Ana içeriğe atla

Siyasete gireceklere...

.
Ameller niyetlere göredir. Her kişi için ancak niyet ettiği şey vardır. Kimin hicreti Allah'a ve Rasûlüne ise onun hicreti Allah ve Rasûlünedir. Kimin hicreti bir dünyalık elde etmek yahut bir kadınla evlenmek ise onun hicreti o niyet ettiği şeyedir. Hadisi Şerif
Siyasi partiler vekil adaylarını belirlediler. Ülkemize hayırlı olsun. Önceliği ülkeye hizmet olan kaliteli adayların meclise gitmesidir. Sanılmamalı ki, aday olanlar çok kaliteli ve yetenekli, aday olamayanlar da çok kalitesiz ve yeteneksizdir. Bir tercih yapılmıştır o kadar.
SEÇİM ÇALIŞMAN ESNASINDA;
-Gürültü yapma,
-Görüntü kirliliğine zemin hazırlama.
-Meydanda miting yaparak trafiği felç etme.
-Rakiplerinin -daha önce istiflediğin- kasetlerini piyasaya sürerek belden aşağı vurma.
-Seçim esnasında ekonomini sarsacak şekilde saçıp savurma, başkasının -özellikle zenginin-sana destek olarak vereceği yumurtaya aldanma. (Unutma ki bu ülkede, akrabalar bile birbirlerinin düğünlerinde aynı ve eşdeğer hediye alış verişi yaparlar.) Hazineden aldığın milletin parasını yerli yerinde kullan. Yetim malıdır bilesin. Her yasal olan hakkaniyete uygun anlamına gelmez.
-Seçim esnasında mal beyanında bulun.
-Siyasete ne kadar devam edeceğini, siyaseti meslek haline getirip getirmeyeceğini taahhüt et.
-Tüccar ve iş adamı isen iş yerini devrettiğini söyleme, işini kim yürütecek onu açıkla.
-Başkasına devrettiğin eski iş yerinin ya da ortağının asla devlet ihalelerine girmeyeceğini söyle.
-Rakiplerini kötülemekten ziyade ne yapacağını anlat.
-Benim yazımı okuyarak vakit geçirme.
SEÇİLDİKTEN SONRA;
-Ülkenin kronikleşmiş sorunlarına eğil.
-Bir birey olduğunu unutma.
-Her zaman hakkın ve mağdurun yanında yer al.
-Bir vekil olarak milletin önünde ceketini ilikle.
-Vekillik maaşının dışında herhangi bir akarda gözün olmasın.
-Polise, askere, kamu adına görevini yapanlara vekil kimliğini gösterme. Mücadelen görevini yapanlarla değil de yapmayanlarla olsun.
-Gücünü vekilliğinden değil, kişilik ve kimliğinden al.
-Torpil, kayırma, işe yerleştirme ve bir makama getirmede eşini, dostunu kayırma.
-Oğlun, kızın, damadın, kardeşin rutin işlerine devam etsin, etrafında ayak bağın olmasın.
-Meclise girer girmez yeminden sonra ilk işin asgari ücreti insanca yaşanacak bir seviyeye yükseltmek için çaba sarf etmek olsun. Eğer yükseltemiyorsan ikinci işin asgari ücret ile Ankara'nın en ücra mahallesinde bir hafta, bir aylık asgari ücretle geçin. Geçinebiliyorsan asgari ücreti düşür.

ADAY OLUP SEÇİLEMEZSEN;
-Kazanan rakibini tebrik ederek geri işine dön.
ADAY ADAYI OLUP TERCİH EDİLMEZSEN;
-Önceki işine geri dön, başka beklenti içerisine girme.
-Tercih edilmeyişini hayır kabul et ve sonucuna katlan.
-Partine küsme.
İLLA VEKİL OLMALIYIM YA DA BİR YERE GELMELİYİM DİYORSAN;(!)
-Bulunduğun partiden ayrıl, bir müddet başka partileri destekle sonra geri gel baş tacı yapılırsın. Bütün kapılar açılır, kıymetin bilinir. Artık senin için yükselmenin sınırı yoktur.
-Reklamını iyi yap.
-Basın, medya ile iyi geçin, hatta onları doyur.
-Bir cemaat ya da bir gruba gir, grup psikolojisi ile hareket et. Hiç kendin olma. Bir gün ihale senin grubuna verilebilir.
VEKİL SEÇİLİR PARTİN DE İKTİDAR OLURSA (!)
78 milyonu yönetmek için,
-Doğu ve Güneydoğuyu ağa, şeyh, aşiret ve toprak ağalarına,
-Batı ve diğer yerleri de cemaat, grup vb kişilere ihale et.

-Ağa, şeyh, aşiret, cemaat, grup ihanet ederse kural bellidir, diğer eşdeğerlerine, yedeklerine ihale et ki, bir delikten ikinci defa girmiş olasın.... 09/04/2015

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde