İşimden arta kalan zamanlarda,
önemli bir havadis var mı diye İnternetten bir siteyi o değilden karıştırırım.
Bir de gündemde ne var diye sosyal medyaya göz gezdiririm.
Yürüyüş yaparken
YouTube'dan bazı videolar dinlerim.
Nefeslenmek ve çay
ihtiyacımı gidermek için bir çay ocağına oturduğumda -eğer yalnız isem- bir
şeyler yazar çizerim.
Pazar günü, elimde
telefon yürüyüş yaparken seçtiğim bir videoyu dinlemeye başladım. Pazar
ihtiyacımı göreyim diye bir markete yöneldim. Sebze ve meyve alırken dinlemeye
devam edeyim diye cep telefonunu cebime koydum. Alışveriş yaparken başladığım
video bitti. Reklamın ardından sıradaki video başladı. Bir dizi analizi idi
konu. İki hanımefendiden biri soru soruyor, diğeri cevaplar veriyordu. Kızıl
Goncalar dizisiymiş konuştukları. Diziyi de ilk defa duydum.
Konuşmadan anladığım
kadarıyla bugünlerde gündem buymuş. Kaç gündür bir tartışmadır gidiyormuş.
Dizide tarikat ve cemaatler konu ediniliyormuş. Dizi birilerinin bam teline
basmış olmalı ki dizi yasaklansın diye RTÜK'e şikayet bile edilmiş. Gelen
tepkiler üzerine dizi hakkında RTÜK inceleme başlatmış. Hasılı dizinin yayından
kaldırılma durumu söz konusuymuş. Hatta dizi çekimi için bazı mekanlara dair
daha önce alınan izinler bile iptal edilmiş.
Konuşmayı tam
dinlemeden eve girdim. Bu dizi neyin nesi, nerede yayımlanıyor? Tartışma ve
tepkiler olduğuna göre bu dizi hakkında bilgi sahibi olmalıyım dedim.
Az bir istirahatten
sonra diziyi buldum. Daha ilk bölümü imiş dizinin. Baştan sona izledim. Dizi
sürükleyici idi. Çünkü sonu belli olan bildik dizilerden değildi. Farklı bir
konu ele alınıyordu. Dizinin başında hayal ürünü dese de hayatın içinden bir
tarikat ve cemaat hayatı ile seküler tipli kişilerin hayatı işleniyor.
Dizide, işini düzgün
yapmaya çalışan cemaat mensubu Meryem’in, cemaatine mensup bir börekçide tereyağı
yerine adı belli olmayan başka bir yağın kullanılmasına karşı çıkması
dolayısıyla ilk günden işini kaybetmesi, kızını okutmak istemesi ama eşinden
çekinmesi,
Kızı Zeynep’in
cemaate mensup kurs yerine orta ve lisede okumak özlemi,
Babanın kızını hafız
yapma isteği,
Cemaatin önemli
kişisi Cüneyt’in gizemli kişiliği,
Şeyh efendi adına
işleri takip eden, ikinci adam rolündeki Sadi, tatlı diliyle çok tekin olmayan işlerin
adamı olduğu,
Doktorluğunu düzgünce
yapmaya çalışan Levent’in karşılaştığı zorluklar ve kızını yarış atı gibi sınava
hazırlaması,
Doktorluğunu yurtdışında
yapmak isteyen bir doktorun hikayesi,
Kursta dayak atan bir
kurs görevlisi,
Tarikatın, hastane ve
savcılık ilişkisi gibi konular...
Dizi yasaklanmadığı takdirde ileri bölümlerde çok
şeye gebe olduğunun, seyirciyi ekrana kilitleyeceğinin ipuçlarını ilk bölümde veriyor.
Açıkçası dizi bir Türkiye
gerçeğini ele alıyor. Senarist, hayatın içinden girmiş konuya. Oyuncular yabancısı
oldukları alanda sahici bir rol üstlenmişler. Dizi ilk bölümüyle benden tam not
aldı.
Şikayet edenleri ve tepki
gösterenleri anlayamadım. Neyin kavgasını ve mücadelesini veriyorlar? Dizide işlenen
konu ve roller Türkiye’nin acınası bir gerçeği değilse gülüp geçin gidin. Yok, dizi
cemaat ve tarikatlarda bazı yanlışlıklara işaret ediyorsa demek ki böyle bir görünümüz
var. Biz kendimizi düzeltelim denmesi gerek. Açıkçası tepkileri “Bizde böyle durumlar
var. Ama bunlar konu olarak işlenmemeli” şeklinde anlıyorum.
Sahi, bu konuda bir yaranız
yoksa bu gocunma niye?
*27/12/2023 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Aşır Karye ismiyle yayımlanmıştır.