2019 Mart'ında yapılacak mahalli seçimlere az bir zaman
kala partilerin belediye başkanları peyderpey belli oluyor. Adaylığı belli olan
belediye başkan adaylarının sevincine diyecek yok. Nasıl sevinmesinler ki?
Partili rakiplerinin arasından tatlı bir rekabet sonucu adaylıkları kesinleşti.
Bir de belediye başkanlığını kazanırlarsa keyiflerine diyecek olmaz.
Adaylığın belli olmuş gibi konuşuyorsun diyebilirsiniz.
Kaldırın ayağınızı! Çünkü tam üstüne bastınız. Zira ben de belediye başkan
adayı olarak ilan edildim. Bende de bir sevinç bir sevinç! Nasıl sevindiğimi
anlatamam. Bu durumu ancak yaşayanlar bilir.
Adaylığımdan kimsenin haberi yoktu. Daha doğrusu benim de.
Çünkü herhangi bir partiye aday adaylığı müracaatım olmamıştı. Tek yaptığım
belediye başkanı olmak için aday adaylığı müracaatı yapanların aday olarak
isimlerinin açıklamalarını beklemeleri gibi adaylık müracaatım olmamasına
rağmen bir yerden "Belediye başkanı adayımız sensin" diye bir
açıklama beklentisiydi bendeki. Herkes gibi ben de beklemeye koyuldum sadece.
Kimler yoktu ki adaylar arasında! O kadar kelli felli adaylar vardı ki onların
yanında benim esemem bile okunmazdı. Her biri aday olarak isminin açıklanmasını
bekliyordu. Ama ipi ben göğüsledim. Çünkü partim onları değil, beni seçmişti.
Sensin bizim adayımız demişti.
İyi de sadece adaysınız. Belediye başkanı değilsiniz, daha
seçimde rakiplerinle yarışacaksınız diyebilirsiniz. Tamam, doğru söylüyorsunuz.
Ama hesaba katmadığınız bir durum var: Aday olduğum yer partimin kalesi. Yani
şimdiden belediye başkanıyım anlayacağınız.
Adaylığım açıklanır açıklanmaz birkaç kişi dışında hayırlı
olsun diyen olmadı. İsabetli oldu diye bir telefon açan olmadı. Demek ki ne
olur ne olmaz deyip ihtiyatlı davranıyordu herkes. Bir de beklentileri
gerçekleşmeyince yani kendileri tercih edilmeyince beni hazmedemediler sanırım.
Ya da belediye başkanlığı kime kaldı, şehrimiz bir beş yıl daha kaybetti
dediler sanki. Siyasette olurdu böyle şeyler. Herkes yavaş yavaş alışacaktı zamanla.
Duracak zaman değil deyip araziye çıktım hemen. Şoförüm kapıdaydı şimdiden.
Şoför beni mevcut belediye başkanının başlattığı kaldırım hizmetlerini yerinde
görmem için "Verdiğimiz rahatsızlıktan ötürü özür dileriz"
tabelasının olduğu yere götürdü. Mevcut başkan yani birkaç ay sonra sabık
başkan olacak kişi damperli bir arabanın arkasından buraya dök, buraya diye
bağırıyordu. Kamyon geri geri gelerek içindeki kumu kaldırımın içine boşalttı.
Ardından silindir devreye girdi. Dökülen kumu kaldırımın içine bir güzel yaydı.
Belediye başkanı şuraları iyice kapat, kırık yerler görünmesin diyordu gür
sesiyle. Anlaşılan seçim öncesi hummalı bir çalışma vardı. Benim de ne
yapacağım şimdiden belli olmuştu. Kaldırımları tepeden tırnağa yenileyecektim.
Yani hiç anlamadığım inşaat işleri. Daha koltuğa oturmadan adaylık sürecinde
işe koyulmuştum.
İyi de nereden aday oldun, onu söyle bari derseniz
inan nereden aday olduğumu ben de bilmiyorum. Çünkü hanım geldi, kalk
okula gecikeceksin dedi, beni uyandırdı. Rüyaymış meğer benim gördüğüm.
Hasılı rüyada bile olsa biraz adaylık süreci yaşadım. Hanım
kaldırmasaydı belki de az sonra o koltuğa oturacaktım. Sevincim kısa sürdü
anlayacağınız. Rüyam devam eder mi diye tekrar uyumaya çalıştım. Çünkü güzel
bir rüyaydı gördüğüm. Başkanlıktan eser yoktu hiç. Sonunda moralim bozuk bir
şekilde giyinip okulun yolunu tuttum.
* 08/12/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 08/12/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder