23 Temmuz 2018 Pazartesi

İtidal Sahibi Olamıyoruz Bir Türlü! **


Şimdilerde pek kullanılmayan bir kelimemiz var: Mutedil olmak. Hatta unuttuk bile. Ne demek mutedil-itidal sahibi olmak? "Düşünce, iş vb. de aşırıya kaçmayan, ılımlı, itidalli, ılıman, soğukkanlı" olmak demektir. Bu kelimeyi unuttuğumuz gibi pratiğimizden de çıkardık. Sözlük TDK'nın sayfasında sakin sakin oturuyor, kendisini kullanacak insan evladını bekliyor.

Mutedil olamadığımız gibi tam zıddına aşırı uçlarda geziniyoruz. Ya ifrattayız, ya da tefritte. Makul düşünemiyoruz. Düşüncelerimizi güzelce ifade edemiyoruz. Konuşurken gözümüzü kan bürümüş gibi. Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymuyor. Hep hakaret, hep hakaret! Yeter ki ortam müsait olsun.  

Sevgi ve nefret sınırındayız hep. Sevdiğimizi taparcasına ölümüne sever, nefret ettiğimizi kılımız kadar sevmeyiz. Gücümüz yetse boğarız. Nefret gözümüzü o kadar kör etmiş olmalı ki başka türlü rahatlayamıyoruz. Ağza alınmayacak, gün görmedik laflar dağarcığımızdan bir bir dökülür. Aslında ağzımızdan dökülenler bilinçaltında gizlediklerimizdir. Kızdığımız zaman ortaya çıkar. Hakaret ve küfür ederken aynaya baksak kendimizden nefret ederiz. Ama ölçüyü kaçırınca aynaya bakmak aklımıza gelmez.

Normal konuşmayışımız, efkarımızı galiz küfürlerle giderme yoluna gitmemiz şiddet toplumu olmamızın bir göstergesidir. Küfür ve hakaret fiili tecavüzün öncü kuvvetidir. Baskı altında kalan veya kendisine baskı uygulandığını hissedenlerin ortamını bulduklarında boşalma yöntemidir. Sonu da pişmanlıktır.

Fikir ve düşüncelerimizi küfür ve hakaret etmeden ifade etmenin yolu eleştiri ortamını sağlamaktan geçer. Kişiler kim olursa olsun herkesi seviyeli bir şekilde rahatça eleştirebilmelidir. İnsanlar, kişilere her türlü eleştiriyi yapabileceğini, eleştirdiği takdirde başına bir şey gelmeyeceğini bilmelidir. Eleştiri getirenler toplumda tu kaka yapılırsa baskı uygulanırsa içine atar birçok şeyi. Fırsatını bulduğu zaman küfür olarak kendini gösterir. Konuşamamanın bir sonucudur bu.

İnsanların konuşması, eleştiri getirebilmesi lazımdır. Bu konuda insana açık çek verilmelidir. Burada ölçü, eleştiri yapılırken saygıyı elden bırakmamaktır. Kişiler bir kişiyi sevmek zorunda değil. Ama saygı göstermek zorundadır. Toplum olarak eleştiriye açık olmalıyız. Herkesin bizim gibi düşünmeyeceğini, farklı fikirlere sahip olabileceğini hiç aklımızdan çıkarmamalıyız. Hoşumuza gitmese de eleştirilere tahammül göstermeyi bilmeliyiz. 

** 07/08/2018 günü kahtasoz.com da yayımlanmıştır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder