İnsanın olduğu yerde sorun olur, olmaması da mümkün değil
zaten. Çünkü insan hata ve yanlış yapmaya müsait bir varlıktır. Önemli olan
aradaki sorunu diyalog yoluyla uygun bir zamanda çözmektir.
Taraflar
sorunu çözmeyi dert edinmelidir, iletişim yolunu asla kapatmamalıdır. Sorunu
çözmede akıl ön planda olmalıdır. Alınganlık ve duygular aklın önüne geçerse
sorunun büyüklüğü veya küçüklüğü önemli değil, sorun çözülmez. Hatta daha da
büyür. Taraflar sorunu çözmek için birbirini suçlamadan her şeyi ortaya
dökmelidir, birbirinin hangi söz ve davranışına niçin alındığını ve kırıldığını
açık yüreklilikle konuşmalıdır. Bunun için ortamın konuşmaya müsait olmasına,
tarafların birbirini ön yargısız dinlemesine ihtiyaç vardır. Laf getirip
götürene itibar etmemelidir, hatta böylelerini dinlememelidir, konuşma
pozisyonu tarafların sakin olduğu, mantıklı düşündüğü ortam olmasına dikkat
edilmelidir. Konuşma yeni yaralara ve sorunlara kapı aralamayacak şekilde nazik
ve kibar bir şekilde olmalıdır. Birbirinin açıklamasını yeterli görmelidir,
niyet okuma yoluna gitmemelidir. Haklı veya haksız olunsa da taraflar
birbirinin gönlünü almak için özür dileme yoluna gitmelidir. Özür, bütün
yağları eritir. Bu kişileri birbirini anlamaya yaklaştıran jesttir, iyi
niyettir, benim için değerlisin demektir. Aynı zamanda öz eleştiridir, yapıcı
olmadır, masaya sorunu çözmek için oturdum demektir. Böyle davranılmadığı
müddetçe birbirlerine karşı alınganlık artar, her hareketleri birbirine batar,
farklı farklı anlamlar çıkarılır. Birbirinden uzak kalsalar da birbiriyle
yaşamaya devam eder. Bu hareket ne kendine fayda sağlar, ne de başkasına. Ne
kendine ışık verir, ne de başkasına. Birbirlerini incittikleri, birbirlerini
kırdıkları, birbirine eziyet ettikleri yanlarına kâr kalır.
Anlatmak
istediğimi başımdan geçen şu olay en güzel şekilde anlatır sanırım: Adıyaman-Kahta'da
görev yaparken beraber çalıştığımız iki arkadaş askere gittiler. Askere
giderken iki ayrı kira vermeyelim diye iki evin eşyasını bir eve bıraktılar.
Kira öderken bir ay biri, diğer ay da öbürü kira ödemesi yapıyordu. Ayın
birinde sıra hangisinde ise kirayı gönderememiş. Ev sahibi yanıma gelerek
'Senin arkadaşların kirayı göndermedi' dedi. Telefonla askerdeki arkadaşlarla
görüştüm. "Gönderemedik" dediler. Biz buradan karşılayalım dedim.
Dönem enflasyonlu dönem. Tek maaşlı bir insanım. Aldığım kıtı kıtına yetiyor.
Birazını ben karşılasam da kiranın tamamını karşılamam mümkün değil. Çare
olarak kendisinde para olduğuna inandığım ortak bir arkadaşımıza gidip durumu
anlattım. Ki eşi de çalışan biriydi. "Ben veremem, babama ilaç parası
göndereceğim" dedi. Beklemediğin bu cevap beni üzdü, kırdı ve alındım o
arkadaşa. Çaresiz güç-bela parayı denkleştirip arkadaşların ev sahibine
kiralarını verdim. Kendisinde para olduğunu bildiğim arkadaştan uzaklaştım,
mesafe koydum. Kendi kendime "Babasına ilaç parası gönderecekmiş, ilacın
parasını devlet öder, sen sadece % 20'ini ödersin. Bunun da edeceği ne
kadardır. Madem vermeyeceksin, adam gibi bir mazeret bul bari, senden olsa olsa
iyi gün dostu olur..." dedim.
Gel
zaman git zaman askerlerimiz tezkerelerini alıp göreve başladı. Gelip gidiyoruz
birbirimize. Para vermeyen arkadaş da aramızda. Çünkü ortak arkadaşız. Bu
arkadaşa mesafe ve soğuk duruşumu sezen çiçeği burnundaki askerlerimiz bir ara
bizi bir araya getirdi. Kendisine açık yüreklilikle sordum, "Sayın hocam!
Babana ne ilaç parası gönderecektin? Bildiğim kadarıyla ilaç bedelini zaten
devlet ödüyor" dedim. Arkadaş bana, " Tarım ilacı alması için para
gönderecektim" der demez 'Mübarek! Ben sandım ki eczane ilaç parası
göndereceksin. Şimdi oldu. Ben yanlış anlamışım" dedim, konuyu kapattık.
Başımdan
geçen bu olayı çözen tek cümle idi. Yanlış anlamam dolayısıyla 6 ay boyunca
kendisine hem kararmış, hem de buğzetmiştim.
Günümüzdeki
alınganlık ve kırgınlıkların çoğunda yanlış anlama olduğunu düşünüyorum. Yeter
ki enine-boyuna konuşulsun, insanların arasında çözülemeyecek bir sorun kalmaz.
* 01/05/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 01/05/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder