Ana içeriğe atla

Güzel ve Hikmetli Sözler (14)

267.Hayat bir reddediştir; HAYIR değildir.

268.Adaletsiz güç zulüm, kuvvetsiz adalet acizdir.

269.Utanmıyorsan dilediğini yap.

270.Söylenen her kelime, çocuğun kişiliğine konulan bir tuğladır. Hosea Ballow

271.Ey oğul! Dilinle yaptığın duaya kalbin de inansın ve iştirak etsin. Abdulkadir Geylani

272.Kişi asıl işini yapmakla hayatı yaşanır kılamıyor olduğunda yapmaması gerekenleri yapmaya başlar ve ister istemez bu durumunu "hayatın gerçeklerine uyum göstermek” gerekçesiyle açıklamaya çalışır. (Dücane Cündioğlu)
273.Dünyaya isyan etmeyen ruh, Allah’a teslim olmamıştır. N. Topçu

274.Allah'ım! Sen ki bize hayatta o kadar şey verdin, merhamet et de bize bir şey daha ver; bize bütün bu nimetlere karşı minnet ve şükran duygusu taşıyan bir kalp de ihsan et. George Herbert

275.Bir yere ulaşmanın ilk adımı, olduğunuz yerde kalmayacağınıza karar vermektir. Jhon Morgon

276.Var olan tüm iyi şeyler, özgün olmanın meyveleridir. Jhon Stuart Mill

277.İnsanın kendini tamamen adadığı an ilahi takdir harekete geçer. Gerçekleşen her şey başka türlü gerçekleşemeyecek bir şeyin olmasına yardım eder. Düşlediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. Hemen yola koyulun. Goethe

278.Sizin değerinizin gerçek ölçüsü, başkalarının sizin başarınızdan yararlandıkları şeyleri de kapsar. Cullen Hightover 

279.Pozitif düşünmek pozitif sonuçlar üretir. Normal Vipogle

280.Güzelliği görme yeteneğini kaybetmeyen asla yaşlanmaz. Franz Kafka

281.Her işin ve her şeyin tekamül, zıtların mukabele ve refakat etmesiyle olur. Sait Nursi

282.Başarının bir sırrı varsa, karşınızdakinin bakış açısını kavramak ve onun gözüyle görebilmektir. H. Ford

283.Siz kendinize inanın. Başkaları da size inanacaktır. Tacitus

284.Gözlerimin ışığı güneşten daha aydınlıktır. La Fontaine

285.Güçlü olan, zayıf yanını herkesten iyi bilendir; daha güçlü olan ise zayıf yanına hükmedebilendir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde