İslam medeniyetinde, kaynağını ayet ve
hadisten alan vakıflar var. Şimdilerde azalsa da geçmişte hemen hemen her
konuda bir vakıf bulmak mümkün. Her vakfın da amacı doğrultusunda hizmet etmesi
için vakfiyeleri vardır. Çünkü ileride birileri bu tür vakıfları eline
geçirerek vakfın imkanlarını amacı dışında kullanabilir. Bu yüzden vakfiyeler
önemlidir ve değiştirilmemeli.
Vakfiyeler hiç
değiştirilemez mi? Şartların değişmesine göre vakfiye de değiştirilmeli yani
güncellenmeli. Ne demek istediğimi bir örnek vererek açıklamak istiyorum.
Konya'nın bir mahallesinde, imamların kadrolu olmadığı, cami cemaatinin parayla
imam tuttuğu çok eski yıllarda, cami cemaatinden bir hayırsever, tarlasını
camiye vakfeder. Hazırlanan vakfiyeye de "Bu tarlanın gelirinin 3'te 2’si
caminin ihtiyaçları için harcanacak. Geriye kalan 3'te 1'i de imama
verilecek" yazılır.
Gördüğünüz gibi
hayırsever iyi düşünmüş. Caminin tamir, ısınma ve diğer ihtiyaçlarının
giderilmesi için camiye sürekli bir gelir olsun diye düşünmüş. Aynı şekilde
camide görev yapan imamı da ihmal etmemiş. Bu yol ile İmam, aylık veya yıllık
gelirinin bir kısmını buradan karşılayacak. Geri kalan kısmını da her ay veya
yıl sonu cemaatten toplayacak. Cami ve imam için bir akar olan bu inceliği
düşünen vakıf sahibine sonsuz teşekkürler. Allah hayrını kabul etsin. Amel
defteri de daima açık olsun.
Bir ay öncesinde
bu vakfiyeden haberim oldu. Hayırseverin vakfiyesi aynı şekilde devam
ediyormuş. Yani tarlanın gelirinin üçte ikisi camiye, üçte biri de imama.
Camiyi anladım. Aynı cami. İhtiyaçları vardır. Gelir, vakfiyede olduğu gibi
aynen verilmeye devam etsin. Burada sorun, üçte birinin imama verilmeye devam
etmesi. Burada gariplik nerede derseniz, imamlar bugün kadrolu ve maaşlı. Yani eskisi
gibi parasını cemaat vermiyor. Üstelik diğer devlet memurlarına göre çoğunun
cami yanında lojmanı bile var. Maaşlı olmasına rağmen bu vakfiyenin aynen uygulanması
doğru mu? Bence doğru değil. Diyelim ki vakfiyenin dışına çıkılamaz. İmam niye
bu parayı alıyor? Ben bunu hiç etik bulmam. Vakfiyeyi yürütenler vakfiyeye
uygun şekilde imama verseler bile imamın, "Arkadaş, bu vakfiyenin şartları
değişti. Bu vakfiye yazıldığında buranın imamı devletten maaş almıyordu. Ben
ise devletten maaş alıyorum. Bu maaşı alamam" demesi gerekmez mi? Haydi
aldı diyelim. İmamın, "Bana verilen bu parayı caminin ihtiyaçlarında
kullanmak üzere bağışlıyorum. Kesin makbuzu" demeli değil mi?
Diyelim ki vakfiye
sahipleri dini derinliğe sahip olmadıkları için cesaret edemiyor ve imamın
payını vermeye devam ediyor. Paranın yüzü sıcak misali imama ek gelir olduğu
için imam da almıyorum diyemiyor. Bu durum dini konuda uzman fıkıhçılara soruluyor.
Onların verdiği cevap da "Vakfiye değiştirilemez. İmam almaya devam
edecek" şeklinde fetva veriyorlar.
Hasılı, geçmişte
hayırseverin sadakayı cariyem olsun diyerek vakfettiği tarlanın gelirini bugün
bu vakfiyeyi devam ettirenler vakfiyeye uygun şekilde vermeye devam ediyor.
Veren veriyor, alan alıyor, birileri de almasında sakınca yok diyor. Kusura
bakmayın ama kıt aklım ve yarım dini bilgimle söylüyorum. Bu vakfiye bu haliyle
devam etmemeli, güncellenmeli: Tarlanın gelirinin üçte üçü de caminin ihtiyaçlarına
harcanacak, nokta denmeli. Böyle olursa bu vakfiyenin bir anlamı olur. Bugünkü
haliyle imama ek gelir şeklindeki payı uygun ve dini görmüyorum. Bu tür vakfiye sadece Konya'daki bir caminin vakfiyesinde yazmıyordur. Öyle zannediyorum, birçok ilimizde benzer durum söz konusudur. Diyanet yetkililerinin şartları değişmiş vakfiyelere güncel bir fetva vermeli. Kafalardaki müphemi gidermeli.
*02 Aralık 2022 günü Barbaros Ulu adıyla Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder