Ülkede vekil olmak, partinin üst organlarında görev almak,
kabinede yer bulmak siyasete atılan her bir kimsenin hayal ettiği
vazifelerdendir. Kabinedeki her bakanlık önemlidir önemli olmaya. Çünkü ülkede
hizmetler bakanlar vasıtasıyla icra edilmektedir. Bir kişi bakan olmuşsa artık
bir mazereti kalmamış demektir.
Yeni
kabine açıklandı. Nispi bir değişiklik yapıldı. Gidenler, gelenler ve görevi
değişenler var. Her bir değişiklik bir umuttur, heyecandır. Bana bugün hangi
bakanlık diğerlerine göre bir adım daha öndedir, dense Adalet Bakanlığı'dır
derim. Zira bugün bu ülkenin en büyük sorunu adalettir ve birbirimize güvendir.
Kimseye derman olmayan, kimseye adalet dağıtmayan, kimsenin çözüm bulamadığı
ağır-aksak yürüyen bir adaletimiz var. Devasa adalet saraylarımız adalet
dağıtmıyor ya da dağıtamıyor olmalı ki hapishanelerimiz suçlu ile dolu. Kimse
içeridekilerin ne kadarı suçlu, ne kadarı masum; dışarıdakiler ne kadar temiz
bilmiyor. Öyle ki bugün suçlumuz da adalet istiyor, suçsuzumuz da. Herkesin
adalet istediği bir ortamda adaletimiz niçin kör-topal? Sanırım tarafların
hiçbiri samimi değil. Herkesin istediği rakibime/düşmanıma ceza yağdıran ama
bana dokunmayan adalet de ondan. Bu yüzden adaletimiz yerlerde sürünüyor.
Adaletimiz
herkesin elini kanatan ve acıtan gülü eksik böyle bir diken durumundayken
nihayet Gül'ümüz geldi. Zira diken gülsüz, gül de dikensiz olmazdı. Bu Gül,
diğer güller gibi değil; geçmişi, mayası ve yetiştiği ortam itibariyle etrafına
güzel kokular veren bir Gül'dür. Her gittiği yerde varlığını ispatlamış ve
etrafını mesrur etmiştir.
Adaletimizin
başına gelen bu Gül'den bundan sonra suçlular korksun. Zira tabiatında var olan
dikeniyle suçluların cezasını verecek ve suçlu-suçsuz hep birlikte
"Adaletin kestiği parmak acımaz" diyeceğiz. Suçsuzlar, üzerine iftira
atılanlar ise "Adaletimizden Gül kokusu geliyor, boynum kıldan ince ona"
diyecektir. Fıtratında, tabiatında, özünde var olan gül kokusunu vermez; gelene
gidene, suçlu-suçsuz demeden, sap ile saman birbirine karışırsa/karıştırılırsa,
herkesin elini dikeniyle acıtmaya devam ederse bilin ki, gözümüz ve
gönlümüzdeki Gül kurur, etrafına koku vermediği gibi burnumuza pis kokular
gelmeye devam eder.
Çalışkan, başarılı, etrafına koku veren ve beyefendi
kişiliğiyle tanıdığım bu Gül, kendi haline bırakılırsa herkesin muzdarip olduğu
adaletimize katkı sağlayacağına inanıyorum. Yeter ki suçlu-suçsuz herkes adalet
istesin, kendisine doğru yontmasın, siyaset veya diğer saikler baskı yapmasın, yargıyı
kendi haline bıraksın, yargı mensupları birilerinden emir almasın, kimse
adaleti yanıltmaya çalışmasın; şahit, doğru şahitlik yapsın. Kimsenin, hiçbir
zümrenin yaptığı suç yanına kar kalmasın.
Allah utandırmasın bu Gül’ü. En güzel şekilde deruhte
edeceği mesuliyeti ağır bu görevinde Gül’ümüze başarılar dilerim, Etrafına
güzel kokular verir inşallah! Rabbim yardımcısı olsun. Yolu açık olsun.
Not: Burada yargı mensupları görevlerini yapmıyorlar diye
bir suçlama değil niyetim. Hepsi görevini yapmaya çalışıyor. İş yükleri ağır
olduğu gibi sorumlulukları da fazla. Fakat nedendir bilinmez zaman zaman
değişse de çoğu kimse adaletimizden muzdariptir. Eğitim ve öğretimde öğretmen
görevini yaparken nasıl ki eğitimimiz sos veriyor, kimse memnun değilse öyle
bir şey bizim adaletimiz. 21/07/2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder