21 Şubat 2016 Pazar

Arabamdaki ses


-Ustam  geçen gün kış lastiklerini değiştirdik burada. Dönüşlerde bu arabanın sağ tarafından ses geliyor. Bir bak.
-Kış lastikleri takılınca olur. Bakmaya gerek yok.
-Geçen yıl da takmıştık ama ses yoktu.
-Geçen sene kar yağdıktan sonra takıldı. Şimdi daha kar yağmadı.

# Arabada sorun yok diye binmeye devam ettik sese rağmen... Kar yağdı ama ses yine eksilmedi. Hatta arttı.
***
 Sonunda tamirciye götürdüm sabahın erken saatinde. Usta halen gelmemiş.

Kalfası var. Arabanın sağından, solundan ses geliyor dedim. Arabayı şuraya çek ve çıkart” dedi. Arabayı çekip çıkarttım. Ustan gelince söyle. Yapacaklarını aha bu kağıda yazdım:
-Direksiyonda da  çekme var.
-Rot balanscıya götür. Bizlik işi  yok.
-Eyvallah.
***
Arabayı ustası halen gelmemiş, tamircinin tarif ettiği rot balanscıya bırakıp toplantıya gittim. Usta ardımdan telefonla aradı: “ Sağ üst tablası kırılmış, bilmem neresi eğilmiş, yenisi bu kadar, muadili şu kadar. Ben tamir yapmaya çalışacağım. Ayrıca balans yapılacak. En az 275-300 lirayı bulur. Tamirine başlayalım mı “ dedi. Tamirini yap dedim.

Toplantı bitimi gelip arabayı aldım.  Arabanın çalışmasını göstermek için beni yanına aldı. Şöyle bir tur attık. Bir bardak çay içip tamir  bedeli olan 275 lirayı ödedim:
- Arabayı tamirciye götürmene gerek yok. Yapılması gereken her şeyi ben yaptım.
-Araba çalışınca tak tuk ses yapıyor. Tamirciye bir göstereyim.
-Kış günü arabanın çalıştığına şükretmek lazım. Çalışırken her yerinden ses gelir. Bu normaldir.
***
Arabaya, gelen tak tak sesiyle birlikte  20 gün daha bindik. Daha doğrusu benim mahtumlar bindiler. Onların, arabadan ses geliyor sözüne kulak tıkadım. Öyle ya. Daha 3-5 yıldır binmeye başlayan benim çocuklar mı daha iyi bilir? Yoksa yılların lastikçisi, rot balans ustası, tamircisi mi bilecekti.
Yine bir gün arabadan hiç inmeyen ikizin ikincisi, babaannesini hastaneye götürme için evden çıktı. Real tarafında arabanın direksiyonu dönmez olmuş. Az sonra da araçtan çıkan bir duman, beraberinde   içinden aracın altına bir şeyler akar. Tarafıma açılan telefonla birlikte durumu tamircime bildirdim. Sonuç: Çekici marifetiyle aracın servise getirilmesine kara verildi. Araç; kayış koparmış, devir daimi dağıtmıştı.

Akşamına kadar bir uğraş sonucu aracımız  tamir edildi.
Bu kayış niye kopar? Hemen mi kopar sorusuna:
-Kayış çok önceleri kopacağım diye haber vermiş ama sizin haberiniz olmamış.
-Ne haberi?
-Arabadan tak tak sesler gelir. İşte o ses, kayışın kopacağının işaretidir. Sizin haberiniz olmamış.

Sonunda arabadan gelen tat tak sesinin;  kayışın: ‘Ben kopacağım’ sesi olduğunu içine sıkışmış 325 lira karşılığında öğrenmiş olduk.

Sizin de arabanızdan ses geliyorsa hiç merak etmeyin 325 lira karşılığında öğrenebilirsiniz.  Bu da benden size bir kopya. İyiliğimi unutmazsınız, umarım. İyilik bunun neresinde derseniz. Mübarek ben o sesin ne olduğunu öğrenmek için aylarımı verdim ve bana toplamda 600 liraya mal oldu.
***
En garibime giden de araca binmeden, bakmadan muayene etmeleri. Ha binip bir baksanız. Bu arabanın şu derdi var deseniz ne olur? Doktorlar sizi muayene etmeden şikayetinize göre ilaç yazsa ne dersiniz?
***
Ne zaman tamirciye gitsem, şuna bir bakın desem: “ Arabanın neyi var. Sen ne dersen biz oraya bakarız.” Cevabı alırım. Mubarekler! Ben 40’ından sonra araç sürmeye başladım. Ne anlarım ben neyi olduğundan. Sonunda yazlık-kışlık bakımını yapın, en azından yağını, suyunu değiştirin derim. Dediğim yerlere bakarlar. Diğer taraflar Allah kerim. Sonuç: Araç  duruncaya kadar yola devam.
***
Önce 8 yıllık zorunlu eğitim, akabinde gelen 12 yıllık eğitimle beraber maalesef sanayide çırak kalmamış. Ustalar mevcutla yetiniyorlar. Mevcut kalfalar ve ustalar bu işi bırakırsa arabalarımızı kim tamir eder. Tamirci bulursak kaça tamir eder, hiç düşündük mü?
Ha benimkisi Pazar Pazar felaket tellallığı...
  21/02/2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder