Ana içeriğe atla

Sonu -YON ile Biten Kelimelerde Var Bir Şey *

Otururken sonu -yon ile biten kaç kelime sözcük olduğunu, bunların kaç tanesinin olumlu anlam içerdiğini merak ettim. 261 tane varmış. Bu kelimelerin birkaçı hariç hepsi Fransızcadan dilimize geçmiş. Daha doğrusu Fransız hayranlığını yaşadığımız devirde bir Fransız sözlüğünden dilimize aynen aktarılmış. Bu kelimelerin çoğunu dilimizde kullanıyoruz. Türkçesi diye türetilenlerin/uydurulanların kullanılmadığını, kullanılacaksa da ne anlama geldiğini bilmek için sözlüğe bakmak gerekiyor. Kısaca bu Fransızca kelimeleri özümsemişiz, Türkçe gibi olmuş. Yerine TDK tarafından önerilen karşılığı ise bize yabancı ve pek kullanılmıyor. Biz de elimize hacmi büyük ve bol sayfalı TDK sözlüğünü alınca ne zengin bir dilimiz var diye övünüyoruz durmadan.

Dilimize başka dillerden geçmiş, söylendiği zaman anlaşılabilen yabancı kelimelere karşı değilim. Türkçe olmasa da bunları Türkçeleşmiş olarak görürüm. Çünkü dil dediğin anlaşmak için kullanılan bir araçtır. Yabancı kelimelere karşı olmasam da diller arasında bu şekil kullanım olsa da bir dil Türkçe kadar bu şekil yolgeçen hanı olmamalı diye düşünüyorum. Maalesef Büyük Türkçe Sözlüğü elimize alsak, “Haydi tüm yabancı kelimeler, memleketine desek, orta yerde Türkçe olan kaç kelime kalacağının bilgisini sizlere bırakıyorum. Maalesef Türkçemiz bakir ve sığ kalmış. Bu demektir ki diğer alanlarda üretim adına doğru dürüst bir gelişmemiz olmadığı gibi dilimizde de öp öz kendi mahsulü kelime sayımız çok az. Haliyle Türkçe diye başka dillerin kelimelerini kullanıyoruz. Bu fiili durum, gurur duyduğumuz dilimiz adına üzücü bir durum maalesef.

Kelimelerde önemli olan içerdiği anlam ve bu anlamın anlaşılması olsa da aşağıya aldığım sonu -yon ile biten kelimelere bir göz atarsak, çoğunun anlamı olumsuz anlam içermektedir. Bana ilginç geldi. Sizinle paylaşmak istedim.

DEMORALİZASYON: Moral çöküntüsü.

DEZENFORMASYON: Bilgi çarpıtma.

HİPERTANSİYON: Yüksek kan basıncı.

DEJENERASYON: Yozlaşma, Soysuzlaşma.

HALÜSİNASYON: Gerçekte olmayan şeyleri oluyormuş hissine kapılıp koyuverme durumu.

KANALİZASYON: Lağım döşemi.

KAPİTÜLASYON: Ülkede yurttaşların zararına olarak yabancılara verilen ayrıcalık hakları.

ASİMİLASYON: Özümleme, benzeşme

DEFORMASYON: Biçimi bozulma, biçimsizleşme.

DEVALÜASYON: Değer düşürümü.

PROVOKASYON: Kışkırtma.

SPEKÜLASYON: Vurgunculuk, saptırma.

SÜBVANSİYON: Destekleme.

MANİPÜLASYON: Seçme, ekleme ve çıkarma yoluyla bilgileri değiştirme.

MASTÜRBASYON: Cinsel bölgelere dokunarak orgazm sağlama

ENFEKSİYON: Vücutta hastalığa yol açan mikrop, virüs, parazit vb. etkenlerin yayılması.

ENGİZİSYON: Katoliklerde din inançlarına karşı gelenleri cezalandırmak için kurulan mahkemeler.

ENJEKSİYON: İğne yapma.

TELEVİZYON: Halk nezdinde faydasından çok zararı konuşulan sesli ve görüntülü aygıt. Bağımlılık yapmada üstüne yoktur.

AJİTASYON: Körükleme, duygu sömürüsü yapma.

DEPRESYON: Bunalım, çöküntü.

ENFLASYON: Para şişkinliği, pahalılık. Namı diğer canavar.

İMİTASYON: Taklit.

SANSASYON: Dalgalanma.

ATMASYON: Uydurma.

İLLÜZYON: Yanılsama.

TANSİYON: Kan basıncı, gerilim.

EROZYON: Yer kabuğunu oluşturan kayaçların, başta akarsular olmak üzere türlü dış etmenlerle yıpratılıp yerinden koparılarak eritilmeleri veya bir yerden başka bir yere taşınması olayı, aşınma, aşınım; değer veya saygınlık kaybetme.

MİNYON: İnce, küçük, çıtı pıtı.

PAVYON: Geceleri geç vakte kadar açık, içkili eğlence yeri.

PİYON: Bir çıkar sağlamak için yararlanılan, istenildiği gibi kolayca kullanılabilen kimse.

*16/05/2022 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde