84-85
veya 85-86 öğretim yılı. Lise üç veya lise 4.sınıf öğrencisiyim. Yaz dönemi bir
Kur'an Kursunda çocuklara cüz/Kur'an öğretiyorum. Geceleyin de aynı kursun
yatılı kısmında kalan yatılı öğrencilere belletmenlik yapıyorum. Geçici bir iş
olsa da ilk maaşımı buradan alacağım. Kursun finansman kaynağı bir vakıf idi.
Vakıf bana aylık 20 lira vereceğini söyledi. (Paramızdan 6 sıfır atıldı. 80'den
beri enflasyonlu hayatı yaşıyoruz. Kesin bir yirmi vardı ama nasıl bir
yirmi idi bilmiyorum.)
Akşam
belletmenlik görevi yaparken Mersinli bir çocuğun babası geldi yanıma.
Tanıştıktan sonra elini cebine attı. Cebinden bir elli lira çıkardı, bana
uzattı. Bu ne dediğimde, "Çocuğum size emanet, ona göz kulak ol. Biraz
ilgi ve alaka göster" dedi. Olur mu öyle şey! Kat o parayı cebine. Diğer
çocuklar da bizim çocuğumuz. Başka çocuklara ne yapıyorsak sizin çocuğunuza da
aynısını yaparız. Ayrıca biz burada yaptığımız bu görevden dolayı maaşımızı
alıyoruz dedim. Parayı almam için üsteledi. Gönlüm/nefsim o parayı almam için
bana çok baskı yaptı, iştahım kabardı. Ama kendime laf anlatamadım. Velinin
verdiği para da fena değildi. Bana bir ayda verilecek maaşın 2,5 katı bir
paraydı. İçim gitti ama parayı almadım. Sonra adam, birlikte çalıştığım diğer arkadaşın
yanına gitti. Bana ettiği teklifi ona yaptı. Hasılı bana yar olmayan para ona
yar oldu.
Parayı
almış olsaydım bu paranın adı ne olurdu bilmiyorum ama eğer adı rüşvet ise bu
benim ilk rüşvetim olacaktı. Ondan sonra gelsin paralar… Kim tutardı beni...Şimdiye
köşeyi kaç dönmüş olurdum. Akılsız kafam! Gel de üzülme şimdi. Heyhat ki
heyhat!
İkinci
rüşvetime gelince...2011 veya 2012 yılı olsa gerek. Çalıştığım okul, şehrin
sobalı tek okuluydu belki. Okula kalorifer döşensin diye az çabalamadım.
Çalmadığım kapı kalmadı. Nihayet 25 bin lira bir ödenek temin ettim. Okula altı
ayrı firma davet ederek doğrudan temin yoluyla teklif aldım. 27, 30, 35, 37,
40, 45 bin lira KDV hariç teklif veren oldu. En düşük teklifi veren firmayı
çağırdım. Verilen teklifler içerisinde en makul teklif sizin teklifiniz. Fakat
benim KDV dahil 25 bin lira param var. Eğer bu fiyata yaparım derseniz
teklifinizi yenileyin ve iki firmadan daha teklif alıp getirin bana dedim.
"Biz aslında bu fiyata yaparız, şayet bizden açıktan para
istemeyeceksen" dedi. Ne parası? Benim tek derdim sınıflardaki sobadan
kurtulmak ve okuluma kalorifer döşetmek dedim. "Ne bileyim, biz iş
yaptığımız okul müdürlerine okulun diğer ihtiyaçlarında kullanmaları için
açıktan 2-3 bin lira para veririz. Sen istemeyeceksen o zaman KDV dahil bu
fiyata yaparız." dedi. Evrakı yenileyin, ihale sizin. Hayırlı olsun"
dedim. El sıkıştık.
Okulumuza
kalorifer döşendi. Ben o okuldan ayrıldım. Aradan yıllar geçti, müteahhidin
telaffuz ettiği 2-3 bin lira para hiç aklımdan çıkmadı. O parayı alsaydım, ne
kadarını okula harcardım bilmiyorum. Çünkü kayda küreğe geçmeyecek, müteahhit
ile benim aramda bir para olacaktı. Gel de üzülme şimdi bu duruma…
Gördüğünüz
gibi ayağıma kadar gelen iki parayı da geri teptim. İlkini alsaydım, arkası
gelir. Belki de şimdi köşe olurdum. Bu durumda kime, ne diyebilirim. Taş atıp
yorulmadan ayağıma kadar gelen fırsatları bu şekilde kendi elimle tepmiş oldum.
Vah kafam vah!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder