Hepsi olmasa da emeklinin çoğu 2023
yılını 7.500 lira ile geçirdi. Bu para yetmez denince defaten her emekliye bir
5 bin verildi.
2024 yılında telafi ederiz derken
en düşük emekli maaşı 10 bine çıkarıldı. Üzerine de bu yıl kendilerine emekli
yılı ilan edildi. Koca bir yıl kendilerine bahşedilmesine rağmen emekliler
bundan hoşnut olmadı. Çünkü onlara göre dağ fare doğurdu.
Yeterdi, yetmezdi. Zaten bu düşük
alanlar fazla prim yatırmadan emekli oldular diyenlere kulak vermeyeceğim.
Yetip yetmediğini bugün kiraların en düşük emekli maaşı seviyesinde hatta daha
üstünde olduğunu söylemem yeterli. Bu paranın bu enflasyonist ortamda
yetmeyeceği aşikar.
Açıkçası, 2024 yılının emekli yılı
ilan edilmesi de şu anlama gelir:
Başımızın üstünde yeriniz var ama
yok. Olsa dükkan sizin demektir.
Bir diğeri de bir seçimi kaybeden
bir kimseye moral vermek için siz bizim gönlümüzün sultanı, gönlümüzün
birincisisin denir ya işte öyle bir şey.
Neyse geçelim emekli maaşlarının
yetip yetmediğini. Emekliler sadece 2023 ve 2024 yılında değil, ben bildim
bileli hep mağdurlar.
Emekliler geçen yıldan beri sosyal
medya üzerinden mağduriyetlerini duyurmaya çalıştı ama sadra şifa olacak
şekilde seslerine kulak veren olmadı.
Burada emeklimiz çok. Bütçe
imkanları bu kadara imkan veriyor. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar emekli yok
diyenimiz çıkar. Haklılar da. Gerçekten bu ülke emekli cenneti diyeceğim ama
emeklilik ile cennet bir arada tezat teşkil eder. Emekli ve cehennem daha uygun
düşer. Çünkü emeklilik insanımıza cehennem hayatı yaşatıyor. En doğrusu bu
ülkede emekli enflasyonu yaşanıyor demek daha doğru olur.
Yalnız bu emekli enflasyonunun
yaşanmasının bilfiil sorumlusu emekliler değil. Bunlara kapı yaralayan, çanak
tutan, oy kaygısıyla SGK sistemiyle oynayan gelmiş geçmiş siyasi iradelerdir.
Geleyim, yanlarında sadra şifa
olacak kimseyi bulamayan emeklilere.
Gazetelerin yazdığına göre
ülkemizde 16 milyona yakın emekli var. Bu rakamda ne cemaat ne tarikat ne STK
ne ordu ne de siyasi parti var. Birçok ülkenin nüfusundan da çoklar.
Emekliler çok fakat emekliler çokluklarını
değerlendiremiyorlar. Eş ve çocuklarıyla birlikte emeklilerin bileğini kimse bükemez.
Ne yapıp ne edip parti kurmalarında fayda var. Türkiye’nin en büyük partisi olurlar.
Yüzde birlik bir partinin bile desteğini almak için büyük partiler ne tavizler veriyor.
Adını da ben koyuvereyim: Emekliler Partisi (EP).
Diyelim ki emeklilerin bir kısmı yüksek
maaş aldıkları ve de çalışmaya devam ettikleri için emeklilerin yanında yer almayabilir.
Bu türden emekli yoktur da varsın beş milyon olsun. Geriye kalan 10-11 milyon emekli
bir güçtür. Ve emekliler bu güç olduklarının farkında değiller. Bunun için bir araya
gelip organize olmalılar ve partileşmeliler. Öyle sosyal medya üzerinden istekte
bulunmakla olmaz. EYT adı verilen emeklilikte yaşa takılanlar eylem yaparak, protesto
ederek, basın açıklaması yaparak, siyasilerin kapılarını aşındırarak nasıl sonuç
aldılarsa emekliler de sonuç alır.
Parti kurmak maliyet. Emekliler bunun
nasıl altından kalkabilir denebilir. İnanın çok fazla para harcamalarına gerek yok.
Emekliler konağına giderek orada partilerini kurabilirler. Bunun için ağzı laf yapan
ve iş bilen bir emeklinin başı çekmesi yeter. Mecliste birinci parti olurlar. Olamasalar
bile birinci gelen parti bunları yok kabul edemez. Burada haklarını savunurlar ve
haklarını söke söke alırlar.