Sayısı 90'dan fazla siyasi partimiz var. Adı-sanı
duyulmayan irili-ufaklı partilerimizin çoğu tabela partisidir. Seçimlere giren
parti sayısı genellikle iki elin parmakları kadar. Diğerleri ne yapar, ne eder,
niçin varlar, pek bilinmez. Daha doğrusu ben bilmiyorum. Bazıları da ederinden
yani aldığı oydan fazla ses çıkarır, her seçime girer, pusulalarda yer işgal
eder. Kayıtlı üyeleri kadar bile oy almamalarına ve her seçim sonucunda
"diğer" olarak isimlendirilmelerine rağmen siyasi hayatlarına hala
devam ediyorlar. Bu iş olmayacak deyip partilerini kapatmadıklarına göre durum
ve vaziyetten memnun olsalar gerek. Hasılı bu ülkede kurulmuş ve siyasi
hayatına devam eden partilerin ne yapmak istediğini bir bilirsek bu ülkenin
birçok sorunu halledilir gibi geliyor bana.
24 Haziran 2018 genel seçimleriyle birlikte siyasi
hayatımıza ittifaklar resmen girdi. Cumhur ittifakı ve Millet ittifakı siyasi
tarihimizdeki yerini aldı. Şimdi 31 Mart 2019 mahalli seçimlerine giderken yine
ittifaklar gündemde. Ama bu sefer resmen değil, birinin aday çıkardığı yerde
diğeri aday çıkarmayacak, aday çıkarmışsa geri çekecek, diğer partiyi
destekleyecek. Neredeyse 81 il; şu ilde sen, bu ilde ben aday çıkarayım
şeklinde parsellendi. Partiler bu yol ile birbirini örtülü olarak destekleyecek.
Sonuçta hangi ili, hangi partinin belediye başkanı kazanır, evdeki hesap ne
kadar seçmene uyar, bunu 31 Mart gecesi anlayacağız.
Merak ettiğim madem partiler seçim kazanmak için asgari
müştereklerde bir araya gelip nasıl kazanırız hesabı yapabiliyorsa, ortak bir
hedef etrafında birleşebiliyorsa, günlerce bir araya gelip toplantı üzerine
toplantı yapabiliyorsa ve aralarında çıkar ilişkisine dayalı bir hukuk
oluşabiliyorsa niçin tek çatı altında birleşme yolunu denemezler? İttifak için
bir araya gelen partiler, partilerini birleştirme için çaba sarf etseler bence
daha mantıklı bir iş yapmış olurlar. Hem kendileri yorulmaz, hem günlerce
aralarında anlaşabilecekler mi konusu gündeme gelmez. Üstelik partilerini
birleştirerek tek parti etrafında teşkilâtlanmaları ülkenin, kendilerinin ve
seçmenin yararınadır. En azından ülkede bir sinerji meydana getirmiş olurlar ve
kazanmak için seçmenlerine daha güven vermiş olurlar. Bu yol izlendiği takdirde
partiler maddi açıdan da rahata kavuşurlar. Her parti her ilde teşkilâtlanacağım,
il-ilçe binası bulacağım, buraların kirasını vereceğim külfetine de katlanmak
durumunda kalmaz. Kiraya verecekleri parayı seçim propagandasında harcamış
olurlar.
İlk başta ittifak çerçevesinde bir araya gelip birlikte
seçime girebilenler bence ittifaktan ziyade tek parti çatısı altında birleşmeyi
düşünmeliler bundan sonra. Bu iş zor; biri Hanya, diğeri Konya demeyin.
Denemekte fayda var. Nasıl ki küçük çıkarlarda bir araya gelebilenler niçin
daha büyük çıkarda bir araya gelemesin. Eğer bu önerim kabul görmezse daha biz
birçok seçimde seçim öncesi durmadan ittifaklar konuşmaya devam ederiz.
*** 20/12/2018 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
*** 20/12/2018 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder