Kadınlar erkeklere göre daha uzun ömürlü olduğu bilinen bir
gerçek. Oranı ne kadar bilmiyorum ama hanımı ölüp de tek başına kalan erkekler çok
aramızda. Bu durumda olup hanımı ölür ölmez kıran kırana eş arayan erkeklerin
durumu, içler acısı hikayeleri filmlere konu olacak düzeyde. Çoluğu-çocuğu,
"Baba olmaz, geçti artık" dese de erkek dullarda kadın arayışı hız
kesmeden devam eder bu ülkede. Erkek arar, kadınlar olmaz, der. Hangi kapıyı
çalsa kapılar yüzüne kapanır. Çünkü kadınların çoğunun ya sosyal güvencesi
vardır, ya dul, ya da yaşlılık maaşı alır, bu yaştan sonra erkek kahrı çekemem,
der.
Sağlığı doğru dürüst el vermeyen, yürümekte ve nefes
almakta zorlanan çoğu yetmişlik/seksenlik torun ve torunun torunu sahibi
ihtiyar delikanlılar, araya araya bulurlar kendilerinden 20-30 yaş küçük bir eş
adayını. Kadını evlenmeye ikna etmek için kesenin ağzını açar: Evse ev,
arabaysa araba, paraysa para, bilezikse bilezik...mehir bedeli olarak kadına
verilir. Çiçeği burnundaki yeni damadımız ikinci baharımı yaşayacağım, günümü
gün edeceğim heyecanıyla evliliğe adımını atar. Çok istediğini Allah vermiştir.
Mutluluğuma bundan sonra diyecek yoktur derken ardı arkası kesilmeyen
sıkıntılar kendisine tebelleş olur. Kadın ya çeker gider, giderken de
erkekten tırtıkladığı para, pul ne varsa götürür gider, izini kaybettirir.
Sonra da uğraşır durur damadımız boşanmak için. Kadın ise, "Ben kocamı
seviyorum, boşanmak istemiyorum" diyerek işi yokuşa sürer. Yetmişinden
sonra evlenen kişilerin hepsinin durumu böyle değildir, mutlaka istisnaları
vardır ama çoğu huzursuz. Aşağıda 80 küsur yaşlarında eşini kaybetmiş bir
erkeğin dramında biraz bahsetmek istiyorum.
Eşi öldükten sonra evlenmek için didindi, üç-dört kadınla
görüştü. Sonunda biriyle evlendi, evlenirken oturduğu evi, eşinin üzerine
yaptırdı. Evi vermişti ama tapuya şerh koydurmuştu. İç halleri nasıldı bilinmez
ama bir duydum, evi boşaltmış, kayıplara karıştı bir ara. Kayıp diye oğlu,
savcılığa suç duyurusunda bulunur. Günlerce aranır ve taranır ama bir türlü
bulunmaz. Sonunda bizim damat, yeni evlendiği eşinin evinde bulunur. Kadın 15
gün boyunca çok sevdiği kocasını bir odaya kilitleyerek dışarı çıkmasına imkan
vermemiş. Kadın alttan girmiş, üstten çıkmış, evin üzerindeki şerhi kaldırtmada
eşini ikna etmiş ve haberi yokken emlakçı vasıtasıyla evi satmış. Kaybettiği
eşin yerine yeni bir eş alarak evlenen kişi evlendi ama yıllardır oturduğu evi de
elden gitmişti.
Yeni eşi, evi satmak suretiyle bir anda büyük bir servete
kavuştu. Parayı bir taraftan yiyip içerken altına da bir araba çekti. Keyfine
diyeceği yoktu. Kadı kızında bile bir kusur olacağına göre bu kadının da bir
kusuru vardı. Çünkü ehliyeti yoktu ve araba süremezdi. Bunun da yolunu buldu.
Gideceği, gezeceği yere damadı getirip götürüyordu. Kadın keyif çata dursun,
yıllardır evleneceğim diye tutturan ve evlenen,; evlenirken evini kaybeden
damadımız, huzur bulamadığı yerden uzaklaşarak huzur bulmak için soluğu
huzurevinde aldı. Şimdi aylığı beş yüz liradan huzurevinde kalırken bir
taraftan da avukat tutarak boşanacağım derdinde. Hanımı ise "Ben kocamı
seviyorum, boşanmayacağım" inadında. Ne de olsa ikinci baharını yaşıyor.
(Daha doğrusu biz öyle biliyoruz. Kaçıncı baharı bilinmez, kaç ocak söndürdü,
meçhul.) Çünkü adamın daha yenecek parası var. Ne de olsa hem yurtdışından hem
de buradan maaş alıyor. Yani çift maaşlı altın yumurtlayan bir koca. Adam
boşanır boşanmaya ama ömrü kifayet eder mi bilinmez. Oğluna göre "Parasını
önce hanımına yedirdi, şimdi de avukata yediriyor, bize bir kuruş
göstermedi" diyor.
Yazdığım bu durumu ayıpladığım anlamına gelmesin, Allah
kimsenin huzurunu bozmasın, yuvaları yıkılmasın. Örneklerine çokça
rastladığımız bu durumun daha fazla olmaması niyetim. Bu durumu yazdım ki
yetmişinden sonra evlenmek isteyenlerin dikkatli olması, yoğurdu üfleyerek
yemesi, huzur bulacağım derken huzuru mumla arar noktaya gelmemelerinin önüne
geçmektir. 18.03.2018, Ramazan Yüce, Konya
* 26/03/2018 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 26/03/2018 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder