Her ziyaret ettiğimde "Doğduğumuz andan itibaren ahirete
doğru yürüyüşümüzü devam ettiriyoruz",
"Cennet vatanımızda cennet hayatı yaşıyoruz" derdi sözlerinin
arasında. Kredi kartı kullanmaya sıcak bakmaz, kullananları eleştirirdi.
Allah'ın verdiği sonsuz nimetlere şükretmemiz gerektiğini söyler, akraba
ziyaretlerine önem verir, küçüklerin büyükleri arayıp sormasını isterdi hep.
Büyükle büyük, küçükle küçüktü. Saygı gösterene, hal-hatır
sorana sevgisini eksik etmezdi. Çok zengin biri olmamasına rağmen evi-barkı
olmayanın, paraya-pula ihtiyacı olanın, düğününü yapamayanın hamisi idi
sürekli. Yeter ki haberi olsun. Kendinde varsa cebinden yoksa eşini-dostunu
devreye koyarak gerekli yardımını yapar ya da destek olunmasına aracılık
ederdi. İyilik yapmaya dinin bir emri olarak önce yakın akrabadan başlar,
onları gözetirdi. Yaptığı iyiliği asla başa kakmazdı. Sılayı rahme önem
verirdi. Kendini ziyaret etmek için yanına kim uğrasa aileden herkesi tek tek
sorar, selam göndermeyi ihmal etmezdi. Kimin düğünü, cenazesi varsa katılır,
herkesin gönlünü alırdı.
Ulaşabildiği her ihtiyaç sahibinin gönlünü alırken kimseye
derdini açmaz, kendi yağı ile kavrulurdu. İlerlemiş yaşına ve sık sık
rahatsızlığı nüksetmesine rağmen sıkıntılarından dolayı hiç dert yanmaz, şikâyet
etmezdi. En küçük kardeşi vefat ettiği zaman "Allah bana kardeş acısı da
tattırdı, zormuş" derdi görüştüğümüzde.
Uzun süre rahatsızlık çeken eşi üç ay önce vefat ettikten
sonra fani vücudu teklemeye başladı. Hastane-ev arasında mekik dokudu. Vücudunu
taşımakta zorlanmasına rağmen deruhte ettiği yardım ve dernek faaliyetlerini de
hiç ihmal etmedi. Allah'ın verdiği ömrünü yardım yolunda harcadı. Sonunda ömrü
kifayet etmedi. Yılın en uzun gecesinin sabahında 05.00 sularında yolculuğunu
tamamladı. Yolculuk diyorum. Çünkü "Doğduğumuz andan itibaren ahirete
doğru yürüyüşümüzü devam ettiriyoruz"
derdi sürekli.
Vefatını duyan Konya ve havalisi, son görevini yapmak için
Hacı Veyis Camiine akın etti. Ömrü hareket ve bereket ile geçen merhumun
cenazesi de bereketliydi. Çünkü kendisiyle birlikte toplam yedi cenaze vardı
musalla taşında. Caminin içi, dışı, havlusu tıklım tıklım sevenleriyle dolup
taştı. Havluda yer bulamayanlar öğle namazını kılmak için yolun karşısındaki
camilerde kendilerine yer bulabildiler.
Konya, son yılların en kalabalık katılımını gördü sevenleri
sayesinde. Eşi-dostu ve sevenleri defnedilirken de kendisini yalnız bırakmadı
Üçler Mezarlığında. Cenazesi de gösterdi ki hayatını iyilik yapmaya ve hizmet
etmeye adamış bu kişi, yaptıklarına karşılık herkesin gönlünde taht kurmuş,
sürekli dost biriktirmiş. Mahşeri andıran kalabalık da bunun göstergesiydi.
Büyük-küçük herkesin Ömer Amca dediği Ömer Kuşcu'dan namı
diğer Şekerci Ömer'den bahsediyorum. 22.12.2018 Cumartesi itibariyle imtihan
için geldiğimiz dünyadaki görevini en güzel şekilde ifa eden bu muhteremi
ahirete uğurladık. Biz kendisinden memnunduk. Allah kendisinden razı
olsun, mekânı cennet olsun. Başta akrabaları ve sevenleri olmak üzere tüm
Konya'nın başı sağ olsun.
* 24/12/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 24/12/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder