Kızın
var, evlendirirsen damadın; oğlun var, evlendirirsen gelinin olur. Bu tür
evliliklerle oluşan akrabalığa sıhriyet denir. Bu yol ile kan bağına dayalı
aile genişler. Evliliklerin temeli sağlam atılır, karşılıklı anlayış içerisinde
bir geçim olursa, genişleyen bu ailede sadece huzur olur. Bu durumda damat
oğlun, gelinin de kızın olur. Zaten evlilikten maksat da budur. Bazen de
diyalog eksikliğinden veya başka nedenlerle evlilikler istenildiği şekilde
gitmez. Gitmeyince de ailelerde huzur olmaz. Sorunu tespit etmeyip çözme yoluna
gidilmezse, eşler birbirini suçlarsa aile yabancılaşır, birbirinden kopar hatta
birbirine düşman bile olur. Bu tür parçalanmış ailelerin çocukları varsa olan
çocuklara oluyor. Bundan dolayıdır ki evlilik esasına dayalı sıhriyette huzurlu
ailelerin sayısı fazla değil. Zaten çok boşanmalardan da bunu anlayabiliriz.
İster
kan bağına dayalı oğlun ve kızın olsun, ister sıhriyete dayalı damat ve gelin
olsun, hepsi birer imtihandır. Daha doğrusu hayatın kendisi bir imtihandır.
Bazen oğlunla bazen kızınla bazen damadınla bazen de gelininle imtihan olursun
ya da onlar seninle imtihan olur. Allah herkese hepsinin hayırlısını versin.
Altından kalkılmayacak yük vermesin.
İmtihanın
diğer kesimlerini bir tarafa bırakarak damatla imtihan üzerinde durmak isterim.
Çünkü damadıyla sorun yaşayan insanların sayısı da az değil.
Damat
her ne kadar oğlun gibi aileden biri gibi olsa da bazı konularda belli bir
mesafenin konması gerektiğini düşünüyorum. Tamam, gelinsin-gidilsin, izzet-ikramda
bulunulsun, damada değer verilsin, kendi öz çocuklarından ayırt edilmesin, el üstünde
tutulsun, piknik-gezi vb. yerlere gidilsin, çocukları olur da çocuğumuza bakın
derlerse toruna bakılsın, işi-gücü yoksa iş bulunsun, maddi imkanları yerinde
değilse desteklensin, görüş alışverişinde bulunulsun, onunla istişare edilsin
vs.
Anlatmak
istediğim damadınızla aile olun ama damadınızla iş yapmayın. Rektör iseniz,
damadınıza veya gelininize üniversitenizde kadro tahsis etmeyin. Bakan veya
devlet yönetiyorsanız, bakanlık veya üst düzey görev vermeyin; şirket-holding
vb. özel işletmeniz varsa damadınızı işin başına getirerek onu tam yetkili
kılmayın. Çünkü kimsenin ağzını büzemezsin. Böyle durumlarda damadınız sizinle,
siz de damadınızla anılırsınız ve başınız ağrır. Bu demek değildir ki damadınız bir iş yapmasın
veya bir yere gelmesin. Bir yere gelecek veya iş yapacaksa kendi hakkıyla
gelsin. Buna kim, ne diyebilir ki.
Burada
damadı hani aileden biri kabul edecektik diyebilirsiniz. Buna sözüm yok. Elbette aileden kabul edilsin. Yalnız bir yere getirdiğinizde damadınız orada başarılı olamazsa bu durumda ne yapacaksınız? Bu durumda olan oğlunuz, kızınız olsa, bırak yavrum, beceremedin diyebilirsiniz. Çocuğunuz size biraz gönül koyar, belki küser ama hayat devam eder. Başarısızlığından dolayı damadınızı alamazsınız. Alırsanız, damadınızın huzursuzluğu eve sirayet edebilir ve kızınızın da huzuru bozulabilir. Haydi, hiçbiri olmadı diyelim. Damadınıza insanlar nasıl bakacak? Kayınpederinden dolayı bu makama geldi denmeyecek mi? Burada damadın da onurunu düşünmek lazım.
Sanırım ne demek istediğimi anlatabildim. Yazımı sonlandırırken şunu da söyleyeyim. Damada Güneydoğu bölgemizde "Dış kapının mandalı" denir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder