21 Temmuz 2017 Cuma

Adaletten ayrılmasın hiç!

Ülkede vekil olmak, partinin üst organlarında görev almak, kabinede yer bulmak siyasete atılan her bir kimsenin hayal ettiği vazifelerdendir. Kabinedeki her bakanlık önemlidir önemli olmaya. Çünkü ülkede hizmetler bakanlar vasıtasıyla icra edilmektedir. Bir kişi bakan olmuşsa artık bir mazereti kalmamış demektir.

Yeni kabine açıklandı. Nispi bir değişiklik yapıldı. Gidenler, gelenler ve görevi değişenler var. Her bir değişiklik bir umuttur, heyecandır. Bana bugün hangi bakanlık diğerlerine göre bir adım daha öndedir, dense Adalet Bakanlığı'dır derim. Zira bugün bu ülkenin en büyük sorunu adalettir ve birbirimize güvendir. Kimseye derman olmayan, kimseye adalet dağıtmayan, kimsenin çözüm bulamadığı ağır-aksak yürüyen bir adaletimiz var. Devasa adalet saraylarımız adalet dağıtmıyor ya da dağıtamıyor olmalı ki hapishanelerimiz suçlu ile dolu. Kimse içeridekilerin ne kadarı suçlu, ne kadarı masum; dışarıdakiler ne kadar temiz bilmiyor. Öyle ki bugün suçlumuz da adalet istiyor, suçsuzumuz da. Herkesin adalet istediği bir ortamda adaletimiz niçin kör-topal? Sanırım tarafların hiçbiri samimi değil. Herkesin istediği rakibime/düşmanıma ceza yağdıran ama bana dokunmayan adalet de ondan. Bu yüzden adaletimiz yerlerde sürünüyor.

Adaletimiz herkesin elini kanatan ve acıtan gülü eksik böyle bir diken durumundayken nihayet Gül'ümüz geldi. Zira diken gülsüz, gül de dikensiz olmazdı. Bu Gül, diğer güller gibi değil; geçmişi, mayası ve yetiştiği ortam itibariyle etrafına güzel kokular veren bir Gül'dür. Her gittiği yerde varlığını ispatlamış ve etrafını mesrur etmiştir.

Adaletimizin başına gelen bu Gül'den bundan sonra suçlular korksun. Zira tabiatında var olan dikeniyle suçluların cezasını verecek ve suçlu-suçsuz hep birlikte "Adaletin kestiği parmak acımaz" diyeceğiz. Suçsuzlar, üzerine iftira atılanlar ise "Adaletimizden Gül kokusu geliyor, boynum kıldan ince ona" diyecektir. Fıtratında, tabiatında, özünde var olan gül kokusunu vermez; gelene gidene, suçlu-suçsuz demeden, sap ile saman birbirine karışırsa/karıştırılırsa, herkesin elini dikeniyle acıtmaya devam ederse bilin ki, gözümüz ve gönlümüzdeki Gül kurur, etrafına koku vermediği gibi burnumuza pis kokular gelmeye devam eder.

Çalışkan, başarılı, etrafına koku veren ve beyefendi kişiliğiyle tanıdığım bu Gül, kendi haline bırakılırsa herkesin muzdarip olduğu adaletimize katkı sağlayacağına inanıyorum. Yeter ki suçlu-suçsuz herkes adalet istesin, kendisine doğru yontmasın, siyaset veya diğer saikler baskı yapmasın, yargıyı kendi haline bıraksın, yargı mensupları birilerinden emir almasın, kimse adaleti yanıltmaya çalışmasın; şahit, doğru şahitlik yapsın. Kimsenin, hiçbir zümrenin yaptığı suç yanına kar kalmasın.

Allah utandırmasın bu Gül’ü. En güzel şekilde deruhte edeceği mesuliyeti ağır bu görevinde Gül’ümüze başarılar dilerim, Etrafına güzel kokular verir inşallah! Rabbim yardımcısı olsun. Yolu açık olsun.

Not: Burada yargı mensupları görevlerini yapmıyorlar diye bir suçlama değil niyetim. Hepsi görevini yapmaya çalışıyor. İş yükleri ağır olduğu gibi sorumlulukları da fazla. Fakat nedendir bilinmez zaman zaman değişse de çoğu kimse adaletimizden muzdariptir. Eğitim ve öğretimde öğretmen görevini yaparken nasıl ki eğitimimiz sos veriyor, kimse memnun değilse öyle bir şey bizim adaletimiz. 21/07/2017



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder