tabancayı alması da enteresan. Polisin belinden tabancayı alıncaya kadar bu
kadar yakın temas olacak şey değil.
Burada polisleri suçlayacak
değilim. İşleri zor bilirim. Suçluyla mücadelede hep kelle koltukta görev
yapıyorlar. Bir kör kurşunun onları ne zaman götüreceği an meselesi. Bunu en
iyi de polislerin bilmesi gerekir. Çünkü normal insanlarla değil, problem
insanlarla işleri. Bu kadar zor ve kutsal bir görevi ifa eden polislerimizin en
ufak bir ihmalleri hayatlarına mal olabiliyor. Nitekim bu katil zanlısında
olduğu gibi. Ki bu zanlının ne tür suçlara karıştığının dosyası polis kaydında
olduğunu yine en iyi polisler bilir. Suçu işlemeyi seriye bindiren bu tip için
çok özel ve olağanüstü tedbirler almaları gerekirdi. Maalesef karakolda ki bu
ihmal gencecik meslektaşlarının ölümüne neden oldu.
Polise gelinceye kadar katilin hiç
mi suçu yok diyebilirsiniz. Elbette katil zanlısı suçlu. Ama bu zanlı, paranoya
derecesinde suç işlemekten zevk alan biri. Bu tiplere fırsat verilmemeliydi,
gözlerini dört açmalıydılar. Çünkü ne laftan anlar ne sözden.
Burada sorgulanması ve suçlanması
gereken adli kontrol şartıdır. Çünkü her türlü suçta imzası olan 19 yaşında 26
sabıkası olan bu zanlının polisi öldürmesinde, uygulanan bu tedbir kararının
payı büyüktür. Hatta ta kendisidir.
Açıkçası bu adli kontrol şartına
oldum olası sıcak bakamadım. İfadesini alıp haydi git demek, "Bu yaptığın
suçu yeterli görmedim. Çünkü yarım yapmışsın. Ben işini yarım yapanı sevmem.
Şimdi salıyorum. Git işini sağlam ve tam yap gel" demektir. Kanun
koyucunun böyle bir kastı olmasa da sonuç bu kapıya çıkıyor ve bu anlama
geliyor. Halbuki suçun karşılığı bir gün bile olsa suçlu o bir günü yatmalıdır.
Adli kontrol şartı ile salıverilenlerden kaç tanesinin tekrar suça bulaştığı ve kaç tanesinin hiç suç işlemediği bilgisi devletin elinde vardır. Pek azı hariç tekrar suç işlemiştir zannımca. Bu durumda kanun koyucu, bu adli kontrol şartı uygulamasını yeniden ve acilen gözden geçirmelidir.
*27.09.2024 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder