Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Durdurulamayan Güç

Belli ki birileri İsrail'e Ortadoğu'yu dizayn etme görevi vermiş. Büyük İsrail projeni gerçekleştir demiş. Belki de İsrail ya da Siyonizm kendine vazife edinmiş.  İsrail de verilen görevi yerine getiriyor.  İsrail bu işe kalkışmadan önce İsrail'e kafa tutacak çevrede ne kadar ülke varsa Arap Baharı adı altında devletsizleştirildi ya da etkisizleştirdi. Mısır, Irak, Suriye, Libya gibi. Bugün bu ülkeler ha var ha yok. Arkalarından Fatiha okuyacak kimseleri bile yok.  Önünde kendisine karşı çıkacak bir güç kalmayınca, İsrail kah Gazze kah Lübnan kah Yemen kah İran saldırıp duruyor. Gazze ve Lübnan'ı hallettikten sonra sıra Ürdün'e mi gelir, Irak'a mı gelir, Suriye mi olur, Türkiye mi olur, bunu zaman gösterecek.  Şu var ki İsrail'e yürü, parçala, yut, arkandayız diyen irade, arzımevuda kendini inandırmış. Kitaplarında, mülkleri gördükleri toprakları orantısız güç kullanarak kanlı bir şekilde ele geçiriyor. Girdiği yerden de çıkmıyor.  Amacına ulaşmak için her y

Takkeli Dağ Serüvenim

Yan taraftaki bayrak Takkeli Dağ'ın Tepesindeki bayrak. 14 Eylül 2020 tarihinde çıkmıştım buraya.  Salgın dolayısıyla yüz yüze eğitime ara verildiği, yavaş yavaş uzaktan eğitimin başladığı zamanlar.  16.50'de canlı dersim var. Öğle vakti yürüyüşümü yapıp geleyim diye evden çıktım.  Rotayı Yeni Meram Tıp Fakültesine çevirdim. Oraya varınca biraz geçtim. Saray Köy tabelasını gördüm. Dedim Saray Köy'e gideyim.  Vardım oraya. Takkeli Dağ tüm azamet ve yüksekliğiyle kendini gösterdi.  Bir çeşmeden yaşlı bir amca su dolduruyordu. Amca bu dağa nereden nasıl çıkılır dedim. Köyün yamacından dedi. Hiç çıktın mı dedim. Çocukluğumda dedi. Gel haydi bir de şimdi çıkalım dedim. Çıkamam bu yaşımda dedi. Kaç saatte çıkılır dedim. İki üç saatte ancak dedi.  Saatime baktım. 13.00 suları idi. Dersimin başlamasına 4 saat var. Acaba dersi kaçırır mıyım dedim. Herhalde kaçırmam. Amca 2-3 saat dediğine göre ben daha erken çıkarım dedim ve köyün yamacından dağa tırmanmaya başladım. İlk hedefim su

Namaz Pislikleri Örtme Aracı Yapılmamalı

Ölümünün ardından günler geçmesine, olayla ilgili ondan fazla kişinin tutuklanmasına rağmen küçük kız Narin'in ölümü hala gizemini koruyor. Çünkü sık sık ifade değiştiriliyor. Gizli tanık, verdiği ifadelerini sık sık değiştirse de değişmeyen ifadelerden biri, Narin'in ölü bedeninin bir battaniye içerisinde amcası tarafından kendisine teslim edilmesi, gizli tanığın cesedi çuvalın içine koyması, dere yatağına koyduktan sonra cesedin üzerini 20 kilo taşla kapatması. Cesedi dere yatağına koyduktan sonra eve gelip namazını kılması, ardından herkesle beraber arama kurtarma faaliyetlerine katılması. Narin niçin ve kimler tarafından öldürüldü üzerinde durmayacağım. Zaten bu konuda görsel ve yazılı basında konuşuluyor, yazılıp çiziliyor. Cesedi gömen kişinin hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi Narin'i araması üzerinde de durmayacağım. Bu ifadede en dikkatimi çeken ise bu kişinin cesedi dere yatağına koyduktan sonra görülmesin diye üzerini taşla kapatıyor, sonra da eve gelip namaz kılıy

Kime Kulak Vermeli?

Akıl ve mantık çerçevesinde konuşana, Ağzında fermuar olana, Bin düşünüp bir konuşana, Kâr zarar hesabı yapana, Olayların perde gerisini okuyana, Konuşurken sesini yükseltmeyene, Ağzında hakaret olmayana, İnsan onuruna önem verene, Din, ahlak, milli ve manevi değerleri çıkar için kullanmayana, Hamaset ve slogan yapmayana, Nazik ve kibar olana, Proje adamı ve gizli ajandası olmayana, İçi, dışı bir olana, Duruşu, omurgası ve prensibi olana, Kin gütmeyene ve intikam peşinde koşmayana, İnadım inat demeyene, Zararın neresinden dönersem kâr diyene, Kendi başının cezasını başkasına çektirmeyene, Yerinde, zamanında ve kıvamında konuşana, Herkese ayar vermeye çalışmayana, Söz ve eylem çelişkisi yaşamayana, Yaptıkları ve konuştuklarıyla etrafındakileri bezdirmeyene, Bedeli ilk kendisi ödeyene veya ödemeye hazır olana, Her şeyi kıvamında ve tadında bırakana, Kendisini mükemmel ve Hint kumaşı görmeyene...

Kimden Uzak Durmalı?

Hep hamaset yapandan, Sloganvari konuşandan, Sesi yüksek çıkandan, Konuştuğunun önünün arkasının nereye varacağını hesap etmeyenden,  Durmadan konuşandan,  Hep konuşandan,  Bol keseden atandan,  Mangalda kül bırakmayandan, Ateşli konuşandan,  Kırıp dökenden,  Kırıp döktükten sonra kendisi bedel ödemeyip bedeli başkasını üzerine boca edenden,  Geçmiş çöplüklerden beslenenden, Korku yayanlardan, Başkasını kötüleyip kendisini bulunmaz ve vazgeçilmez Hint kumaşı görenden,  Söz ve eylem çelişkisi yaşayandan, Konuşmasında akıl ve mantık olmayandan,  Sürekli U dönüşü yapandan,  Kâr ve zarar hesabı yapmayandan,  Kutuplaştırmayı iyi becerenden, İyi kin güdenden,  Omurga, duruş ve prensip sahibi olmayandan,  Dini, dini ve milli değerleri aksesuar olarak kullanandan,  Hep din, dini değerlerden referans gösterenden, Gizli ajandası olandan... 

Tek Sermayeleri Çene Olanlar

Yaşını başını almış, yetmişine merdiven dayamış niceleri vardır. Bu tiplerin çoğu okur yazar değil. Dışarı çıkma imkanları yok. Çünkü yürümekte zorlanırlar. Çıksalar bile yol yolak bilmezler. Bir meşgaleleri de yok. TV falan izlemezler.  Dört duvar arasına hapsolmuş bu kişiler hayata tutunmak, hastalanmamak ve bu halinden daha da geriye düşmemek için poşet poşet ilaç kullanırlar. Zaten çoğunun raporlu ilaçları vardır. Kullandığı ilaçtan kaç tane kaldığını sayar dururlar.  Bu tip yaşlıların tek sermayesi; Çene,  Hep çene,  Bol çene,  Sadece çene,  Çene çene çene.  Ve Tekrar,  Bol tekrar,  Hep tekrar,  Sadece tekrar, Tekrar tekrar tekrar.  Çünkü başka sermayeleri yok. Yeter ki bir dinleyen bulsunlar. Kovanın içinde ne varsa onu her gün alt üst etmek suretiyle yinelerler ve anılarını tazelerler. Ne de olsa anılar yaşlıların koltuk değneğidir.  Anlatırken çeneleri yorulmadığı gibi rahatlarlar.  Anlattıkça rahatlasalar da bu çene; Bezdirir. İllallah dedir

MESEM'in Sıra Dışı Öğrencileri

Bugün MESEM adı verilen çıraklık eğitim merkezlerinde genellikle ortaokulu bitirmiş, lise seviyesinde olan öğrenciler okumakta ise de sıra dışı öğrenciler de gözlerden kaçmıyor. Çünkü yaş sınırı yok.  9.sınıf bir MESEM sınıfına girdim. 30 yaşın üzerinde bir hanımefendiyi sınıfta gördüm. Bu kadın veli olmalı. Ne arıyor burada derken kadının öğrenci olduğunu öğrendim. Takı tasarım alanında çalışıyormuş. Aynı kadın okulda veliymiş aynı zamanda. Çünkü diğer 9 MESEM'de muhasebe okuyan kızı varmış. Anne madem kızım okuyacak, ben de gideyim, meslek öğreneyim demiş.  Diğer öğrencilere ismiyle hitap ederken anne öğrenciye bir şey soracağımda isminin yanına hanım eklemek suretiyle hitap ettim.  Mesleki eğitim merkezinde koridorda dolaşan birini, nöbetçi öğretmen, ne arıyorsun burada dedi. Sınıfıma geçiyorum dedi. Ne sınıfı, veli misin dedi. Hayır şu sınıfta öğrenciyim dedi. Yaşını sordum. 37 yaşındayım dedi. Yeni mi aklına geldi okumak dedim. Öyle oldu. Şu kadar yıldır sigortam var. Çalışıyo