Milli Eğitimde not vermede objektif kriterlere uygun bir
ölçme ve değerlendirme yapılıyor mu, yapılmıyor mu? Başımdan geçen bazı
anekdotları sizinle paylaşmak istiyorum bu kısımda:
Orta birinci sınıf Sosyal Bilgiler
dersinde öğretmenimiz sözlü yapmak için ismimi okudu. Ayağa kalktım.
"Adana'da ne yetişir?" dedi. Ben ağzımı açarken daha cevap vermeden
kendisi "Pamuk" cevabı verdi. "Otur hocam, 9" dedi. (9,
onluk sisteme göredir.)
***
Fizik, kimya, biyoloji, matematik
gibi derslere öğrencilik hayatımda hep soğuk baktım. Hani insan sevmediği
yemeği ölmeyecek kadar yer ya. benim ki de öyle. Bu derslere sınıf geçecek
kadar çalışırdım. Biraz çalışınca matematiği severdim. Ama diğerlerine hiç
kanım kaynamadı. Sebebine gelince orta birde fen bilgisi ve lise birde fizik
dersime K.Ş. isimli bir müteahhit gelirdi. Onun dersinde Samet isimli
arkadaşımız tahtaya geçer, kitaptaki bir resmi çizerdi. Müteahhit öğretmenimiz
ise kafasında bin bir tilki hapishanedeki mahkumların koridorda volta atmaları
gibi bizimki de sınıfta dolaşırdı sayısız defa. Dersin son beş dakikasına kala
tahtaya çizilen resmin yanına gelir: "Çocuklar! Şu gördüğünüz buzdolabı
resmi, dolabın çalışması için şu prize takılması gerekir..." derdi zil
çalardı. Çıkar giderdi. "Anlamayoruyuz(arkadaşımızın konuşması bu şekilde
idi. Okul bitti hiç değiştirmedi. Ne okul ona bir şey verdi, ne de o, okuldan
bir şey aldı) hocam" diyen öğrencilere "Kendi adınıza konuşun,
anlamıyorsanız 30 defa okuyun" derdi. Sayısal dersleri gördükçe hep o
müteahhit öğretmenim gözümün önüne gelir, bu derslere sınıf geçecek kadar
çalışırdım. Ne dersten ne de bu derslere çalışmaktan zevk alırdım.
Lise üçüncü sınıfta Biyoloji
dersinden ilk sınavda boş kağıt verdim. Notum 1 idi. İkinci ve üçüncü
sınavlarda onluk sisteme göre o zamanın deyimiyle beş aldım, yani hacı beş.
Birinci dönem biyolojim 3,5 yani zayıf düşüyor. Memlekete gittim karneyi
almadan. Bir arkadaşım tatilde Konya'ya gidiyormuş, karneni alıp geleyim,
zayıfın var mı dedi. Biyoloji var dedim. Dönüşte ne yalan söylüyorsun, zayıfın
yok üstelik takdir belgen var dedi. Karneme baktım. Evet zayıfım yoktu.
Biyoloji notu olmak üzere tekrar göz gezdirdim. Biyoloji notum 5 idi, şimdinin
notuyla iki yani. Sevindim, öğretmen bana güvenmiş ve kanaat kullanmış diye.
Üzüldüm hak etmediğim halde bana fazladan not vermiş diye.
Ara tatilden sonra ders başı
yaptık. Biyoloji öğretmeni sınıfa geldi: "Takdir alan var mı bu
sınıfta" diye sordu. Utana sıkıla kaldırdım, başka da yoktu. Parmağımı
görünce kafa salladı. Kafa sallaması ne anlama geliyordu bilmiyorum ama ya
"Benim sayemde aldın bu belgeyi" dedi. Ya da "Sana hakkın
olmadığı halde geçer not verdim, kıymetini bil" demek istedi. O anda kendi
kendime ikinci dönem bu sınıfta biyolojiden en yüksek not benim olmalı dedim.
Hiç sevmediğim, çalışmaktan haz almadığım ve anlamadığım bu ders ikinci dönem
sınıfta en yüksek yedi idi. O da bana ait idi.
-Devam edecek-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder