İnsan
ve toplum birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Çünkü insanoğlu sosyal bir
varlıktır. Birbiriyle anlaşabilse de anlaşamasa da beraber yaşamak zorunda.
Topraktan yaratılan ilk insanla birlikte insanoğlu çoğaldı. Mevsimlere göre bir
yerden bir başka yere göçtü durdu. Geçimini avcılık ve hayvancılıkla sağladı.
Ekip dikmeye başlayınca yerleşik hayata geçti. Yerleşik hayatla birlikte
insanoğlu kendi eliyle devletler kurdu, sınırlar oluşturdu. İstedi ki bu
kurduğu devlet, düzeni sağlasın ve kendisine hizmet etsin.
Devlet
dediğimiz, insanın kendi eliyle oluşturduğu bir tüzel kişilik iken bazıları
devleti kutsallaştırıyor. Devlet kutsal mıdır? Bana göre devlet önemlidir,
olmazsa olmazdır ama kutsal değildir. Kutsal olan insandır. Çünkü görüp
kullandığımız her şey gibi devlet de insanın eseridir.
Devlete
kutsallık atfedildiği zaman ne olur? Ne sakıncası var denebilir? İş devleti
kutsal kabul etmekle kalmıyor. Devlet adına iş yapanlar da kutsal görülmeye
başlanıyor ya da devleti yönetenler kendisini kutsal görmeye başlıyor. Kutsal
olanı eleştiremez, yanlış yaptığı zaman karşısında duramazsın. Esas sorun da
burada başlıyor.
Düşünce
suçlarından ceza almışların çoğunun suçu, devlete karşı suç işlemiş olmalarıdır.
Millet adına devleti yönetenler, eleştiri hakkını kullananların eleştirileri
hoşlarına gitmeyince her tarafa çekilebilen kanun maddelerinin arkasına
sığınarak düşünceyi susturma yoluna gidebiliyor. Bir zamanlar insanımız
askeriyeyi ağzına alamazdı. Hemen TSK'yı tahkir ve tezyiften hakkında suç
duyurusunda bulunurdu. Cezaevinde olanlar için bir af veya ceza indirimi söz
konusu olduğunda devlete karşı işlenmiş suç kabul edildiği için düşünce
suçluları, af veya ceza indiriminin kapsamı dışında bırakılıyor.
Bürokrat
veya üst yönetici adına ne dersek diyelim devleti yönetenler, vatandaşın
emrinde ona hizmeti şiar edinmesi gerekirken vatandaş onlara hizmet eder hale
geliyor. Saygı onlara gösteriliyor, taltif ve ikram onlara yapılıyor.
Savaşı
onlar çıkarır, sen ölürsün. Ekonomiyi yönetemezler, vatandaşın vergilerini har
vurur, harman savurur; yerli yerince kullanmazlar krizi ve ceremesini sen
çekersin.
Külfet
daima halkın, nimet ise onlarındır. İtiraz edersen sana bir güzel had
bildirirler. Devlet bunu yaparken devletin imkânlarından azami derecede
faydalananlar da yapılan hadsizlikte devletin yanında yer alırlar.
Sonuç
olarak devleti, devlet adına iş yapanları kutsamak doğru değildir. Devlet
dokunulmaz, hesap sorulmaz değildir. Devlet devletliğini, vatandaş da
vatandaşlığını bilecek. Vatandaş vergisini verecek, devlet ve devleti
yönetenler de vergiyi yerli yerinde kullanacak, vatandaşın ihtiyacı olan
hizmetleri yerine getirecek. Devleti yönetenler/üst yöneticiler kendi
rahatlarından önce vatandaşın rahatını düşünecek.
27/12/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.