(İletişimin Önemi ve Hubrisi Önleme Etkisi)
“Yönetim
sürecinde, kendini koruyabilen sistemler, yöneticilerin hataya düşme olasılıklarını
azaltır. Doğası gereği liderler, zaten değişim oluşturan kimselerdir. O yüzden,
liderlerin hubris sürecinde, kendini deyim yerindeyse, dizginleyebilecek sistemleri;
kendi yoluna, yönüne doğru değiştirmeleri bazen kaçınılmaz olur.
Hubrisi
engelleyebilmek, liderin içindeki “şey” (virüs, hulk, yaratık) ortaya çıkıp bünyeyi
ele geçirmeden önce ve o süreçte yapılması gerekenleri yapmaktır. Hubris, liderin
bünyesinde söz sahibi olduğunda, öfke gibi, kontrol edilmesi oldukça zor, hatta
imkansız bir güce dönüşecektir.
Hubris
hastalığına yakalanmış bireylerde görülen en belirgin özellikler; kendini aşırı
beğenme, yalnızca kendi fikirlerini değerli kabul etme, başkalarının
fikirlerine karşı iletişimi kapatma, yalan söyleme ve kendi yalanına inanma
(mitomani), başarıları dolayısıyla gücü kendinden bilme ve gücün baş döndürücü
etkisinden kurtulamama gibi olumsuz davranışlardır. Kişiliğin büyük oranda
ailede şekillendiği düşünüldüğünde, aile içerisindeki iletişim, bireydeki birçok
davranışın temelini oluşturmanın yanında, gelecekteki yerini de belirlemesi açısından
önemlidir.
Aile
içerisindeki pozitif ve etkili iletişim, bireyin kişiliğinin sağlam temellere oturtulmasını
sağlayacaktır. İletişim sanatını ailede öğrenen birey, yaşam süresi boyunca
etkili iletişim kuracaktır. Bu döngü, olumlu etkileşimle bireyi sürekli olumlu
gelişim sürecinin içerisinde tutacaktır. Güçlü kişiliğe sahip birey, yaşam sürecinde
iyi ilişkiler geliştirerek iletişim becerisini güçlendirecek; iletişim kurmayı ailede
öğrenen birey, iyi ilişkiler kuracak ve bu döngü birbirini destekleyen olumlu dokunuşlarla
devam edecektir.
Yetişkinlik
dönemine ait bazı kavramların açıklanması, davranışlar, birbirleriyle etkileşimi,
değişen koşullara uyum sağlama ve kişiliği uyarlama gibi hayatın ilerleyen
yıllarına, bireyin kendi öğrenimine bırakılmış konulara karşı hazır ve yetkin olabilmek
de aile içi iletişimle zemini hazırlanması gereken konulardır.
Yönetme
fırsatı eline geçtiğinde ve olağanüstü bir güce sahip olduğunda bile, otorite kurabilme
adına sertliğe hakkı olmadığı, asla kimsenin kalbini kırmaması gerektiği, kötü
davranışların hak gaspı ve zulüm olduğu, telafisinin çok zor olduğu, tevazuun dünyadan
el çekmek demek olmadığı, hırslı ve başarılı kimselerin de alçakgönüllü
olabileceği ve yükselirken gücü hazmedebilme becerisini de geliştirmesi gerektiği,
başarısının her türlüsünün “mubah” olmadığı, başarı kaybederken bedel olarak
sağlık, huzur kaybedilmesinin zorunlu olmadığı, bilakis bunlar feda edilerek
kazanılan başarının değer taşımayacağı ve her ne ortamda ve pozisyonda olursa
olsun, etkileşim alanı içerisindeki herkesle sürekli etkin, pozitif iletişimde olması
gerektiği; ancak ailede kazanılabilecek, öğretilebilecek şeylerdir.
Sürekli
başarı nedeniyle oluşacak aşırı güç olgusunu kaldırabilecek güçlü bir kişilik
inşasında ve hayatın ilerleyen yıllarında iletişimi olumlu kullanabilecek bir iletişim
becerisinin oluşumunda aile içi iletişim çok önemlidir. İletişim becerisi yüksek
olan ve güçten ziyade iletişimin öneminin bilincinde olan liderler; işbirliği yapmayı,
paylaşmayı, konsensüs aramayı daha iyi yapacak, yönettiği topluluğun mutluluğundan
da kendisi mutluluk elde edecektir ve böylelikle zirvelerde kendi başlarına
yalnız kalmanın olumsuz ve hubrise adım adım götüren kaçınılmaz etkenlerinden korunmuş
olacaktır.”
Allah
insanımızı hubris sendromuna yakalanmaktan korusun. Bu hastalığa yakalananlar
varsa en yakın zamanda kurtulsun.
Not:
Yazının tamamını bir bütünlük içerisinde okumak isteyenler için adresi
veriyorum: https://dergipark.org.tr/tr/pub/egitimvetoplum/issue/32109/355935
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder