Kendisinden önceki
Emevi halifelerinin hazine malının kendilerinin mülkü görmesi uygulamasını
kaldırmış, el konan kamu mallarının hazineye geri iadesini sağlamıştır. Bu
konuda kendisine yapılan tehditlere boyun eğmemiştir. Muaviye tarafından Mervan’a
ikta olarak verilen araziyi geri alarak ehlibeyte tahsis etmiştir. Peşkeş
çekilen arazileri hazineye kazandırmıştır. Devlet adamlarına ait olan saraydaki
kıymetli eşyaları da hazineye devretmiştir. Eşinin altınlarını ve evindeki fazla
malı da hazineye aktardığı söylenir.
Halifeliği döneminde
maaş almamıştır.
Döneminde halk ile
devlet barıştırılmıştır. Ali evladına Muaviye zamanından beri hutbelerde okunan
lanet etme ve sövme fiiline son vermiş, Ali evladının itibarını geri iade
etmiştir. Aynı zamanda Ali evladından haksız yere alınan emvalin geri iadesini
sağlamıştır. Bugün hutbelerin bitiminde “Allah iyiliği….emreder”, ayetinin
okunmasını başlatmış, bu uygulama halen devam etmektedir.
Haricilerin sertlik
yanlısı politikalarını ikna yöntemiyle çözmüş, döneminde hiç harici isyanı
olmamıştır. Mümkün mertebe güce başvurmamıştır.
Kaderiye anlayışına
karşı çıkmış, bu konuda ilmi münazaralar yaptırmak suretiyle kaderci anlayışı
yıkmaya ve insanları ikna etmeye çalışmıştır.
Kamu gelirlerini
harcama konusunda çok hassastır. Tövbe süresi 60. ayet gereği zekat verilmesi
gereken kesimlere harcamıştır. Esirlerin kurtarılmasına, borçlulara,
evlenemeyen bekarlara yardım etmiş, aşevleri kurmuş, konaklama yerleri
yaptırarak uzun yol gidenlerin ücretsiz konaklamalarını sağlamıştır.
Lüks ve şatafata
şiddetle karşıdır. Saltanat görüntüsünden uzak bir hayat yaşamıştır. Toplumdan kendini
soyutlamamış, onlardan biri olmuştur. Bu yönüyle 5. halife diye anılır.
Adaleti yönüyle Hz Ömer’e
benzetilmiş, ikinci Ömer denmiştir. Hz Ömer’in anlatılan mum hikayesi aslında
Ömer b. Abdülaziz ile ilgilidir.
Saraylarda oturmamıştır.
Kamu malını yetim malına benzetmiştir. Hazine parasıyla köle ve cariyeleri
özgürlüğüne kavuşturmuştur. Hazineyi kendisine bırakılmış emanet mal görmüştür.
Kendisinden sonra gelen
halifeler Ömer gibi olamamış ve tarihin tozlu sayfalarında yerini almışlardır.
Ömer b. Abdülaziz ise gönüllerin halifesi olmuş ve olmaya devam etmektedir.
Emeviler yıkıldıktan
sonra tüm Emevi halifelerinin mezarları tahrip edilirken Muaviye ve Ömer b.
Abdülaziz’in mezarlarına dokunulmamıştır. Niçin? Muaviye sahabe olduğu için
Ömer de bu uygulamalarından dolayı gönüllerde ayrı bir olduğu için.
Halifeliği döneminde birçok olumlu icraatlara imza atan Ömer b. Abdülaziz, 3 yıl değil de yıllar yılı halifelik yapmış olsaydı, belki de İslam dünyası bugün çok farklı bir yerde olurdu. Allah ondan razı olsun.
Not: İsrafil Balcı'nın Ömer bin Abdülaziz videosundan yararlanılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder