Bugün size yerli
film/dizi ve yabancı film ve dizilerden bahsedeceğim. Daha doğrusu arasındaki
farklardan bahsedeceğim:
Yerli film ve
diziler hangi sinema ve TV'de yayımlanırsa yayınlansın film ve dizide işlenen
konular üç aşağı beş yukarı birbirinin aynısıdır. Gören de bu ülke konu
sıkıntısı çekiyor diye düşünür. Yabancı film ve dizilerde ise konular, hayatın
içinden, alabildiğine geniş. Bu da bizim senaristlerin ufkunun ne kadar dar
olduğunu gösteriyor.
Yabancı diziler
40/50, bilemedin bir saatte biterken bizde bir önceki haftanın tekrarı bir,
yeni bölüm ise yaklaşık üç saat sürer. Bu üç saatte çok mu konu işleniyor? Ne
gezer. İlk bölümlerde konuya hızlı bir giriş yapılır, sonraki haftalar
uzatmalara oynanır. Bildik sahneler tekrarlanır durur. Sanırsın ki ağır çekim
gösterimi var. Seyrederken birkaç işi birden yaparsın ve film ve diziden bir
şey kaçırmazsın. Birkaç hafta bakmayıp durum ne diye o değilden bir bakarsan,
dizinin bıraktığın sahnelerinin aynen devam ettiğini görürsün. Senarist,
yerinde sayan bir araç gibi patinaj yapar durur. Yabancı film ve dizilerde ise
her sahnenin ayrı bir yeri vardır. Kaçırdın mı bir kopukluk hissedersin.
Yabancı film ve
dizilerde sahici roller yapılırken bizimkilerin çoğunun sahteliği yüzlerinden
ve konuşmalarından okunur. Rol ve oyuncu demeye bin şahit ister. Sanırsın ki çoğunu
yoldan geçerken dizi ya da filme dahil etmişler. Acemilikleri filmin/dizinin
her bir sahnesinde kendini gösterir.
Yabancı film ve
dizilerde kalite ve inandırıcılık adına masraf ve maliyetten kaçınılmaz iken
bizde işin en ucuzuna kaçılır.
Yabancı film ve
diziler sürükleyici, heyecan verici, meraklandırıcı ve izleyiciyi olayı çözmeye
zorlarken yerli dizi ve filmlerde bunların hiçbiri yoktur. Ne demek istediğimi
kısaca açıklayayım. Bizim dizi ve filmlerde bir kötü olay olduğunda mesela biri
birini öldürdüğünde bu cinayetten senaristinden, seyircisine varıncaya kadar hepimiz
haberdarız. Haberi olmayan iki kişi var. Biri başroldeki oyuncu, diğeri de
suçluyu yakalaması gereken polis. Film/dizi boyunca başroldeki oyuncunun, yanındaki
suçluyu bulması ve gereken cezasını vermesi için tüm seyirciler “Aha ulan,
katil yanında” diyerek yardımcı olmaya çalışır. Ama yabancı film ve dizilerde
katil belli değildir. Ne başroldeki bilir ne polis ne de seyirci. Film ve
diziyi seyreden herkes katil şu, yok bu diyerek film ve dizi boyunca kafa yorar
ve katil kimsenin ummadığı çıkar. Aslında film dediğin de böyle olmalı.
Seyircinin katili baştan bildiği bir film ve dizinin bir sürükleyiciliği ve
beyin jimnastiği yaptırması mümkün mü?
Yabancı dizilerin
çoğunun kaç bölümden ibaret olacağı dizi gösterime girmeden belli iken bizde
dizinin sonu yoktur. Hele bir izleyeni varsa illallah dedirtircesine
sündürülür. İnsana, baktığına bakacağına pişman eder.
Hasılı, fazla söze
hacet yok. Film/dizi yapımcılarından beklediğim; özgün film ve diziye imza
atmaları, ortaya koydukları yapıtların yurt içinde ve dışında ödüle layık
görülmesi, konu seçerken ele alınmamış konuları işlemeleri; oyuncu seçerken
tuttuğunu sahneye getirmemeleri, sahici rol yapan kişilere rol vermeleri; film
ve dizilerin sürükleyici, eğitici ve seyirciye beyin jimnastiği yaptıracak
şekilde olmasına özen göstermeleri (katili seyircinin film/dizinin sonuna kadar
bilememesi gibi) ve dizilerin süresinin makul olmasına dikkat etmeleri gibi
hususlardır.
*25/06/2021 tarihinde Barbaros ULU adıyla Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder