6 Mart 2023 Pazartesi

Kadın Cenazeye Dair Hassasiyet

Fi tarihinde, trafik kazasında vefat eden yaşlı bir kadının cenazesine katıldım. Cenaze kabre indirilirken defne katılanlar bir şeyler yapabilir miyiz diye mezarın başında bekleşirken çevresinde hoca olarak bilinen biri, "Çekilin oradan. Kadının cenazesinin başında durulmaz, ona bakılmaz" şeklinde bağırdı. Kimse sesini çıkarmadan, neye uğradığını şaşıracak bulduğu kenara çekilip beklemeye koyuldu.

Bugün yine yaşlı bir kadın cenazesine katıldım. Yakınları cenazeyi mezara indirirken ben de bir büyüğüme, kenarda hal hatır soruyorum. Büyüğüm, "Müftüye söyleseniz de kadın cenazenin başında durmasalar. Kadın öldükten sonra kocası bile ona dokunamaz" dedi. Oğlun televizyonda konuşma yaptığı zaman bu konuya değinsin. Ayrıca oğlunun müftülükle arası iyi. Onlara bu konuyu açsın dedim. Definden sonra dağıldık.

Mezarlıktan çıktıktan sonra çarşıya yürüdüm. Çay içmek için bir çay ocağına oturdum. Ne yazayım demedim. Nicedir aklımda olan erkeğin hanımın cenazesine dokunup dokunmayacağı konusunu irdeledim. Nedir bunun aslı diye. Çünkü kabaca insanları uyaran bir hoca ile dini eğitim almamış birinin kibarca bu hassasiyeti dile getirmesinden bu meselenin toplumumuzda yer edindiği anlaşılıyor.

Halkımızın bu hassasiyeti Hanefi mezhebine dayanıyor. Mezhebe göre ölümle birlikte karı koca arasındaki evlilik ilişkisi sona verdiğinden, kocası iddet beklemeyeceğine göre artık hanımı kendisine yabancı olmuştur. Bundan dolayı koca hanımını yıkayamadığı gibi ona dokunamaz da. Hanımına gelince, hanımının iddeti devam ettiğinden, kocasını yıkayabildiği gibi ona dokunabiliyor da.

Şafii mezhebine göre ise kadının kocasının, kocanın hanımının cenazesini yıkamasında ve ona dokunmasında bir sakınca yoktur. Nitekim Hz Ali, kendisinden önce vefat eden eşi Hz Fatıma'nın cenazeni yıkadığını da örnek olarak vermektedir.

Bu iki fetvaya baktığımızda, Hanefi mezhebinin bu konuda verdiği fetvasının isabetli olmadığını, Şafii mezhebinin verdiği fetvası ise isabetli olduğu gibi eşine karşı son vazifesini yerine getirebilmesi yönünden insanidir. Hanefi mezhebinin fetvasının uygulanabilecek ve izah edilebilecek bir geçerliliği yoktur. Kadın dokunabiliyor ama kocası dokunamayacak. Gereksiz ve anlamsız bir hassasiyet var burada.

Durum bu iken Hanefi mezhebinin bu konuda verdiği bu fetva halkımız arasında epey bir yer edindiği görülmektedir. Burada Diyanet İşleri Başkanlığına görev düşmektedir. Bu konuda İmamı Şafii’nin fetvasını görüş olarak açıklamalı. Açıklamayla da yetinmemeli. Bu konuyu hutbe ve vaazda konu edinmelidir. Kocasının, eşinin cenazeni yıkamasının önünde bir engel olmadığını; teçhiz, tekfin ve defin işinde öncelikli olarak görev almasının daha iyi olacağını belirtmelidir.

Kadın cenazeye yardım etmek amacıyla kabrin başında duranlara da “Bakmayın, durmayın” şeklindeki hassasiyetin de aynı fetvanın bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz. İnsanımızın kadına bakma niyetinden ziyade misafir gibi durmayayım, acılı aileye karınca kararınca yararım dokunsun düşüncesiyle hareket ettiğini düşünüyorum. Gerçekten ölmüş hele de yaşlı birinden kimin ne beklentisi olabilir, öyle değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder