13 Ocak 2016 Çarşamba

Hayata dair kopyalar= Altın öğütler


Dünyaya tekrar gelinmez, bunu biliyorsunuz. Ama farz edelim ki tekrar geldiniz. Ne yapacağım, ne işle iştigal edeyim diye hiç düşünme.

Faraziye üzerine konuşma. Gerçeklerden hareket et dersen. Mutlaka oğlun, kızın vardır. Ya da torunun. Bu söyleyeceklerim onlar için bir ışık kaynağı olabilir.

İş için devlete kapağı atmaya çalış. Emekli oluncaya kadar rahat edersin. Hiç sırtın terlemez. İş garantin var. Geleceğin patronun iki dudağı arasında olmaz. Gelmek istemediğin zaman önce yıllık izinlerini kullan. Sonra 10+10 mazeret iznini. İşe gelmek istemediğin zaman hastaneye git muayene ol. Tahlilleri öğleden sonra al. Bu muayene işini de zaman zaman kullan. Ardından 20+20 tek hekimden rapor al. Sonra istediğin kadar heyet raporu. Bütün bunları kullandın mı? Ardından bakmakla yükümlü olduğun birine yılda toplamda 6 ay refakat izni al. Geriye daha çalışacağın zaman kalırsa çalıştığın müdürün sana kafa izni versin. Seni idare etsin.

Mesai kavramı da çok önemli değil. Geç gelip erken çıkabilirsin. Kurumunda bulunmak zorunda olduğun zaman iş yapmana gerek yok. Her kurumda azim ve gayretli olanlar var. Onların sayesinde bir parazit gibi yaşamaya devam edersin. Kazara iş yapman gerekti mi? İşini düzgün yapma. İşini düzgün yaparsan ihale hep sende kalır. Hep yanlış yap. Böylece amirin sana iş vermez. Kurumunda yerin vardır. Git orada otur. Doğruluk ve dürüstlüğü de kimseye verme.

Sana amirin bir şey söylerse hep mazeret uydur. “Arabam bozuldu, otobüsü kaçırdım. Çocuğum hasta. Eve kayın validem geldi. Taksitlerimi ödeyeceğim” gibi  her güne farklı bir mazeret uydur. Biliyorsun “İki günü eşit olan ziyandadır” hadisi çerçevesinde her güne yeni, farklı bir mazeret ve gerekçeyle uyan.

Zaman zaman bir densiz çıkar seninle uğraşmak isterse; “Ben bu davaya yıllar yılı hizmet ettim, karşılığı bu mu olacak de. Yok mevcut yönetime aykırı bir duruşun varsa; benim görüşüm,, sendikam, dünya görüşüm ve partim farklı olduğu için bana bunu yapıyorlar “ diyerek ortalığı velveleye ver.


Emekli olduktan sonra da “Devlete 25 yıl hizmet ettim” diye göğsünü kabarta kabarta gez.

Ben böyle yaparsam işler ne olacak diye düşünme. Devletin malını hep deniz bil. Sen musluk akarken testini doldurmaya bak. Devleti sırtlayanlar asgari ücretlilerdir. Hepimiz onların tepesinde tepiniyoruz. Üretenler de onlar. Çalışanlar da. Terleyenler de.

Sana zaman zaman bu dünyanın ötesi de var. İşlerimizi doğru yapalım diye cins ve gıcık birileri çıkar. Onların sayıları azdır. Zaten sevenleri de olmaz. Kulak ardı et gitsin. Çünkü onlar anlayışsızdır zaten.

Aman sen alnını falan terletme. Boşa gitmesin. Senin nefes alman bile bir nimet. Bu dünya senin kıymetini bilmiyor. Sen gününü gün etmeye çalış.


Biliyorum senin aklın Şeytan'da bile yok. Bunları sen zaten yapıyorsun. Benimkisi hadsizlik. Sana akıl vermek benim ne haddime.13/01/2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder