Ana içeriğe atla

Güzel ve Hikmetli Sözler (18)

325.Öldükten sonra yaşamak isterseniz, ölmez bir eser bırakınız. Hz. Ali

326.Yerinde sayanlar, yürüyenlerden ziyade gürültü çıkarır. C.Şahabettin

327.İnsanın tek başına mutlu olması utanılacak bir şeydir. A. Camus

328.Şükür, Allah'ın nimetlerini O'na karşı günah işlememeye sarf etmektir. C. Bağdadi

329.Düşünmeden okumak, hazmetmeden yemeye benzer. Burke

330.Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu, uyanmaktır. S.M.Pover

331.Sözünü tartmayan cevabından incinir. Sadi Şirazi

332.Ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık döndük mezara. Y. Emre

333.Varını, yoğunu, malını, mülkünü ver de bir gönül al. Al da o gönül mezarda kapkara gecede, sana ışık versin, nur versin. Mevlana

334.Haram işleyen gözün, gusül abdesti su ile değil, gözyaşı ile olur. Mevlana

335.Başkalarının bahtiyarlığına imrenme. Çok kimseler var ki, senin hayatına gıpta ediyorlar. Molla Camii

336.İnsan yaşamayı ve yaşamamayı aynı şey kabul ettiği zaman hürriyete kavuşur. Dostovyeski

337.Geçmişine taş atanın geleceğine gülle atarlar. Bahtiyar Vahapzade

338.Sevginin kurduğu devleti adalet devam ettirir. Farabi

339.Sağlık içten dışadır. İsmet Özel

340.Cahilliğini bilmek, bilgi sahibi olmanın ilk şartıdır. Disraeli

341.Eğer Fatih olmasaydım, Ulubatlı Hasan olmak isterdim. F.S.Mehmet

342.Gelecek kuşaklara ve genellikle insanlığa mal olacak olanlar, çağdaşlarına yabancı kalırlar. Schopenhauer

343.Medeniyet, lüzumsuz ihtiyaçların sonsuz sayıda artmasıdır. Mart Twin

344.Sana yeten az, seni azdıran çoktan iyidir. Ahmet Rufai

345.Karşınıza bir zorluk çıktı mı şikayet etmeyin, bilakis Allah'a şükredin. Çünkü size zekanızı işlemek, kuvvetinizi göstermek fırsatını vermiştir. Gassion

346.İki şeyi unut; başkasına yaptığın iyiliği, başkasının sana yaptığı kötülüğü. Lokman Hakim

347.Kendini hak ile meşgul etmezsen, batıl seni istila eder. İ.Şafii

348.Ölümden ne korkarsın? Korkma! Ebedi varsın. Y.Emre

349.Bir damla yağmurun denize faydası vardır. Mevlana

350.Alışkanlıklar bir halata benzer. Her gün birer lifini örmek suretiyle sonunda onu, kopması mümkün olmayan bir hale getirir. Harecaman

351.İnsan kıyafeti ile karşılanır, konuşması ile uğurlanır. el-cahiz

352.Rızık ilimle olsaydı, cahilden zor geçineni olmazdı. Sadi Şirazi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde