Bir
yerde okul, fakülte, üniversite, kampus, sosyal tesis, cadde vs varsa mutlaka
bir isim verilmektedir. Zira isimsiz olmaz. Koyduğumuz isimden maksat bir yerin
adı söylendiği veya sorulduğu zaman bilinir olmak, o yerin ismiyle müsemma
olması veya ismi konanın adının yaşatılmak istenmesidir.
Kurum
ve kuruluşlara, cadde ve sokaklara, fakülte ve üniversitelere, okul ve sosyal
tesislere, köprü ve meydanlara, camilere, ya bir şehidimizin adı; ya bakanlık,
başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yapmış bir siyasetçimizin adı, ya bir
hayırseverin adı, ya o ilin valisinin adı ya bir şairimizin adı, ya bir sivil
toplum önderinin adı ya da emeği geçmiş birinin vs adı verilmektedir. Konan
isimlerin bazısı kamuoyu nezdinde tam bir kabul görürken bazı konan isimler
kamuoyu tarafından kolay kolay benimsenmemektedir. Belki de bundan dolayıdır ki
bazı yer isimleri zaman zaman değiştirilmektedir. Bazı yerlerin isimleri o
kadar değişmiştir ki neredeyse o yerler isim çöplüğüne dönmüştür. Kurum ve o
yer yetkilileri durmadan tabela değiştirmek mecburiyetinde kalmışlardır.
Koyduğumuz
isimler öyle isimler olmalı ki tartışma götürmez, genel kabul gören isimler
olmalı. Konjonktür gereği konan bazı isimler veya tartışılır isimler, dönem
değişince gelenler tarafından değiştirilmektedir. Bu da hoş bir durum
olmamaktadır. O yüzden isim koyarken ben koydum, yetki bende mantığı
güdülmemelidir. Konan isim evladiyelik olmalıdır.
Konan
isimlerin oturup oturmadığı kişiye, zümreye, zihniyete göre değişse de bölge
halkı tarafından benimsenmiş olması dikkate alınmalıdır. Yöre ile hiç alakası
olmayan birinin adı verilmemelidir. İsmi verilen kişinin yöreye,
emsallerine göre çok büyük hizmetinin geçmesi esas alınmalıdır. Yaşayan bir
kimsenin adı hiçbir yere verilmemelidir.
Bir
yere, kurum ve kuruluşa, üniversite ve fakülteye, herhangi bir okula, bir valinin
veya bir siyasi aktörün adının verilmesini hep garip karşılarım. Gerçekten bir
ilde görev yapmış bir valinin adı, o ildeki bir okula niçin verilir? Vali, o
okulu kendi öz sermayesiyle yaptırdıysa ismi helâli hoş olsun, verilsin. Yok,
devletin veya özel idarenin bütçesinden yapılmışsa o okulun yapılmasına onay
verdi diye o valinin adı verilmemeli. İlimize çok büyük hizmetleri dokundu, hak
etti denirse, ben de derim ki o vali, o hizmetleri yaparken meccanen mi görev
yaptı? Eğer öyleyse yine ismini verelim. Değilse sıcak bakmıyorum. Aynı şekilde
bakan, başbakan, bir genel başkan veya cumhurbaşkanının isminin verilmesini de
valinin isminin verilmesi gibi görüyorum. Çünkü devlet adına çalışan ve bu
ülkeye hizmeti geçmiş her kişi, karşılığında devletten fazlasıyla maaşını
almıştır.
Bir
yere, kuruma isim verilirken bir şehidimizin ismi verilebilir. Şehidin adı da
kendi ili veya şehit olduğu yer ile sınırlı olmalıdır. Bir şehidin ismi, tüm
illerimizdeki okul ve kurumlara verilmemelidir. Bir yere, o yeri yaptıran
hayırseverin adı verilebilir. Hayırseverin de parayı nasıl kazandığı göz önünde
bulundurulmalıdır. Tarihi bir şahsiyetin ismi verilebilir. Bu tarihi kişi de
üzerinde konsensüs sağlanmamış, tartışılır isimlerden olmamalıdır. İsim
verilirken de ismin kısa olmasına özen gösterilmelidir. Çünkü uzun isimlerin
akılda kalması, söylenmesi ve yazılması kişileri epey zorlamaktadır.
*15/01/2020 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
*15/01/2020 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder