15 Haziran 2018 Cuma

Sen Çatla E mi Nefsim!

Haziranda(ramazan ayı) doğmuşum. İsim arama derdi olmamış ailemin. Ramazan demişler bana. Elli beş yaşını doldurup elli altıdan gün aldım. Yarım asrı devirdim anlayacağınız. Ailemin küçük yaşta alıştırmasıyla kendimi bildim bileli ramazan orucumu tutarım. Yeri geldiği zaman peygamberimizin "gözümün nuru" dediği namaz ibadetini ihmal ettim, hatırladığım kadarıyla mazeretimden dolayı birkaç gün yediğimin dışında oruç tutmayı ihmal etmedim. Bana bu oruç ibadetini yerine getirmem konusunda küçük yaşta bu bilinci veren aileme özellikle namaz ve oruç konusunda çok hassas olan babamı rahmet ve minnetle anmak istiyorum. Allah kendisinden razı olsun! Mekanını cennet eylesin!

Bugün ramazanın son günü. Haziran aylarında tuttuğum oruçların ikincisi sanırım. Yani sıcak ve günlerin uzun olduğu günler. Her yıl hicri takvime göre ramazan on bir gün önce geldiğine, her otuz küsur yılda bir aynı günlere denk geldiğine göre çocukluğumda tuttuğum ilk oruçların haziran-temmuz ayları olduğunu anlıyorum. Dördü bitirip beşinci sınıfa geçtiğim yılın yazında Sofu Emmi lakaplı bir ustanın yanında oruçlu oruçlu beş gün inşaatta çalışmıştım. Rahmetlinin "Haydi kuzum" demesi hala kulağımda. Tatlı diliyle çalıştırmayı iyi bilirdi. Kovayla çamur getirmiştim kendisine. Mübarek, yanında kolay kolay büyüklere yer vermezdi. Bunun yerine küçükleri çalıştırırdı. Hatta aldığım beş günlük yevmiye ile babam evimize beş kilo toz şeker almıştı. Beş gün çalışmanın karşılığı, beş kilo toz şeker ettiğine göre demek ki beni çocuğa verilen  günlük harçlığa çalıştırmış Sofu Emmi. Allah rahmet eylesin.

Her ramazan yaklaşırken içim daralır, "Bu sıcakta, bu uzun günlerde nasıl oruç tutacaksın" şeklinde nefsim beni kıskaca alır, sıkboğaz eder. Aklım, fikrim, inancım, tecrübem dinin beş temelinden biri olan oruca eyvallah, başüstüne derken nefsimi karalar bürür, neredeyse karabasan basar. Güler yüzümü güldürmez eder. İçimde bir sıkıntı meydana getirir. Derken ramazan gelir, çatar ve orucuma başlarım. Oruca başlamadan önce nefsimin kötülüğü emretmesi ve kanımda dolaşan şeytanın iğvasıyla içimde oluşan endişenin oruca bismillah dedikten sonra bu endişenin yersiz olduğunu anlarım. Bende oluşan bu heva ve hevesin, tıpkı çalışkanlardaki pazartesi sendromu gibi olduğunu, nefsin isteksizliğinin ilk bir-iki gün oruç tuttuktan sonra geçtiğini anlarım.

Bundan bir ay öncesinde isteksizce başladığım bu ibadete vücudum uyum sağladığı gibi sayılı günler çabuk geçer misali -nefsimin bitmez dediği günler- bugün itibariyle bitti. Boşuna başlamak bitirmektir denmemiş. Bakın bitti. Sonra azmin elinden ne kurtulurdu ki? Yeter ki sen azmet!

Şükür ki bitti, Rabbime olan borcumu ödedim ve şimdi şu an itibariyle bayramı hak ettim. Sağlam olarak bayrama giriyorum. Nefsime galebe çaldım.

Sen çatla e mi nefsim? Sana kalsaydı,  ya da sana uysaydım kara kara günlere kalacak, ben ne yaptım deyip pişmanlık duyacaktım bugün. Şükür ki sana uyup Rabbimin emrine isyan etmedim ve tüm müminler gibi orucumu tutarak bayrama girdim. Cümlemizin tuttuğu oruçlar indi ilahide kabul olsun, nice haziranlarda sağlıklı bir şekilde oruç tutmayı nasip etsin Mevlam. Herkesin bayramı mübarek olsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder