Ana içeriğe atla

TYP’den Niçin Vazgeçildi? *

İlk, orta ve lise düzeyindeki okulların en büyük problemi okulu açıp kapatacak, okulun kaloriferini yakacak, temizliğini yapacak bir yardımcı personelden mahrum olmasıdır. Çünkü kadrolu çalışan sayısı ya yoktur ya da yeterli değildir. Kadrolu olanların çoğunluğu da devletin yurtlarında yetişmiş kişilerden oluşur. Bunların içerisinde az sayıda istisna olanları çıkarırsak büyük çoğunluğu kendisiyle ve çevresiyle barışık değil. Kendilerinden yeterince verim alınamıyor.

Okullar, okullarının temizlik işlerini gidermek için geçmişte değişik yollara başvurmuştur. İmkanı olan okullar okul-aile birliği aracılığıyla temizlikçi çalıştırmış. Bazı okullar velilerden para toplama yoluna gitmiş, bazıları velilere nöbetleşe temizletmiş, bazıları da sigorta yapmadan sadece maaşını vermek suretiyle geçici eleman çalıştırma yoluna gitmiştir. Herhangi bir şikayet söz konusu olduğu zaman sigortasız görevli çalıştıran çoğu okul müdürü SGK’den ceza yemek zorunda kalmıştır ya da para toplandığı için müdürler soruşturma geçirmiştir.

Okulların müstahdem meselesi 2008’den itibaren TYP ile çözüldü. TYP: “İşsizliğin yoğun olduğu dönemlerde veya yerlerde doğrudan veya yüklenici eli ile toplum yararına bir iş ya da hizmetin gerçekleştirilmesi yoluyla özellikle istihdamında zorluk çekilen işsizlerin çalışma alışkanlık ve disiplininden uzaklaşmalarını engelleyerek işgücü piyasasına uyumlarını gerçekleştirmek ve bunlara geçici gelir desteği sağlamak amacıyla İŞKUR tarafından uygulanan programlardır” (İŞKUR). Toplum yararına program demektir.

10 aylık geçici olarak istihdam edilen bu TYP çalışanları sayesinde okullarımız daha temiz ve bakımlı oldu. Sigortasız işçi çalıştırmadan dolayı birçok okul müdürü cezadan kurtuldu. TYP çalışanlarından azami derecede istifade edildi. Ki bunlar kadrolu çalışanlardan daha verimli oldular. Asgari ücrete ibadet aşkıyla çalıştılar. Okulların hizmetli sorunu bu yol ile çözmüşken nedense Ocak 2022’de gönderilen bir yazı ile olağanüstü durumlar hariç TYP yoluyla geçici istihdama son verildi. Bu demektir ki devlet bu kararını gözden geçirmezse veya yerine başka bir program uygulamazsa 2022-2023 öğretim yılından itibaren okullarımız hizmetli ihtiyacı ile karşı karşıya kalacaklar. Bu da eskiye dönüş demektir. Hangi sakıncasından dolayı devlet bu uygulamadan vazgeçti. İnanın, buna akıl sır ermez.

Devletin ne yapıp ne edip TYP uygulamasına devam etmesi gerek. Bu programda sakıncalar ortaya çıkmışsa, sakıncalar giderilmeli ya da başka bir uygulamaya geçilmelidir. Devlet hiçbir şey yapmayacaksa, okulun büyüklüğü ve öğrenci sayısına göre okullara hizmetli normu vermelidir. Bu norma göre ödenek gönderilir. Okullar da gelen bu ödenekle bir veya birkaç kişiyi sigortalı olarak çalıştırma yoluna gider. Bu aşamada yapılacak olan en güzel uygulama budur. Hatta bu, TYP’den daha verimli olabilir. Çünkü TYP’den gelen bir kişi 10 ay görev yaptıktan sonra bir daha TYP kanalıyla çalışamıyor. Bu da kalifiye eleman kaybı demektir. Gelen ödenek marifetiyle çalıştırılan kişiden, okul memnunsa aynı kişi her yıl aynı okulda 10 ay çalışabilir. Verim alınamayan kişi ile de yollar ayrılır, bir başkasına bakılır.

Hülasa, 2021-2022 öğretim yılı sona erdi. TYP çalışanları 17 Hazirandan itibaren çalıştığı okullarından ayrıldılar. 2022-2023 öğretim yılı başlamadan hükümet okulların hizmetli ihtiyacını bir şekilde çözmelidir.

*24/06/2022 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde