Şimdilerde pek kullanılmayan bir kelimemiz var: Mutedil
olmak. Hatta unuttuk bile. Ne demek mutedil-itidal sahibi olmak?
"Düşünce, iş vb. de aşırıya kaçmayan, ılımlı, itidalli, ılıman,
soğukkanlı" olmak demektir. Bu kelimeyi unuttuğumuz gibi pratiğimizden de
çıkardık. Sözlük TDK'nın sayfasında sakin sakin oturuyor, kendisini kullanacak
insan evladını bekliyor.
Mutedil olamadığımız gibi tam zıddına aşırı uçlarda
geziniyoruz. Ya ifrattayız, ya da tefritte. Makul düşünemiyoruz.
Düşüncelerimizi güzelce ifade edemiyoruz. Konuşurken gözümüzü kan bürümüş gibi.
Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymuyor. Hep hakaret, hep hakaret! Yeter ki ortam
müsait olsun.
Sevgi ve nefret sınırındayız hep. Sevdiğimizi taparcasına
ölümüne sever, nefret ettiğimizi kılımız kadar sevmeyiz. Gücümüz yetse boğarız.
Nefret gözümüzü o kadar kör etmiş olmalı ki başka türlü rahatlayamıyoruz. Ağza
alınmayacak, gün görmedik laflar dağarcığımızdan bir bir dökülür. Aslında
ağzımızdan dökülenler bilinçaltında gizlediklerimizdir. Kızdığımız zaman ortaya
çıkar. Hakaret ve küfür ederken aynaya baksak kendimizden nefret ederiz. Ama
ölçüyü kaçırınca aynaya bakmak aklımıza gelmez.
Normal konuşmayışımız, efkarımızı galiz küfürlerle giderme
yoluna gitmemiz şiddet toplumu olmamızın bir göstergesidir. Küfür ve hakaret
fiili tecavüzün öncü kuvvetidir. Baskı altında kalan veya kendisine baskı
uygulandığını hissedenlerin ortamını bulduklarında boşalma yöntemidir. Sonu da
pişmanlıktır.
Fikir ve düşüncelerimizi küfür ve hakaret etmeden ifade
etmenin yolu eleştiri ortamını sağlamaktan geçer. Kişiler kim olursa olsun
herkesi seviyeli bir şekilde rahatça eleştirebilmelidir. İnsanlar, kişilere her
türlü eleştiriyi yapabileceğini, eleştirdiği takdirde başına bir şey
gelmeyeceğini bilmelidir. Eleştiri getirenler toplumda tu kaka yapılırsa baskı
uygulanırsa içine atar birçok şeyi. Fırsatını bulduğu zaman küfür olarak
kendini gösterir. Konuşamamanın bir sonucudur bu.
İnsanların konuşması, eleştiri getirebilmesi lazımdır. Bu
konuda insana açık çek verilmelidir. Burada ölçü, eleştiri yapılırken saygıyı
elden bırakmamaktır. Kişiler bir kişiyi sevmek zorunda değil. Ama saygı
göstermek zorundadır. Toplum olarak eleştiriye açık olmalıyız. Herkesin bizim
gibi düşünmeyeceğini, farklı fikirlere sahip olabileceğini hiç aklımızdan
çıkarmamalıyız. Hoşumuza gitmese de eleştirilere tahammül göstermeyi
bilmeliyiz.
** 07/08/2018 günü kahtasoz.com da yayımlanmıştır.
** 07/08/2018 günü kahtasoz.com da yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder