2012’den
beri görüşmediğim eski bir tanıdığımla karşılaştım. Ayaküstü bir on dakika
lafladık. Hal hatırdan sonra buralar senin mıntıkan değil, ne hayır dedim.
“Buradan ev tuttum. Eşimden boşanıyorum. Aslında bugün boşanacaktık. Hakimin
bir cenazesi varmış, ertelendi” dedi. Acele etmeseydin, sözüme “acelesi
kalmadı. Nicedir uzatmalara oynuyorduk zaten” dedi.
Tanıdığım
beni şaşırttı. Çünkü konuşmak nedir bilmezdi. Ağzından laf alamazdım. Hep
sessiz ve sakin olarak tanımıştım kendisini. 3,5 yılda toplam konuşmadığından
daha fazlasını bir on dakikada konuştu. Hep içine atmış demek ki. Dert ve
sıkıntılar çoğaldıkça sessizliğini bozmuş ve konuşmaya başlamış. Susturabilene
aşk olsun.
İki yıldır
hastalıkla boğuştuğunu, gitmedik doktor bırakmadığını, iki yıldır işe nasıl
gittiğini bilmediğini, hacı-hoca kimi duyduysa gittiğini söyledi. Doktoru
anladım da hacı-hoca da ne işin var dedim. "İstanbul'daki iyi hoca. Bana büyüyü kimlerin yaptığını bildi. Biri falan
bey, diğeri de falan hanım. Sen onları daha iyi bilirsin" dedi. Bilirim
ama onlar yapmazlar. Biri ile üstelik çok iyi arkadaştın dedim. "Zaten
bunu en yakınlar yaparmış. Hoca ben demeden onları tarif etti. Hatta
falan sana tatlı bir şey ikram etti mi diye sordu. Dedim evet. İşte o tatlıya
sihir yapmış dedi. İki senedir okumadığım dua, gitmediğim hoca kalmadı. O
çalıştığımız yerde ne varsa, falan falan da kafayı benim gibi bozdu"
dedi.
Epey bir
dinledim. Belli ki sihir/kağıt yapıldığına ve kimlerin büyü yaptığına kendisini
inandırmış. Denize düşünce de bir umut deyip yılana sarılmış.
Ayrılmadan
önce kendisine bak kardeşim, öncelikle hem boşanmandan hem de hastalığından
dolayı üzüldüğümü ifade etmek isterim, geçmiş olsun. Allah sana huzur versin.
Sağa-sola gitmeyi bırak, kendinin doktoru ol. Anladığım kadarıyla ailevi
sıkıntılar seni, acaba mı diyerek bu yollara sürüklemiş. İşin içinde kağıt
olduğuna inanınca, etrafındaki herkesten şüphelenir olmuşsun. Yarın başka
sıkıntın baş gösterse, şu on dakikalık konuşmamızdan dolayı beni de
suçlayabilirsin. Bu vehimlerden uzaklaşmaya bak. Şunu unutma ki birileri sana
kötülük yapmak istesin. Allah izin vermedikçe başkasının kötülüğü sana ulaşmaz.
Sen doğru yolda olup ne yaptığını bildikçe başkasının sapıklığı sana zarar
vermez. İçeriği hoşuma gitmese de içine atmayıp konuşman, açılman hoşuma gitti.
Zamanında hep içine atıyordun. Böyle konuşarak deşarj olmanda fayda var. Çünkü
içine ata ata dert küpü olursun dedim, tamam dedi, ayrıldık.
Ayrıldıktan
sonra kendi kendime Barbaros, al sana bir aile faciası daha dedim. Gerçekten
boşanan çift olarak bu anlattığım ne ilk ne son. Çünkü boşanan boşanana. Kimi
evliliğin ilk başında kimi birkaç çocuktan sonra kimi de uzun yıllar evli
kaldıktan sonra evlilik akdini sonlandırıyor. Çevrenizde vardır bu şekilde
olanlar. Hatta evliliğinin ilk üç gününde “Evlilik bana göre değil” deyip “Şu
kadar inci-boncuk verin de anlaşmalı boşanalım” diyenleri de duyuyoruz. Boşanmayı
kafaya koyanlar ne anne ne baba ne çevre ne de çocuk dinliyorlar. Soluğu aile
mahkemesinde alıyorlar. Kimi anlaşmalı olarak tek celsede boşanıyor kimi de
mahkemesi yıllar yılı sürdükten sonra yollarını ayırıyor. Kimi boşandıktan sonra
bir kez daha deneyelim deyip tekrar evlenme yoluna gidiyor.
Boşanan
kimseleri ayıplamıyorum. Bu yolu seçenlerin her birinin trajikomik hikayeleri
vardır. Kimse boşanayım diye evlenmiyor. Bir umutla evlenip mutlu bir yuva
kuracağım diyen niceleri evliliğin beklediği gibi olmadığını görünce bu sefer
mutluluğu ayrılmakta arıyor. Ayrılınca kaçı mutlu oluyor? Bunun üzerinde de
düşünmeye değer. Elbette evlilik kadar boşanmak da haktır. Olmuyorsa yollar
ayrılmalı ama son yıllarda ayrılıklar anormal bir şekilde arttı. Buna bir dur
demek lazım, en azından boşanma sayısı düşmeli ama nasıl? İşte toplum olarak
buna kafa yormak lazım. Çünkü aileler toplumun temelini oluşturur. Aileler
huzurlu olmazsa toplumda da huzur olmaz.
*28/06/2021 tarihinde Barbaros ULU adıyla Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Bu tip sorunlu boşanmalar veya ayrılıklar yaşayanlar, bu sıkıntılı durumu bir başka nedenle ilişkilendirmeye ne yazık ki pek bir meraklı oluyor.
YanıtlaSilYani büyü yapılmış, zaten ailesi de istemiyormuş, zengin olsaymış bu evlilik daha da sürermiş. Gibi gibi...
Bu büyücü milletinin de gelen birini "sende büyü müyü yok kardeşim.." diye gönderdiğini daha şu yaşıma kadar görmedim. Kaldırım taşına baksalar onda da büyü var diyecekler.
Madem bu kadar iyi niyetlisin insanlara faydalı olmaya çalışıyorsun alma para da görelim iyi niyetini.
Boşanma, sosyal ilişkilerin bozulması, iş ve kişisel sorun vs. her birimiz yaşayabiliriz. Önemli olan bu sorunların altından kalkma iradesi gösterebilmektir. Bunun için de öncelikli olarak kendimizi dinlememiz, kendimizle yüzleşmemiz, hata ve yanlışların kendimizden kaynaklandığını sorgulamamız gerekiyor. Bunu yapmadan başta hastalık vs sorunlarımıza bir gerekçe bulmaya çalışırsak belki egomuzu tatmin ederiz ama kaybeden biz oluruz... Büyücülerin eline Allah kimseyi düşürmesin. Zira elini versen vücudunu kaptırırsın. Hele psikolojik sorun yaşanırsa bugünden yarına iyileşme de olmaz. Bu kişileri bu büyücüler kaz gibi yolmaya devam ederler.
SilRamazan abi her zaman konusunu açıp güldüğümüz bir mevzu vardır. Hep de benden çıkar böyle şeyler. Derim ki; "evlilikler 2 senelik sözleşmeler ile ilerlesin.." Güleriz filan.. Yani bu iki yılın sonunda taraflar devam edip edemeyeceklerini karşılıklı kararlaştırabilir.
YanıtlaSilYani şaka bir tarafa mal paylaşımı olayları da var mümkün değil benim bu tezim.
Evlilik 2. evliliğimi yaşayan bir kişi olarak çok geliştirdi beni. Biraz alttan almak lazım, bazı şeyleri görmemek lazım, aileleri çok işe karıştırmamak lazım..
Eskiler yani sizin gibi abilerimiz bu işleri daha iyi idare ederdi. Boşanmak filan çok ayıp karşılanırdı.
Boşanma bir zamanlar dediğin gibi ayıp karşılanırken son yıllarda iyice arttı. Pek ayıp karşılanmadığı gibi normal görülür oldu. Böyle giderse ayrılan ve parçalanan aile sayısı evlenenlerin sayısını yakalayacak. Evlilik olmuyorsa elbette boşanma da olmalı. Evlilik çiftlere zarar veriyorsa ayrılmaları daha iyi denebilir. Yalnız olmuyor deyip boşanma konusunda acele edilmemeli. Çünkü acele boşanan niceleri sonradan yeniden birleşme yoluna gidiyor. Böyle olmaktansa iletişimi eksik etmeden asgari müştereklerde anlaşma, birbirine tahammül etme, birbirinin hassasiyetlerine saygı gösterme, birbirini olduğu gibi kabul etme, anne ve babaları eleştirmeme, inadım inat dememe, beklentileri yükseltmeme yolları denenmeli.
YanıtlaSil