Konyalı ya da Konya’da yaşıyorsanız,
bilirsiniz. Fetih ile Ahmet Özcan Caddelerinin kesiştiği yerde bir üst geçit
var. Bu üst geçidin olduğu yerde daha önce 6 yol vardı. Bu yüzden halk burayı
Altı Yol diye bilir. Karatay ile Meram ilçelerinin sınırında olan bu yol,
trafik yönünden işlek bir cadde. Karatay’dan Meram’a, Meram’dan Karatay’a
gidenlerin önemli bir kısmı bu yolu kullanır. Burayı takip eden sürücüler 60
hız sınırıyla gittikleri takdirde kolay kolay kırmızı ışığa yakalanmazlar.
Çünkü yeşil dalga uygulaması var hem Ahmet Özcan hem de Fetih Caddelerinde. Üst
geçit ise Karatay (Eski Garaj) Terminali tarafından gelip çevre yolu
izlemeyenlerin çoğu, bu üst geçidi kullanır. Bu yol da işlek ama yeşil dalga
uygulaması yok. Pek alternatifi olmayan bu yolu izleyenler, Karaman Yoluna
çıkıncaya kadar her kırmızı ışıkta durmayı göze almalılar. İşlek, bir o kadar
da dar olan bu yol nedense bir türlü genişletilemedi. Yolun sağına park edilen
araçlar yüzünden yol, çoğu zaman tek şeride düşüyor. Burada sabır devreye
giriyor. Bu sabır, öyle zannediyorum, solun sağı ve soluna yüksek katlı binalar
yapıldıkça binalar içe çekileceği için o zamana kadar sürecek. Bunu da sanırım
yeni nesil görür. Çünkü yıkım ve yapılaşma kaplumbağa hızıyla sürüyor.
Neyse konum bu değil. Önce yol ve mevkii
tanıtayım ki sonra sadede geleyim istedim. Uluırmak ve Karaman Yolunu
günübirlik kullanan önemli bir kesim daha var. Bunlar; Çumra, Akören,
Güneysınır, Bozkır, Karaman gibi yerlere günlük mesaiye gidip gelenlerdir.
Üç-beş kişinin bir araya gelerek tek araçla mesaiye gidenlerin çoğunun toplanma
merkezi, Üst Geçidin olduğu bölgedir. Buraya kadar bireysel aracıyla gelenler,
araçlarını buralarda uygun bir yere park ederler, ekibine dahil olup yola
çıkıyorlar. Bu şekil mobil çalışanların sayısı az değil. Bu kişiler, araçlarını
köprünün Meram tarafındaki eteğine koyarlar. Çünkü belediye buraya uygun park
yerleri yapmış.
Aracını sabah köprünün eteğine koyan
sürücü, akşamında aracının başına geldiği zaman sileceklerinin kaldırıldığını
görüyor. Bu durum yani silecek kaldırma eylemi, gün be gün yapıldığına göre
belli ki bunu yapan trafik polisi, zabıta görevlisi ve fahri müfettiş değil.
Çünkü araçlara ne ceza yazılıyor ne de aracın çekilme gibi bir durumu söz
konusu. Umuma açık, kimseyi engellemeyen, trafiği aksatmayan bu park yerine
konan araçlar nedense birilerini rahatsız ediyor. Üstelik park yapılan bu
yerde;
*“Buraya park etmek yasak” levhası yok.
*“Burası özel mülktür, park yapılmaz”
levhası yok.
*”Garaj kapısı önüdür. Lütfen park
etmeyiniz” levhası yok.
*“Yabancı araç park edemez” uyarısı yok.
*“Bu park x site sakinlerine aittir”
levhası yok. Çünkü buraya site sakinleri de park yapmıyor. Çünkü bina
sakinleri, sitelerinin bahçesine araçlarını park ediyorlar.
*Bu araçlar, 8-10 metre ötesindeki binanın
zemin katında kahvehane (kapalı), boş dükkan, kırtasiye, sağlık kabini vs
işyerlerinin görüntüsünü de bozmuyor. Onların dükkanlarının önünü de
kapatmıyor. Çünkü esnaf kendi dükkanının, diğerleri de yola bakar şekilde
araçlarını park ettikten sonra karşılıklı iki araç geçebilecek şekilde bir
mesafe kalıyor.
Bu silecek kaldırma eylemini bıkıp
usanmadan her gün kim yapıyor olabilir? Kimin yaptığını bilemem ama aklıma, yapsa
yapsa yüksek katlı binanın altında küçük dükkanlarda ticaret yapan bazı esnaf
geliyor. Eğer bunu esnaf yapıyorsa yaptığı işgüzarlıktan başka bir şey değil.
Zira orası babasının mülkü değil, orası ücretli park da değil. Araçlar oranın
güvenliğini de tehdit etmiyor. Çoğu esnafı tenzih ediyorum ama bazı esnaf,
dükkanı kiralayınca sanıyor ki dükkanın önü de kaldırım da yol da kendisinin.
Hiçbir esnafın böyle düşünmeye ve böyle davranmaya hakkı yoktur ve yapılan
ayıptır. Şayet bu park edilen araçlar, esnafın ekmek kapısına mani oluyor,
trafiği tehlikeye atıyor ve trafikte bir keşmekeşlik meydana gelmesine
sebebiyet veriyorsa, bu durumda bu işgüzar esnafa düşen, trafiği arayıp gereğinin
yapılmasını istemektir. Zaten park yeri usulsüz ise görevliler gelip gereğini
yapar ve gerekirse silecekleri kaldırır. Belediye “Buraya park yasak” levhası
koyar ama bu silecek kaldırma işi esnafın işi değil, haddi hiç değil.
Burada bir silecek kaldırma işine niye bu
kadar kafa yoruyorsun, diyebilirsiniz. Basit gibi gelebilir ama silecek
kaldırma hem mide bulandırır hem de tehdit içerir: “Bu aracını bir daha burada
görürsem, bu silecekleri bir daha yerinde bulamazsın”, “Arabanın lastiklerini
patlatırım”, “Arabanı çizer ve zarar veririm, şakam yoktur” anlamına
gelir.
Buradan belediye ve trafik yetkililerini
göreve davet ediyorum.
*20.03.2021 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder