Benim de dahil olduğum bazı insanlar vardır ki ağzından bal
damlar. Doğruluğu, dürüstlüğü kimseye vermez. Hak ve adaletin ne olduğundan dem
vurur. Herhangi bir yere yapılacak atamalarda aranan kriter olarak herkesin
hoşuna giden ehliyet ve liyakatların esas alınması gerektiği hususunda öneriler
sunar. Buraya kadar sorun yok. Amenna!
Sorun nerede derseniz böyle diyenlerin, yazıp çizenlerin,
mangalda kül bırakmayanların büyük bir kısmının göz ardı ettiği bir husus var:
Kendilerinin bulunduğu yere ne şekilde geldikleridir. Bence esas sıkıntı
burada. Eğer bir kişi geldiği yere hakkaniyet ölçüsü içerisinde gelmemişse bu
kişinin durumu kafasını kuma gömen devekuşuna benzer. Sanır ki geldiği yere ne
şekilde geldiğini kimse bilmiyor.
Bir koltuğa gelen o koltuğun ehli ve koltuğunun hakkını
veren biri olabilir. Geliş şekli de yasal diyelim. Atama usulü sakat olduğu
için toplum nezdinde asla inandırıcı olamaz. Böylelerini dinleyen bıyık
altından güler. Çünkü giydiği gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenmiştir. Başı
yanlış iliklenen bir gömleğin diğer düğmeleri hesaba katılmaz. Ayrıca bir şeyin
yasal olması o işin hakkaniyete uygun olduğu anlamına gelmez. Yasal olanın toplum
nezdinde bir kıymeti harbisinin olması yasal olanın adalete ve objektif
kriterlere uygun olmasıyla orantılıdır. Eğer bu tip kişiler doğru sözlü olmak,
hakkı savunmak istiyorlarsa mevcut pozisyonlarını içlerine sindiremeyip koltuğu
bırakmakla samimiyetlerini gösterebilir. Çünkü kem âlât ile kemâlât olmaz. Hem
ele talkın verip hem de salkım yemeye devam ettikleri müddetçe hiç ikna edici
olamazlar.
Bulunduğu makama objektif kriterle gelmeyenler "Biz
aslında bulunduğumuz makama hakkıyla gelmedik. Çok da önemli değil. Bizim için
önemli olan bir makama gelmekti" deseler alınlarından öpeceğim. Çünkü bir
hakkı teslim ettikleri için kendilerini daha doğru sayacağım.
Gücünü koltuktan alan, koltuğa bir güç vermeyen kerameti
kendilerinden menkul bu kişiler hiçbir şey yapamıyorlarsa en azından konuştuğu
zaman ayet-hadis okumasın, din ve diyanetten bahsetmesin. Çünkü olduğuyla
yaptığı veya geliş şekli örtüşmüyor. Çünkü bu millet din-diyanetten bahsedip de
haksızlığa göz yumanları asla affetmez. Keşke milletin affetmediğiyle kalsalar
Allah da affetmez. Çünkü Allah insanları kendisiyle aldatanları hiç mi hiç
sevmez.
** 02/12/2018 tarihinde Kahta Söz'de yayımlanmıştır.
** 02/12/2018 tarihinde Kahta Söz'de yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder