—Babacığım, şimdilik ufukta bir ışık yok ama yine de
hazırlıklı olmamda fayda var. İleride bana sorumluluk ve yetki gerektiren bir
görev tevdi edilirse, niyetim başarılı olmak ama bazen evdeki hesap çarşıya
uymayabilir. İşler tıkırında giderse problem yok. Umduğum gibi gitmezse ne
yapmamı önerirsin?
—Senin böyle bir göreve
gelmeni ben de isterim. Madem böyle bir niyetin var.
İleride görür veya göremem. Şimdiden sana üç kapalı zarf vereyim. Başın
sıkıştıkça onları sırayla açarsın. Bil ki bu üç zarfın mucidi ben değilim. Eski
sadrazam, yeni sadrazama görevi bırakırken üç zarf bırakmış. Ben de bunu sana
uyarlıyorum ki yerinde evladiyelik olasın.
—Merak ettim doğrusu, neymiş
onlar?
—Daha dereyi görmeden paça
sıvanmaz. Zarf da göreve başlamadan açılmaz ama madem hazırlık yapacaksın. Sana
şimdiden bir kıyak geçeyim. Baştan söyleyeyim. Başa gelir gelmez ilk işin, bu
zarfları uygulamak olmasın. İlk başlarda her şeyi yerli yerinde yapmak için
çaba sarf edeceksin. Öyle kaçak güreşmek, ipe un sermek yok. Ne zamanki başın
sıkıştı, rastgele zarfları sırayla açacaksın.
—Tamam baba.
—Baktın ki cicim ayları
bitti. İşler ters gidiyor. Maiyetindekiler senden hoşnut olmamaya başladı. Bu
durumda yapacağın, ilk zarfı açmak olacaktır. O zarfta göreceksin ki “Yapamayacak
olsan bile bol vaatte bulunacaksın”. Nasılsa cebinden mi çıkacak? Onlar o
vaatlerle epey oyalanır dururlar. Vaatler yerine gelmeyip homurtular kulağına
gelmeye başlayınca enkaz devraldım diyerek “senden öncekileri kötülemeye”
başla. Onların ve çevresinin cemaziyülevvelini karıştır. Yani müflis tüccarın
eski defterleri karıştırdığı gibi sen de eski sayfaları aç. Bu seni epey bir
götürür. Çünkü sevenlerin seni bu konuda yalnız bırakmaz. Senin sözünün yanına
birkaç daha ekler. Seleflerine vurdukça vururlar. Sen de arka tarafta işine
koyulursun.
—Sonra?
—Kötü gidişat hala devam
ediyorsa, bu durumda ikinci zarfı açacaksın. Bu zarfta da “Etrafını kötüle”
yazar. “Aslında ben şöyle yapın dedim ama ekibimdeki şu kimseler var ya işte
bunlar beceriksiz mi beceriksiz çıktı” de. Bundan sonrasını da ekibindeki
beceriksizler düşünsün. Onların kimi içine kapanır kimi çeker gider kimi de bir
şey söylemeye çalışsa “makam elinden gidince konuşmaya başladı. Madem öyle
daha önce niye konuşmadı” denerek lafları ağızlarına tıkanır.
—Bu aşamayı da geçtim.
Sonra?
—Bu aşamanın sonu, zarfa
göre senin sonun geldi yani suyun ısındı demektir. Ama öyle pes etmek yok. Zira
ben senin yerinde demirbaş olmanı istiyorum. Her ne kadar üçüncü zarfta senden
sonra gelecek olan için sen de üç zarf bırak yazıyorsa da ben bunu
değiştiriyorum.
—Neymiş o?
—Kötü durumu dış güçlere
bağlayacaksın. Bu dış güçler, zinde güçler yok mu? İşte bunlar bizim onmamızı
istemiyorlar. Başımıza gelenler hep onların yüzünden diyeceksin.
—İşe yarayacak mı peki?
—Kesin sonuç alırsın. Üstelik
senden uzaklaşmaya başlayanlar bile etrafında pervane olur. Çünkü çevrenin,
milliyetçi duyguları kabarır. Dış güçlere seni yedirmeyiz deyip kenetlenirler.
Bu kapıdan çok ekmek yersin. Sonra demedi deme.
Hâsılı, her üç zarftan da
çıkaracağın sonuç, her şeye bir mazeret bulacaksın. Suçu daima başkasına
atacaksın. Hiç kendine toz kondurmayacaksın. Tüm bunlara önce çevreni ikna
edeceksin sonra da kendin inanmaya başlayacaksın. Kendinin inanması biraz zor
olur ama buna da katlanacaksın.
*29/11/2021 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder