Dünyanın herhangi bir yerinde ne zaman bir deprem meydana
gelse kıyametin zamanıyla ilgili peygamberimizin işaret parmağıyla orta
parmağını birleştirip “bu kadar yakın” sözü gözümün önüne gelir. Yine bir
kişinin kıyametin zamanını sorduğunda peygamberimizin “Kıyamet için ne
hazırladın” sorusuna adamın “hiçbir şey” dediği aklıma gelir.
Hayatımızın bir parçası olan ve bizi zaman zaman gafil bir
şekilde yakalayan veya göz göre göre gelen depremler bana kıyamet sahnesini
hatırlatır. Ben depremleri kıyametin küçük bir provası veya sahnesi olarak
görürüm. Halihazırda kıyameti görmedik ama deprem ve kıyamet bizi aniden ve biz
gafil bir haldeyken yakalıyor/yakalayacak. Nasıl ki kıyamet kopacak, bu âlem
sona erecek ve biz buna kalben inanıyorsak depremler de hayatın olmazsa
olmazıdır. Ne zaman bir gaflete düşsek, birbirimizi kırıp geçirsek, birbirimizi
boğazlasak, şımarsak, oyun ve oynaşa kendimizi versek ardından bir deprem
gelir; kendinizi kaybetmeyin, ahireti unutmayın, size kıyameti hatırlatırım der
gibi.
Nasıl ki kıyametin geleceğine inanıyorsak bir doğa olayı
olan depremlerin de olmasını bekliyoruz. Fay hatları belli. Zira Allah tren
ağları gibi yerin altını döşemiş evreni oluştururken. Fiziksel yasalara göre
bakalım insanlar tedbir aldı mı, evini-barkını sağlam yapmış mı, bina yapacağı
yerin fizibilite çalışmasını adam gibi etüt etmiş mi diyerekten sırası gelen
fay hattı devreye giriyor. Sonuç olarak Japonya’da daha şiddetlisi olmasına
rağmen ne bina yıkılıyor, ne de insan ölüyor. İş İslam dünyasına gelince her
yer felç ve hercümerç. Deprem bölgesinde depreme karşı böyle tedbir alıyorsak
kıyamet kopunca halimiz harap demektir. Çünkü depreme tedbir almayan bizler mi
kıyamet koptuktan sonrası için tedbir alacağız? Sonuç, yıkım, ölüm ve gözyaşı,
her zamanki gibi.
Bildiğiniz gibi Kuzey Irak merkezli deprem, yıkıcı ve
öldürücü etkisini İran’da gösterdi. Tek beklentimiz ölümün fazla olmaması
şeklinde. Şimdi depremi görünce “Bundan sonra ilk işimiz adam gibi depreme
dayanıklı evler yapalım” deriz. Depremin etkisi geçince unutur, yine
bildiğimizi okumaya devam ederiz, atın ölümü arpadan olsun der gibi.
Şu anda komşumuzda acı var, yapmamız
gerekirken yapmadıklarımızı sorgulama zamanı değil, hele kıyameti hatırlamanın
hiç zamanı değil biliyorum. Yaralar bir taraftan sarılırken sıcağı sıcağına
depremlerle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum.
Allah -sanki- diyor ki, evreni yaratırken koyduğum evrensel
yasalara göre bu dünyada tedbirinizi almazsanız sonunuz gördüğünüz gibi felaket
oluyor. Kim ki bu yasalara uygun yaşarsa bana değil de Güneş Tanrısına inanan Şintoist
olsa bile yaşama hakkına sahiptir. Kim de altından geçen fay hattına rağmen
sağlam bina yapmamaya devam ederse isterse Müslüman olsun yerle bir olur. Çünkü
zaman zaman size yaklaşmakta olan kıyametin yıkıcı ve öldürücü olduğunu
göstermek istiyorum. Sonra bu âlem bir müddet daha devam edecekse bu şekildeki
depremlerle kendisini yenilemesi lazım. Yine siz ne zaman ki beni ve ne şekilde
yaşanılması gerektiğini unutursanız, dünya işlerine dalar, birbirinizi kırar
geçirir, birbirinize çalım atmaya kalkar, birbirinizle kenetlenmezseniz
“Kendinize gelin” diyerekten size hatırlatıyorum. Sonra siz kendi aranızda
sınırlar belirlemiş, devletler kurmuş…saltanat sürmek için birbirinizi yok
etmek istiyorsunuz ya; bakın benim sınırım yok, Irak’ta fay hattını kırar,
acısını İran çeker. Çünkü siz bir vücuda benziyorsunuz.
Birbirinize karşı bu düşmanlık niye? Bir vücudun azaları gibi tek bir devlet
olacağınız ve birinizin acısını diğerleri duyacak şekilde bir ve beraber
olacağınız yerde başkalarına yem olmak için küçük küçük bölünüyor, aranızda
mezhep kavgaları çıkarıyor, birbirinizi yok etmek için uğraşıyorsunuz. Aynı
kazana atılsa kaynamayacak şekilde iyice ayrıştınız. Buyurun size ortak bir
dert veriyorum. Belki bu dert sizi size getirir, aklınızı başınıza alırsınız.
Bak ne güzel birbirinizin yarasını sarmak için koştunuz. Her zaman böyle olun
işte. Ki bu deprem lokal bir fayın kırılmasından ibarettir. Dünyadaki tüm
fayların aynı anda harekete geçmesi demek kıyametin kopması demektir. İşte o
zaman dönüşü olmayan bir yola girdiniz demektir.
Şimdi merkez üssü Irak olan depremin etkisi İran’da ortaya
çıktı. Yarın hangi ilimiz veya illerimizde olur, muamma. Umarım son depremimiz
olur. Depremlerdeki birlik ve beraberliğin, dayanışmanın deprem sonralarında da
devam etmesi temennisiyle ölenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar
diliyorum. 13/11/2017
* 15/11/2017 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder