Doğduğu anda “Yer ve
gök ehli tarafından övülsün” diye dedesi tarafından kendisine Muhammed ismi
verilmiş biridir.
Babasını görmeden dünyaya
gelmiş, annesini de 6 yaşında kaybetmiş, küçük yaşta iken hem yetim hem de
öksüz kalmış biridir.
Çocukluğundan itibaren
aile bütçesine katkıda bulunmak amacıyla çalışma yolunu seçmiş, kimseye yük
olmamış; kah çobanlık yapmış, kah ticaretle uğraşmış biridir.
Kimden bir iyilik
görmüşse gördüğü iyiliği fazlasıyla vermiş vefalı biridir.
Çocukluğunda bile
kötülüklerden uzak durmuş, kötülüklerle mücadele etmiş biridir.
Haksızlığa karşı
çıkmak, mazlumların yanında yer almak amacıyla kurulan Hılf’ul Fudül’e imza
koyarak genç yaşta iken safını belirlemiş biridir.
35 yaşlarında daha
peygamber olmadan önce Ka’be hakemliği yapmak suretiyle problemi çözebilecek yetenekte
olduğunu göstermiş aynı zamanda güvenilir ve adil olma yönünden herkese güven
telkin etmiş biridir. (Bugün adalet ve güven telkin etmeyen bizlere duyurulur.)
Ölümle burun buruna
geldiği bir esnada kendisini öldürmeye gelen düşmanlarının daha önce kendisine
emanet ettiği kıymetli eşyalarını kendilerine geri vermek için Hz Ali’yi
görevlendirecek kadar emin biridir.
Hicret esnasında
düşmanı yanıltmak amacıyla yaptığı taktiklerle ne büyük bir zekaya sahip
olduğunu cümle aleme göstermiş biridir.
Hicret esnasında kılavuzluk
yapsın diye seçtiği kişinin inancına bakmamış, müşrik biri olmasına rağmen
Abdullah b. Uraykıt’ı kendisine kılavuz seçmiş biridir. (Sırf bu örnek bile
emanet, ehliyet ve liyakata ne kadar önem verdiğini göstermesi bakımından
önemlidir. Ehliyet ve liyakatta sınıfta kalanlara özellikle duyurulur.)
“O söylüyorsa mutlaka
doğrudur” denecek kadar dostunun, “Muhammed asla yalan söylemez” denecek kadar
düşmanlarının güvenini kazanmış ve kendisine bizzat düşmanları tarafından “el
Emin” denmiş biridir. (Güven telkin etmeyen günümüz biz Müslümanlarına
duyurulur.)
Hep konuşan bir kâl
ehli Muhammed yerine sürekli çalışmayı seçmek suretiyle hâl ehli olduğunu göstermiş
biridir. (Kan davası, faiz gibi kötülükleri kaldırırken ilk önce
akrabalarındaki kötülükleri kaldırarak başlamıştır. Ele talkın verirken kendisi
ve akrabaları salkımı yutma yolunu tercih etmemiştir.)
Büyükle büyük, küçükle
küçük olmuş; herkese nazik ve kibar davranmayı ölçü kabul etmiş ve kimseyi
incitmemiş biridir.
Lügatinde yalana yer olmayan,
söz verdi mi sözünü yerine getiren sözünün eri biridir.
23 yıl gibi kısa bir
zaman diliminde her türlü kötülüğün kol gezdiği Cahiliye diye bilinen bir
dönemi Asrı Saadet yani mutluluk çağına dönüştürmüş biridir.
Doğumunun üzerinden
asırlar geçmesine rağmen ismi unutulmayan, yaptıkları sevenleri tarafından
yerine getirilmeye çalışılan, ismi geçtiği zaman destek anlamında kendisine salavat
getirilen biridir.
Doğum günü, kimsenin
kimseye baskı yapmadan gönüllülük esasına dayalı olarak değişik aktivitelerle
anılan biridir.
Erkek çocukları vefat
edince düşmanlarının soyu kesik anlamında ebter dediği kimse olmasına rağmen
soyu kesilmediği gibi adı ve şanı unutulmamış, asırlardır anılan ve anılmaya
devam edecek olan ender bir kişidir.
Doğumu dolayısıyla bu
akşam hayırla yad edeceğimiz peygamberin yolundan gitmeyi, onun gibi emin-güvenilir
ve sözünün eri olmayı, emanet ve ehliyeti ehline vermeyi Allah bizlere nasip
etsin!
* 19/11/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 19/11/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder