Gündemde 2018-2019 memur maaş artışlarının görüşmeleri var.
Yetkili sendika, masaya 10+6, 10+8 teklifiyle oturdu. Hükümet adına adı
geçen yıllar için memurlara verebileceği zam oranını ilgili bakan 3+3, 3+3
olarak açıkladı. İlgili sendikanın yetkili başkanı "Bu teklife
kapalıyız" diyerek tepki gösterdi.
21 Ağustos'a kadar görüşmelere devam edilecek. Hükümet teklifini yinelese de
çıkabileceği oran ne yetkili sendikayı ne de memurları memnun edeceğe benziyor.
Çünkü perşembenin gelişi çarşambadan
belli gayri.
Hükümet ile yetkili sendika zam oranında uzlaşamazlarsa
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu son noktayı koyuyor. Önceki yıllardaki işleyişine
bakılırsa bu Kurul’un, hükümetin verdiği zam oranını aşması söz konusu
değildir. Memur ne umarsa umsun, yetkili sendika ve diğer sendikalar ne
teklif ederlerse etsinler, sonunda imam bildiğini okuyor. Çünkü toplu
sözleşmelerde top hep hükümettedir. Memur lehine sadra şifa bir durum ortaya
çıkmıyor. Memur, “hakkımızı verin”
derken, hükümet ise “anlıyorum ama olsa
can feda” diyor. Hasılı memur bir yüzünü karartıyor, devletse iki yüzünü.
Tencere-kapak misali yuvarlanıp gidiyoruz. Hemen hemen her alanda eli açık
davranan hükümet nedense iş memurun maaşını artırma konusuna gelince bütçe
durumunu öne sürüyor. Bu durum geçmişten bugüne genelde hiç değişmedi.
Hükümetler, "Memurumuzu enflasyona
ezdirmeyeceğiz."mantığını güder hep. Bu, “ Ne uzayacaksın ne de kısalacaksın” demektir.
Yetkili sendika hesap-kitap yaparak masaya oturuyor umutla.
Ama hükümet kılı kırk yararak bütçe imkanlarını gösteriyor, 2,5 milyon memura
yüzde bir versek bütçeye maliyeti şu kadar açıklaması yapılıyor. Madem ki
dördüncüsü olan bu toplu görüşmelerde hep hükümetin dediği oluyor, o zaman
bunun adına toplu sözleşme demenin bir alemi yok, masaya da oturmaya gerek yok. Sonra bu işte yine bir anormallik
var. Hükümet geçen aralık ayı bütçe görüşmelerinde önümüzdeki yıl memura
vereceği zam oranını zaten bütçeye koyuyor. Bütçeye konan zam oranını izleyen
yılın ağustos ayında pazarlık konusu yapmanın hiç gereği yok bence. Öyle günlerce
tarafların hazırlanmasına, bir araya gelmeye, memurun beklenti içine girmesine
hiç gerek yok. Hükümet, kafasındaki plana göre vereceğini versin, memurlar bir
iki sızlansa da bir müddet sonra alışır bu zamma. Zaten yapacağı bir şey de
yok. Beğenmeyen çeker gider. Zira dışarıda bekleyen alternatifi milyonlar var.
Enflasyonun çift haneli olduğu yıllarda hükümetlerin
verdiği zamlar oran bakımından yüksekti, fakat verilen zamlar hayat
pahalılığının içinde erir giderdi. Son hükümet geldiği andan itibaren
enflasyonla mücadelede başarılı oldu, hatta tek haneli rakamlara indirdi bu
canavarı. Memura fazla vermese de vatandaşın alım gücü artmıştı. Hükümetin
2018-2019 yılları için verdiği zam oranlarına bakılırsa hükümet hala enflasyonu
tek hanelerde seyrediyor sanıyor. Halbuki geçen yıldan beri enflasyon çift
haneli rakamlarda geziniyor. Bu durumu ev geçindiren, çarşı-pazara alışverişe
giden insanımız daha iyi anlıyor. Çünkü yıllardır yerinde sayan, hatta
gerileyen fiyatlar kıpırdamakla kalmadı, uçtu gitti neredeyse. Birileri bunu
özellikle hükümete hatırlatmalı. Yine hükümet zam oranı verirken önümüzdeki
sene enflasyon hedefine göre zam teklifi veriyor. Halbuki yaşanan hayat
pahalılığı önümüzdeki yılın değil, bu yılın hayat pahalılığıdır. Enflasyonun
düşmesine oranla fiyatların düşmesi de zamanla ortaya çıkar.
Memurlar da şunu bilmeli ki çok umutlanmayın, enflasyonun
altında kaldık diye sızlanmayın. Bu ülkenin hükümetleri Refah-Yol hariç kolay
kolay memura vermedi. Bu ülkede memur ne uzar ne de kısalır. Hükümetlerin
parolası bu. Öte de bir şey beklemeyin. 15/08/2017
* 19/08/2017 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 19/08/2017 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder