2010-2011-2012 ve 2016 |
62 |
2003 ve 2007 |
60 |
2013 |
59 |
2004-2005-2006 ve 2017 |
58 |
2008-2014-2015 |
56 |
2009-2018 |
54 |
2019 |
52 |
2020 |
48 |
Tabloda, 2003 yılından itibaren TÜİK’in düzenli olarak yaptığı “Yaşam
Memnuniyet Araştırmasına” göre “18 yaş ve üzeri bireylerin” memnuniyet
oranlarına küsuratsız olarak yer verilmiştir. Çok detaylı bir araştırma olan bu
araştırmanın detaylarını merak edenler, TÜİK’in sayfasına girerek araştırmanın
sonuçlarına ulaşabilir.
Tabloda görüleceği üzere memnun olma durumu yıllara göre inişli-çıkışlı bir
seyir izlemiş; 2003 yılında yüzde 60 ile başlayan memnun olma durumu bazı
yıllarda 2 puan yükselerek 62’ye çıkmış, diğer yıllarda 59-52 arasında
değişiklik göstermiş. Bu da gösteriyor ki 2020 yılına gelinceye kadar bu
toplumun yarıdan fazlası hayatından memnun iken 2020 yılında bu oran yüzde 48’e
gerilemiş. Yani 2020 öncesi hayatından memnun olanlar toplumun yarısından fazla
iken 2020’de ise yarının altına düşmüş. 2021’de memnuniyet durumumuz ne olur,
bunu da birkaç ay içerisinde görebileceğiz.
Memnuniyet araştırması ne derece gerçeği yansıtır, bilinmez. Çünkü mutluluk
dediğimiz daimi değildir. Kişi bir günde hem mutlu hem de mutsuz olabilir. Araştırmanın
yapıldığı zamanki bireylerin o anki psikolojileri burada önemli olsa gerek. O
zaman mutlu olmadığını söyleyenler birkaç gün sonra mutluyum diyebilirken
mutluyum diyenler de mutsuzum diyebilir. Kimin beklentileri ne kadar gerçekleşmedi
de mutsuzum dediğini bilemesek de mutlu ve mutsuzluk yıllara göre değişiklik
gösterse de elimizdeki verilere göre hareket edersek, bu toplumun yarısından
fazlası mutsuz. Toplumun yarısı mutsuz ise bunun üzerinde düşünmeye değer.
Çünkü mutsuz insana hiçbir şeyi beğendiremediğimiz gibi ondan bir verim de
alınamaz. Yine mutsuz kişiler hayata pozitif bakamadıkları için çevresine
pozitif enerji veremezler. Bunları yaşayan bir ölü gibi değerlendirebiliriz.
Bu açıklamanın ardından tıp fakültesi 2.sınıf öğrencisi iken 7.kattan
atlayarak canına kıyan Enes Kara’ya gelmek istiyorum. Çünkü Enes Kara da yüzde
48’in içerisinde yer alan mutsuzlardan biri. Burada her mutsuz intihar eder
anlamı çıkarılmasın. Şayet öyle olsaydı, tüm mutsuzların yani bu toplumun yarıdan
fazlasının intihar etmesi gerekirdi. Böyle bir iddiam yok ama şu var ki
yaşadıklarını kaldıramadıkları için intihara yeltenenlerin, mutsuzlardan çıktığını
söylersek herhalde yanılmış olmayız. Her intihar eden ve intihara kalkışanın intihar
gerekçesi farklı ve bireysel olduğu gibi Enes’inki de bireyseldir. Bireysel
olsa da Enes üzerinde konuşmaya değer ama biz konuşamadık. Çünkü Enes üzerinden
taraftarlar atışmaya başladı. Savunma ve saldırı gırla gitti. Bizim ülke insanımızın
da kumaşı bu maalesef. Ne hayatının baharında gepegencecik bir gencin hayatına
kıymasına üzülebildik ne ailesinin üzülmesine fırsat verebildik ne intiharın
sebep ve gerekçeleri üzerine en azından bundan sonra böyle intiharlar olmaması
adına bir inceleme yapabildik. İzlediğimiz tamamen bir tiyatroydu. Taraflar bu
olay üzerinden birbirlerine olan kinini boşalttı. Kimi, “Bu cemaat yurtları hep
böyledir. Niceleri böyle kapatıldı” dedi. Kimi de “Cemaatler üzerinden İslam’a
saldırıyorlar. Bunu görenler şu intiharları niye görmez” dedi. Maalesef her
konuda olduğu gibi bu konuda da toplum olarak iyi bir sınav vermedik. (Devam
edecek)
*28/01/2022 tarihinde Barbaros ULU adıyla Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder