5-6
sene oldu, bir cep telefonu aldım. Adına cep telefonu diyorsak da aslında bir
el telefonu. Cebe girmiyor. Girse de zaten cepte durdurmuyoruz. Zira elimiz ve
ayağımız bu telefonlar şimdi. Oturduğumuz yerde her işimizi bu aletle yapıyoruz.
Öyle bir alet ki sesli ve görüntülü görüşüyor, uzakları yakın ediyoruz,
mesajlaşıyoruz, fotoğraf ve video çekimi yaparak ânı ölümsüzleştiriyoruz, adres
buluyoruz, konum paylaşıyoruz, ödeme yapıyor, sanal âleme giriyor; Türkiye’de
ve dünyada neler olmuş, onları öğreniyoruz. Kimimiz bununla oyun oynuyor. Ben
de ortamını buldukça ilave olarak yazı yazarım.
Aldığım
bu telefonda saydığım bu özelliklerin tümü var. Alıp alacağım en son telefon bu
olsun. Ötesini istemem. Zira bana yeter de artardı bile. Hatta beni öbür
dünyaya bile götürür. Bu yüzden gözüm gibi baktım bu telefona. Bunca yıl
geçmesine rağmen kırığı yok, çıkığı yok. Sapasağlam duruyor. Üstelik her bir
özelliği işlevini görüyor hala. Benim üzerime başkası kaç defa telefon
eskitti. Eskitmediyse de model yükseltmek için sürekli yeniledi. Böylelerine de
“Yazık, bir çuval dolusu parayı verip paralarını dışarı atıyorlar” diye
serzenişte bulunurum.
Ben
böyle serzenişte bulunayım, ayakkabı eskitir gibi telefon değiştiriyorlar diye
birilerine kıza durayım. Kızdığı/ayıpladığı insanın başına gelmeyince ölmezmiş.
Koronavirüs sürecinde -çok abartanları değil- yerinde ve zamanında ihtiyaca
binaen model yükseltmek amacıyla telefon değiştirenlere kısmen hak verdim.
Malumunuz
koronavirüs dolayısıyla hemen hemen her alanda gündelik yaşantımızı
değiştirerek çoğunda B planını uygulamaya başladık. Eğitim ve öğretimde de B
planına geçtik. Canlı ders vereceğim. Telefonuma Milli Eğitim Bakanlığının “Eğitim
Bilişim Ağı” olan EBA’yı telefonuma indirmem gerek. Google Play’i açtım.
İndirmeye kalktığımda karşıma kırmızı yazı ile “Cihazınız bu sürümle uyumlu
değil.” uyarısını aldım. Hasılı cepten canlı ders yapamadım. Mecburen masaüstü
bilgisayara geçtim. Sadece EBA’yı indiremesem yine gam yemeyeceğim. MEB,
öğrencilerin günlük yapacağı bir takvim hazırladı. Öğrencilere hatırlatmak için
bu takvimi telefonuma indirmeye kalktım. Karşıma tekrar aynı uyarı çıktı. Malum
süreç dolayısıyla eş, dost, arkadaşla görüşemeyince hiç olmazsa dijital ortamda
birbirimizi görerek karşılıklı konuşalım teklifi alıyorum. Gönderilen davete
icabet etmek için Google Play’den program indirmeye kalkıyorum. Yine “Cihazınız
bu sürümle uyumlu değil.” uyarısı alıyorum.
Tüm
bu olup bitenlerden benim anladığım, telefonumun modelinin eskidiği, bazı
işlevlerini yerine getirse de çağa ayak uyduramadığı, ıskartaya çıkartılması
gerektiği ve değiştirilme zamanının geldiğidir. Maalesef aldığımız her teknolojik
ürün, aldığımız anda veya kısa zamanda demode oluyor. Daha doğrusu birileri
eskitiyor. Üzüldüm bu duruma. Cihazım basmatik olsa tarih oldu diyeceğim. Mevcut
işlevlerini yerine getirmese tamam, artık bunun değiştirilme zamanı geldi
diyeceğim. Yok, böyle bir durum. Yazık gerçekten. Demek ki birileri,
çıkardıkları her modeli bu şekilde piyasaya sürüyor. İnsanımız da model
yükselteceğim, telefonum her türlü özelliğe sahip olacak diye durmadan telefon
değiştirmek durumunda kalıyor.
Teknolojik
gelişmelere göre telefonlarda yeni özellikler bulunsun. Buna diyeceğim bir şey
olamaz. Ama piyasaya yeni sürülen sürümler, kullandığımız cihazlara niçin uyumlu
bir şekilde sürülmüyor? İsterlerse yaparlar. Ama yolmak için yapmıyorlar. Bu
yaptıklarıyla bize mevcudu kullan at, telefonunu yenile ve sürekli bize çalış,
her yeni telefonla bir taraftan keyif çatarken diğer taraftan da sürüm sürüm
sürün, denmek isteniyor. Yoksa başka türlü nasıl tüketim toplumu yapacaklar
bizi… Sürümleri batsın, bitmek bilmeyen emelleri de… Allah onların gözlerini
doyursun! Nasıl bir şey ise sürüm kadar başlarına taş düşsün…(Bu arada yeni cep
telefonu almamak için direneceğim. Eskiye devam gittiği yere kadar…)
*30/05/2020 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder